bastırılmış olduğu, rahatça yaşandığı gerçeğini değiştirmemektedir.
hani dişini çekmezsin, çıkar ama yamuk olur. o hesap. edebiyat yapmayın, üzerine eğiliyorum domalıyorum bu konunun, inceliyorum araştırıyorum. kendim bakıyorum. kimsenin öyle bastırılmışlık derdi falan yok. olanı da -ki bunlar hep kızdır- "eziyolar bizi biz de skişiriz hem de nasıl ha!" diye kuduruyorlar. aksini iddia eden varsa bir şey demem gülerim. efendim sevişmeyeni, meraklı olmayanı kendi düşüncesiyle, "istemiyom olm ben" fikriyle yapar bunu. isteyeni de her türlü yaşıyor cinselliğini.
pipinizi/kukunuzu mutlu etmek için götünüzden element uydurmak yerine bir pipi/kuku bulmanız daha iyi olur pratikte.
eskiden vardı öyle bastırılmışlık cart curt. o zaman da aynı şeyler dönüyordu. elin oğlu "din bize yasakladı bunu ama biz de kaçtık kuytuda zihiştik!" diye haykırmaz orta yerde, biraz gözünü açarsan sen görürsün.
üniversite öğrencisi denince akla bira ve kızın/erkeğin geldiği memlekette cinsellik bastırılsın, hey yavrum hey.
bastırılmıştır.
kadınlar baskı altına alınmaya kapatılmaya çalışılmaktadır. neden böyledir?
iki baldır gören apaçiler yüzünden. eğitilmemiş toplumumuz yüzünden.
bastırılmışlık çok önemli. şöyleki, kadınların eteklerini kapattıkça pantolonun üstünden bakıyorlar
bu sefer pantolon giyenler kötü gibi görünüyor. pantolonları değiştirseler yürüyüşlerine sulanıyorlar.
sonra başlarını kapattırıyorlar. kadınların başları kapanınca bu sefer evden çıkan kadınlara kötü bakıyorlar.
evden çıkmazsa kadınlar yolda, duvarlardaki reklamlarda, gazetede kadın resmi görünce çıldırıyorlar.
kısacası bunun sonu yok. kadınları %100 kapatsalar bile yine birşey bulurlar. kadınların oturduğu koltukta oturmaktan zevk alanını gördüm.
bunun sonu yok ve bizim toplumumuz pek iç açıcı değil bu konuda.
özet: yasak ve sansür asla çözüm değildir. olmayacaktır.