Menşei dışarıda olan, tüm dahil olduğumuz kültür ve uygarlık seviyeleri dizgilerine ters ve yabancı olan kurumların oluşturduğu gen, şecere, soy tahlilleri profesyonellik dahilinde incelenmiş olduğu iddaa da edilse kesin suretle güvenilemeyeceği aşikâr durumdur. Zira Özal döneminde Türkiye'den milyonların kan ve dna analizleri toplumsal duyarlılığa onularak sızdırılmış, 1700 son çeyreğinden bu yana süre gelen Moğol ,Türk, acem gen benzerliğinden gem vurulmaya çalışılmıştır. Türklerin 9000 yıl öncesinden bu güne yurtlukları, kültürleri, uygarlıkları, dinleri, lehçe ve ağızları,ananeleri bulundukları coğrafya ve etkileşim dahilinde oldukları diğer uygarlıklar çerçevesinde değişmiş yan sekte olarak elbette ki şeceresi de farklılaşmış öz, masun kalmamıştır. Aynı ingiliz kültürünü yaşaya gelmiş iskoç insanları gibi. Etkileşim ne kadar sıkısysa gen havuzu hadde girift bir hal almış.
bu durumda dikkat edilmesi gereken nokta şudur; menşei kaynağı dışarda olan çalışmaların ne düzeyde güvenilir olduğu? Zira daha geçenlerde kardiyoloji alanında 1 yüzyıl Boyu yapılan bir hatanın, yüksek zümre ve tebaalarca doğruluğu kabul edilmiş, doktor onaylı intiharların bazı reddi ilhak olundu. Bahsi geçen çevreler insanlıklarını hatırladılar daha fazla ilaç satımı için insan hayatını hiçe saymayı reddettiler. Bunu kendi insanlarına yapan tebaanın uygarlığın herhangi bir kurumuna ne denli güven Duyulabilir? Türk soyunu, gen havuzunu araştıracak bilim adamları yine Türk kökenli olmalıdır. Yahut Türk uygarlığından yetişmiş, Türk ile uygardaş bir kültürden Gelmeli değilse de tüm insanı benlik hevesinden, ırk yada diğer (ekonomik, sosyal, toplumsal) güdülerin esaretinden masun olmalıdır. Buna rağmen güvenilir çalışmalar yürüten yabancı kaynaklı kurumlar yok mudur? Elbette vardır. Yine de misyonerliğin Afrika da yayılması adına güdülen içtimai stratejilerin Türkiye gibi kültürü, uygarlığı, refahı orta üst bir memleket adına yürütülmesine izin vermemek gerekir. " soyun Türk değil Moğol'dur" gibi ibareler Türkiye kültürünü sekteye uğratacaktır. Hiç kimsenin, hiç bir mecranın sen şusun demeye hakkı ve haddi yoktur. Bu tüm toplum ve sosyal topluluklar için geçerli bir kaidedir.
dünyanın 4 milyon yıl yaşında oldugunu insanlığında bir kaç milyon yıldır yer yüzünde olduğunu var sayarsak mahfuz ve masum kalan herhangi bir ırkın varlığından söz edilemeyeceği aşikârdır. Yeni dünya düzeni evrensel vatandaşlığı öne sürerek eski tip toplumlaşmaları ırk yada coğrafî olarak reddetmektedir. Ve elbette bir dayanağa ihtiyaçları vardır. Her ne kadar Türkiye köklü ve sağlam temellere dayansa da adeta bilimsel misyonerlik ile kültürel bağları eritmenin rahatlığı ve basitliği bazı çevreleri cezbetmektedir.
ayrıca şahsi kanaatim ilk rastladığımda bu gen analizine katılmaktı. Heyecanlandırı ve cezbedici etkisinin altında ki Habaset dolu bilinci fark etmemek için deli olmak gerekir. Zira internet adresi uzantıları Türkiye ye ait gibi dursa da numune ve örneklerin postalandığı yer, link uzantılarının bağlı olduğu kurumlar Türkiye ye ait değildir. Bu hem bir çözünüm atılımı hemde bir fişleme aparatıdır. Zira gen havuzlarında bulunan numunelerin çoğu dış kaynaklıdır. Bu havuzda uyuşacagınız gen portatifleri ancak ve ancak yabancı değerleri ve genleri ile örtüşür. ibareler de Yahudilik , filmlerde bol bol işlenen ve zamanında ecdadın kanını dökmüş savaşçıları konu alır. Yakınlık ve hayranlık uyandırmalarının tehlikesi ortadadır. Bir tane daha; http://www.genomturkiye.c...-test-yaptirabilirim.html
