türkiye de demokrasi demek kadrolaşma demektir

entry1 galeri0
    1.
  1. evet efendim, türkiye'de demokrasi olduğuna sizler de inanmıyorsunuzdur herhalde.

    bu demokrasi denen illet, ya da durun bi' saniye! ben bu yazımda demokrasi söcüğü yerine, elerki sözcüğünü kullanmak istiyorum. çünkü gerçekten çok daha anlamlı geliyor. baksanıza ne kadar da iyi taşıyor barındırdığı keskin anlamları: el erki. neyse konuya dönelim. biraz geçmişe gitmek istiyorum: 1946 yılına. çok partili rejime yeni yeni geçmiş olduğumuz zamanları, biraz da olsa ansıtmak istiyorum sizlere. şimdi bu ismet inönü var ya...

    ***

    çok geriden başlarsam eğer, yazının sonunu getiremeyeceğim. derdimiz bugün; yani referandum, yani sizin derdiniz.
    kasım 2002 genel seçimleriyle başlayan bi' sürecin içindeyiz malumunuz. görüyoruz ki yaklaşık sekiz yıldır, belli bir hükümet tarafından güdülüyoruz. açıkçası değişen hükümetler, değişen isimler, giden vekiller, gelen bakanlar hiçbiri sikimde bile değil ama dedim ya, sizin çok sikinizde. işte bu yüzden, bazı şeyleri açıklama gereği hissediyorum: sekiz yıl gibi uzun bi' sürenin ardından akp hükümeti köylerden şehirlere, beldelerden ilçelere kadar her yerde kadrolaşmıştır. hemen hemen bütün belediyleri almışlardır. devlet'in bütün kademelerine kendi adamlarını yerleştirmişlerdir. örneğin domalan belediyesini ele alalım: domalan belediyesi ak parti tekelinde olsun, ilk iş olarak belediyenin çalışanları değiştirilir. kendi adamlarını seçmece olarak çeşitli konumlara yerleştirirler. çöpçüsünden itfaiyecisine, memurundan hademesine kadar...
    bu seçilen elemanlar genelde çevresi geniş, bol çocuklu, bol akrabalı insanlardır. bu da bi' strateji olsa gerek. sonra aradan zaman geçer, yerel seçimler geride kalmıştır. yaklaşan genel seçimler vardır ve belediye heyecanlıdır. hemen sandık timi oluşturulur. sandık görevlisi adem haklı vs. vs. sandık başkanı halim baykuş vs. vs. şeklinde ve seçim günü gelip çatar. saf anadolu insanım sandık başına gider ve hür iradesiyle oy kullandığını sanır, halbuse hepsi koca bi' yalandır.
    sandıkları açarlar, oyları sayarlar, pusulaları yırtarlar ya da yakarlar... veya sandıklar kaybolur, sayımda yanlışlık olur, sandık görevlisi doğurur... nerede ulan elerki!?

    gördüğünüz üzre, elerki dediğimiz şey: hanedanlık gibi bi'şeydir aslında. taht kavgaları yüzünden kardeş kardeşi öldürmüyor belki ama açlıktan binlerce insan sokaklarda ölüyor. etin tadını bilmeden ölen insanlarımız var. asgari ücretle altı çocuk okutmaya çalışan işçilerimiz var. var oğlu var amına koyim!

    bi' de referandum var ki: kılıçdaroğlucu'su da var, erdoğancı'sı da, bahçelicisi'de...

    ***

    be hey romalılar!

    bu kılıçdaroğlu dediğiniz herif iktidarı alırsa eğer, hepinizi tek tek sikmezse ben de adam değilim. sistem, uşağı olmayacak adamları iktidar sahibi yapmaz. öncelikle bunu bilmeniz gerek ve buna göre değerlendirmelerinizi yapmanız...

    ***

    "evet" ya da "hayır" ve hatta "boykot" bunların hepsi zırva. sanki anayasa değişiklikleri ülke insanına çok yansıyor da... hanginiz 82 yasasının maddelerini biliyorsunuz? ne olacak yani anlamıyorum ki! hayır çıksa da sikecekler ebenizi, evet çıksa da... o yüzden 12 eylül 2010 sabahı o sandığa gidin ve "bunca olan bitenin farkındayız, pis oyunlarınıza alet olmayacağız" mesajını verin bu cüretkar pragmatistlere. nasıl mı vereceksiniz bu mesajı? alcaksınız pusulayı elinize, imla kurallarına uymanıza pek de gerek yok, aklınıza ne geliyorsa yazacaksınız! ne boykot, ne hayır, ne de evet. sandığa gidip gerçek fikirlerinizi sunacaksınız, kendi isteklerinizi, ideallerinizi...

    ***

    huzur islamda, huzur irlanda, huzur izlanda... neydi lan bunun, bu yazı için en doğrusu!? haaa buldum işte: huzur isyanda amına koyim!
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük