faşizm ile ırkçılığı birbirine karıştıran insan hezeyanı. faşizm kabaca totaliter rejimlerin milliyetçiliğe yakın olan kanadını ifade eder. benito mussolini döneminde ortaya çıkmış ve doktrini oluşturulmuştur. kelimenin kökü olan fasces de bir demet çubuğu ifade eder. bireyin tek başına çok güçsüz olduğunu (kuru bir dal gibi) ancak toplu haldeyken güçlü olacağını (toplu bir demet dal parçası gibi) iddia eder.
bu yüzdendir ki faşizmin temelinde kitlelerin bireysel olarak kendilerini bir lidere teslim etmeleri (reich, bizde de başbuğ, kimi zaman daha küçük ölçekte reis) ve düşünmeden hareket etmeleri (bkz: act before think) yatmaktadır. faşist doktrine göre bu şekilde disiplinli ve toplu olarak hareket eden bireyler, artık birey olmanın ötesine geçerek bir bütün bedeni oluşturabilirler. nasıl ki bir insan bedeni için hücreler ne kadar küçük ve önemsizse bir faşist devlet için de birey o derece küçük ve önemsizdir.
bu bizde yok mu sanıyorsunuz? bir daha düşünün. evet, nazizm kadar ya da italyadaki, ispanyadaki faşizm kadar net değil belki ama türkiyede faşizmin tohumları çoktandır ekilidir. ancak yine de daha adil olmak gerekir ki, bizde asıl eğilim faşizme değil, otoriterliğedir.
aradaki fark ise basittir. faşizmde iktidar toplumu kendi çatısı altında mobilize eder. onları her an kullanır ve siyasete dahil eder. otoriter rejimlerde ise toplumun siyasete etkisi minimal tutulur. bizde geleneksel olarak otoriterlik yaygındır. ama son zamanlarda olanlara yeterince dikkat edilirse akp döneminde faşizmin en azından bazı unsurlarının yerleşmeye başladığı söylenebilir.