türkiye'de en zor yapılabilen ve muhatabı tarafından en zor kabul edilen şeydir eleştiri.ne anne babamızı eleştirebiliriz ne arkadaşımızı ne de hakim otoriter gücü...
ya da çok partili hayata amerika'nın emriyle girdiğimizi kim dinler???
atatürk'le latife hanım'a ait belgelerin, mektupların açıklanması bile etik kavramlar gözetilerek değil atatürk çevresinde oluşturulan imajlar bütününün zedelenmemesi için istenmez.
ya da chp gibi bir sol parti yani açılımlar üretmek yerine hala her eleştiriyi atatürk'ün partisine hakaret edemezsiniz diyerek savuşturmayı deneyebilir.
ya da özelleştirme gibi ekonomik bir icraatı bile şeriat'ı getiriyorlar gibi zekice (!) bir mantıkla izah edebilir.
atatürkü eleştiremeyiz, orduyu eleştiremeyiz, atatürkün partisini eleştiremeyiz, türkü ve türk insanını eleştiremeyiz, din adına yapılan saçmalıkları eleştiremeyiz, devleti eleştiremeyiz.
türkiye'de eleştirebilmek ya da eleştiriye tahammül.
doğunun mistik yanıyla batının pragmatizmini yanlış anlayıp aynı potada eritip kendimize has bir anlayış geliştirdik..
hem tez canlıyız hem uyuşuk ve umursamaz..
deprem için önlem almazken kendi oluşturduğumuz putların en robot bekçileri olabiliyoruz sorgulamadan...
dayak yeme, hapise girme, öldürülme... gibi sonuçlanabilen durum.
geçen tvdeki bir programda;
türk insanının eleştiriye olan kapalılığını, eleştiriyi genelde kavga olarak yorumladığını, eleştiriden olumlu yararlanamadığını belirtmişlerdi. iyi belirtmişlerdi.