taciz bir hastalık mıdır, eğer eşcinsellik öyleyse evet...
otobüs yolculuklarından hiç hoşlanmamışımdır. imkanım oldukça, tren, uçak ve hatta gemi yolculuklarına çıkarım ama asla, otobüs, minübüs, her ne kadar ray üzerinde gitsede, götten otobüse benzeyen, metrobüs ve diğer mahlükatları ile yolculuk yapmaktan hiç haz almam.
abi bi kere, elini atsan, yanda oturan, 63 yaşındaki bey amcanın, sönmüş çüküne değecek. hele biraz uzun bıyluysan ayağınla yaptığın basınç, önünde oturmakta olan, 45lik ''ablaye(teyzeye)'' depik atmışın hissi verecek. dahası, geç osurmayı, tıksırmalar bile iç içe. iki kişinin arasındaki mesefa bir yumruk boyu kadar bile yokken, ve tanımadığın bir kişi olurken, yanındaki isim mütamadiyen, sen gelde bu araçla yolculuk yap. hiç olacak iş değil, vesselam..
ama düştük bulunduk, allah sizi düşürmesin.
yol esnasında bebeğini emziren, sevgilisini emziren her tür kadının göğüsleri senin gözlerin önünde. ulan babane milletin, göğsünden götünden, ama yok, adam senin çaprazda, attırsan kulaklarına değdireceğin mesafede. hal böyleyken, izleyeceksin işte ya bahtına, 20 lik güzel bir kızın dik göğüsleri, ya da 63 lük pörsüğün sutyen değişimi, ne çıkarsa..
dahası, ara duraklarda inip binerken, birbirimni avuçlamalar falan.
türkiye de eşcinselliğin yayılmasının temel sebebi, hiç şüphesiz yıllardır bu otobüs-minübüs kuyruklarında zoraki birbirine dayanmalardır. git gel fren yap, sonunda akraba oluyor onca millet. hatta inanın otobüs yolculuklarında tanışıp evlenen ve hatta zirveler düzenleyen kişiler, ve sözlük yazarları var.
şu an ankara aştim deyim. inanın hilmi tunalı yı besleyen bu aşti. hilmi tunalı nın kırıtıklarının tek sebebi. gişelere giderken bir izdiham, sonra emeklesen dahi kendini usain bolt sanacağın bir sözüm ona yürüyen, özde şöyle arada, hafiften bir giden merdivenler.
ve o esnada, her tür hastalık başlangıcı. zar zor attım burada kendimi internet cafe ye, o halde bile, eşcinselllik göstergesi çeşitli ibareler. yanımdan geçerken, göz atmalar, göbek atmalar, makas atmalar. ya bu arada ne kadar zor iş, şu türkiye de karizma ve öpen bir erkek olmak. esasında, bırak emarelerini, yalnızca erkek olmak bile zor iş.
diyorum ya lan yavşak iki saattir. aklın nerde, üç paragrafı okudun, gördün avuçlama hallerini sende imrendin de mi? böylesiniz işte lan, hepinizin içinde bi yerlerinde var, kırıtma arzusu. offff yaaa ne kadar zor şey, çooook yalnızım bu hususta, hemde çooook.
otobüste kadınların, erkeklerin, öyle böylelerin, çocuğunun ihtiyarının tacizine sürekli ama sürekli bir maruz kalmış. yeter yav, yeter vallaha. insanın da bi dayanma eşiği olur, heryerde, özellikle bu otobüslerde hep aynı terane. bir formül bulunmalı. bayanla erkeklerin (yabancı olurlarsa) genelde otuttulmadıkları gibi, bu gibi işlerden dolayı erkeklerle erkeklerde oturtulmamalı. sonra ilerde şöyle böyle oluyorlar.