Gurur, onur vs gibi kavramlarin artik gecerliligi yok. Gecin bu isleri. Torpilsiz hicbir sey olmuyor. Sizin doldurmayacaginiz yeri baskasi gule oynaya doldurur.
Bir amcamın oğlu eski bakan. Öbür amcamın kızı halen bakan yardımcısı.
21 yaşında işitme engelli,2 yıllık bilgisayar programcısı oğlum işsiz. En son çay fabrikası işçiliğine başvurduk kurada çıkmadı. Anlayacağınız o dediğinizden bende yok.
--torpille ekmek parası kazanacağınıza; gururunuz, ve onurunuzla aç ölün derim. bunu yapanlar vatanı da satar, her şeyi de yapar.--
+ya dostum sen ne anlatıyorsun amk?
-diyelim ki, benim babam beni torpille belediyeye soktu.geleceğim kurtuldu. tamam bir yerlere torpille girdim ama bana verilen işi hakkıyla yapıyorum. onur,gurur vatanı satar sen ne anlatıyosun amk zihniyete bak.
-herkes burada götünü yiyim ayağını yapıyor geçiniz. asgari ücretle çalışırken birine diyecekler ki '' gel seni şuraya sokayım.100 bin maaş alırsın,9-6 çalış'' dese '' yoooook ben kendi emeğimle bi yere gireceğiiiim '' dersiniz eminim aynen.
Torpille ekmek parası kazanacağınıza (her gün, her lokmanızla başkasının hakkını yiyeceğinize ve çocuklarınıza ve ailenize onursuzca yedireceğinize); gururunuz, ve onurunuzla aç ölün derim. Bunu yapanlar vatanı da satar, her şeyi de yapar.
Herkesin başkalarını zerre düşünmeksizin sadece küçük dünyalarını kurtarmak ya da konfor alanlarını korumak peşinde olması, mevcut sosyal çürümenin en büyük sonuçlarından birisidir zaten. "Herkes yapıyor", "Ben yapmazsam başkası yapıyor." vb ancak bataklık parazitlerinden çıkabilecek cümleler de, bu haksızlık ve hırsızlık durumunu asla meşrulaştıramaz, tam aksine bu sosyal rezilliğin en üst seviyeye ulaştığını gösterir. Bu sosyal çürüme, hiç bir ekonomik buhrana ya da siyasi krize benzemeyecek şekilde ülkeyi en derinlerinden tehdit etmektedir. Kendin market aç kimi alırsan al, zaten liyakatsizleri koyarsan batarsın ama herkesin ortak malı bu ülkeyi kimse keyfine göre batıramaz, batıramamalıdır. Umarım ne demek istediğimin nasıl ağır sonuçları olacağını kimseler yaşamaz. Gerçi ilk büyük darbeyi hali hazırda bizzat yaşıyoruz. Bunu büyük batışın, en başlangıcı olarak düşünüp o şekilde kıstas yapılabilir.
iktidarı eleştirmek (dolu, boş fark etmeksizin) yegane varoluşsal misyonuymuş gibi davranan ve birilerinin güvenle: "bu yapmaz" ya da "bunlar yapmaz" dediği muhalefet bile, iktidarın yaptığı gibi (hatta daha fütursuzca ve rahatça); yeğenini, gelinini, kız kardeşini, baldızını vb. belediyelerde olmadık yerlere getirmeye devam etmektedirler.
Mesela muhalefet partisi, Belediye Başkanlarından uymalarını bekledikleri; atama ve görevlendirme şekilleriyle ilgili kurallar hakkında, çeşitli bildiri ve yönergeler yayınlamalarına karşın (göstermelikmiş dedirtecek şekilde), Bursa'daki Belediye Başkanının baldızı, halen daire başkanı olarak görevli gözükmektedir. Demek ki muhalefet, daha kendi partisinden çıkan başkanına bile söz geçirememektedir. Hal böyle devam ettikçe, daha güçlü geliyoruz hayalleri başlarına yıkılacaktır. Torpil yapan herkesin; -her kim olursa olsun- vatana ve devlet kurumlarına olan güvene daha fazla zarar vermemesini diliyorum.