türkiyede kadın olmak kadar zordur erkek olmak.
herkes kadın şöyle eziliyo, kadına yönelik şiddet şöyle çoğaldı diye konuşup dururken erkeğin problemlerişnden bahseden yok. erkeğe yönelik şiddetten konuşan yok.
türkiye'de erkek olmak çok fazla zorluğu vardır. bence bunların en önemlisi çalışmayan ya da az kazanan biriyle evlendiğinde sırtına binen yüktür. tabii ki evlilik kutsaldır da bu kadar olmaz ki kardeşim. asgari ücretle çalışan bir bayanın sırf maaşı var diye ayda üç bin liralık alışveriş yapması insafsızlıktır.
ayrıca ortaokul ve lise yıllarımdan hatırladığım kadarıyla kızlarla yaramazlık yapınca dayak yiyen hep biz olurduk, nasıl oluyorsa kızların hepsi ağlamaklı bir tavır takınırdı ve yırtarlardı. biz erkeğiz ya ağlayamaz paşa paşa dayağımızı yer ve otururduk.
Türkiye'de erkek saymakla bitmeyecek kadar zorluklarıb uyaşayan insandır.
not:başlangıç çocukken erkek çocugu isen yaşın kaç olursa olsun. bakkala çakalla her yere sen gönderilirsin. annenin evin dekarosyonunu değiştirirken bütün ağır mobilyalrı erkek çocuk kaldırır.bu böyle devam eder. evlenirsin dahada agırlaşır.
Kendisine ailesi ya da çevresi tarafından bir yaşam çerçevesi çizilmesi ve onun içinde yaşamaya mahkum bırakılması.
(bkz: ailemizin gururusun yürü be koçum)
bebeklikten başlar, hep bir yarış içerisinde olmaktır. türkiye de erkekler kendileri için yaşamaz, bebekken pipisinin boyu, okul çağında karnesinin pekiyi sayısı, ergenlikte çıktığı kız sayısı, askerlik çeliklenme dönemi vatan millet için dönemi, askerlik sonrası çalışma yarışı, evlenme aşaması ve eşi için yaşam devamı. kendi için bile ölemez, torun torba derken. yani yaşamadan geçen bir yaşam. en iyi yaşadım diyen bu kuralları daha çok yerine getirelerdir...
futbola neden bu kadar ilgi duyduğunuz bayanlar tarafından sürekli sorgulanır.
sen ne kadar futbol yemektir, futbol sudur, futbol aşktır, futbol sadece futbol değildir desende, anlamazlar.
adliyelerde, erkek stajyer ayakta beklerken, benim gibi stajyer olan hatunların mini etekleriyle müdürlerin ısmarladıkları çayları içmeleri gibi sık rastlanan anayasaya aykırı zorluklardır.
edit:yani orda bir yanlışlık olmuş, ayakta bekleyen benim*
kadınını çalıştırmaktan hoşlanmayan erkeğin ömür boyu sırtında duran semerinin hiç gevşememesi durumudur. kızların beni güzel buluyormusun, ayla mı iyiydi, yoksa leyla mı hadi söyle hangisi gibi aptalca sorgularına maruz kalmaktır. sen aslansın, sen adamsın deyip erkeği ateşin taa ortasına atmaktan çekinmeyen mantığa sahip olmaktır. bir başına yaşam mücadelesi verip, bir evin içinde kırk kişinin yükünü omuzlamaktır.
