hakkını ararken kanunlar dahilinde hareket edip , polis taşlamayıp, sağa sola molotof sallamadığı müddetçe anasının sikilmesine gerek duyulmayan kişidir.
sonsuz bir arayışın mağduru olarak, arayışının vehmine kapılan erk sahipleri tarafından yitikler listesine kaydedilir ve o listenin son olmayacak, sonsuz arananları arasında, arayışının çaresizliği kadar çaresiz bir ad ve soyad olarak bir istenmeyen istatistik olarak algılanmaya mahkum olur.
gerçeği arayanlar oldu bu ülkede ve bulabildikleri tek gerçek katlerine yazılmış imzasız fermanlar oldu.
hak arayanların haksızlık dehlizlerine mahkum edildiği coğrafyalardan sözediyoruz, farkındalıklarımızdan ürken kulaklarımızı sadece masalları dinlemeye şartlayarak.
özgür olduğumuzu, alabildiğine istiklal ve istikbal vadeden bir coğrafyanın insanları olduğumuzu düşünmeye işte tam da bu yüzden ihtiyacımız var.
korkma nidaları ile başlayan istiklal marşımız kadar güzel, gerçeğimizi yüzümüze vuran ninnimiz var mı acaba, merak ediyorum.
korku imparatorluğumuzun fikri hür, vicdanı hür prangalıları olarak, yaşasın istiklal ve istikbalin yegane teminatı olan emperyal!
türkiyenin hukuk sistemi yüzünden insanlar hakkını arayamaz durumdalar.
bir dava açmak istesen avukat tutman ve davayı açtırman için ayrı ayrı para ödemek zorundasın. ama eğer paran yoksa dava açamazsın, hiçbir avukat buna yanaşmaz ve hakkını arayamazsın.
kökten değişmesi gereken bir hukuk sistemine sahibiz.
örneğin birinden alacğın var ve elinde senet mevcut. bu parayı kurtarman için senetin belirli bir miktarını ödeme yapıp davayı sürdürebiliyorsun. paran yoksa kaptırdığın parayı da kurtaramıyorsun.