yavrularım açın fransız devrimini okuyun ,burjuva sınıfının çıkışı soldur zaten .
cumhuriyetçilik de soldur.
monarşi düzenine karşı olmakla eş anlamlıdır, kapitalizm geliştikçe sömürü arttıkça ,marksizim ve anarşizm gibi ideolojiler çıkmış burjuvazi zorunlu olarak sağa kaymıştır. ..
bu yazdığım en basit anlatımdır.
sömürüye karşı olan hep solda yer alır,götünü sağ eli ile yıkayan sol el yıkamayan da sömürü düzeninin yanında olur.
dinciler onun için sağcıdır .
nedeni dindir. zamanında yöneticiler fakirlerin eline kuranı vermiş, nasılsa ahirette göreceksiniz gibisinden konuşarak onları dine bağlı edip köle gibi kullanmış, o insanlar da tüm kültürlerini bu din etrafına kurmuş kendine yapılanı görmeden.şimdi bütün hayatınız yanlış deyince ters tepki geliyor. anlattığı şeyler ne kadar saçma olsa da bu benim inancım deyip işin içinden çıkıyor.
mesele sadece seküler yaşam duyarlılığına,dinsel temelli mahalle baskısı kaygılarına indirgenemez...bu garabetin genel görüntüsü şudur burjuvalar,aristokratlar,beyaz yakalılar,hakim bürokrasinin stratejik unsurları kısaca seçkinlerin liberal öğeler taşıyan partilere değil...(ne işi var ama son tahlilde var) sosyalist enternasyonal üyesi ve kendini sosyal demokrat,halkçı olarak tanımlayan partilere tıpkı faydacı davranan ve kendi içlerinde çoğunluğu temsil eden sosyalistler gibi (eski)shp-(süregelen)chp çizgisinde oylarını birleştirmektedir...peki niye böyledir? tek etken seküler yaşam duyarlılığımdır?...özgür yaşama müdahale olacağı endişesimidir?...eğer öyleyse özal ve menderese niçin soğuk bakılmış...demirel bile niçin köylü bulunarak cumhurbaşkanı olana kadar desteklenilmemiş ve yakın durmamışlardır...bu aslında istanbul sermayesinden,bir kısım bürokratik güçlere: seçkinlerin; yükselen anadolu sermayesi ve yeni doğan muhafazakar bürokratik güc karşısında isteksizliği; statüko ve imtiyaz halinin devamı arzusundan doğmaktadır....böylece kapıcının oğlı kapıcı,koçun oğlu koç,profesörün oğlu profesör olmaya devam edecektir...koç niye güçlenen anadolu sermayesi istesin ki karşısında...ve istememektedir de...temel sorun budur diye düşünülmektedir...
efendim,türkiye gibi solun kendini tanımlayamadığı ülkelerde haklı gibi görünebilecek tespittir.tabi soldan kastınız chp gibi cumhuriyetçi ve ulusalcı bir parti ise.başlık 'türkiyede burjuvazinin chpli olması' şeklinde ele alınmalıdır.öyleyse;cumhuriyetin ilk yılları türkiyesi gibi sanayi devrimini tamamlamaktan çok uzak bir köylü toplumunda,batı hayranı,genç,türk burjuvalarının veyahut etnik kökeni türk olmayan türkiye'nin gerçek anlamda köklü burjuvasının,milliyetçi-mukaddesatçı partileri desteklemesinin imkansız oluşu bu durumun nedenidir denilebilir.
burjuvazi, fransız ihtilali ve ekim devrimi de dahil olmak üzere, sayısız başkaldırı hareketinin fitilini ateşlemiş olmakla birlikte, tarih boyunca sergilediği tavrıyla, sağcı ya da solcu olmaktan ziyade bizzat kendi varlığını gözeten çıkarcı bir görüntü sergilemiştir.
bu bağlamda, o'nun bir çağı kapatıp bir yenisini açan girişimlere destek vermiş olmasını, bu desteğin sonuna kadar süreceği şeklinde yorumlamak, büyük yanılgılara neden olacaktır.
buna en güzel örnek; iran devrimidir ki, başlangıçta şah pehlevi'nin baskıcı yönetimine karşı sol içerikli öğrenci hareketleri şeklinde gelişen ve burjuvazi desteği ile kapsamlı bir halk ayaklanması halini alan olaylar, sam amca'nın fransa ile el-ele vererek giriştikleri karşı devrim hareketi ile humeyni liderliğinde iran islam devrimi'ne dönüşüvermiş ve aynı iran burjuvası, kendi çocuklarının kanı pahasına bu duruma seyirci kalmayı yeğlemiştir.
velhasıl, kaypak bir zemindir burjuvazi, sırtını vermeye gelmez! dostluğuna hiç güvenilmez!
chp nin evrensel anlamda solla alakası olmayabilir fakat şöyle bir gerçek vardır...yurdum sosyalistleri tıpkı burjuvalar,aristokratlar gibi çoğunlukla pragmatik davranıp solla alakası yok denilen chp ye oy vermektedir...niçin hiç bir sosyalist parti yüzde 1 i bulamıyor...buna sebep sosyalistlerin ezici çoğunluğunun oylarını chp de birleştiriyor olmasıdır..aksini iddia imkan dahilinde değildir(zaten sosyalist partilerde bundan şikayetçidir)...işte bu davranış chp yi klasik manada sol olarak tanımlamayı mümkün kılmaktadır...
bunlar hep batıya ait terimler ama türkiye ölçüsünde aristokrat veya burjuva diye isimlendirebileceğimiz elit kesimler ezici çoklukla sol-sosyal demokrat gelenekten yana siyasi irade ortaya koyarlar(bürokrasidede böyleydi de yeni yeni değişmektedir)...menderesle özalla sevişmezlerdi...adalet partisini köylü-avam bulurlar...tayyip erdoğandan da hazzetmezler...bilakis bunların aleyhinde sosyal demokratlara yakın dururlar ve durmaktalarda...bunu inkar etmek körü körüne inkarcılıktır...kendilerine imtiyaz verilen seçkinler elbette değişime karşı dururlar...beyaz gömlekli denilen orta üst sınıfdada durum aynıdır....ülkemizde yılbaşında çam ağacı alıp süsleyen tuzu kuruların ezici çoğunluğu solcudur(yani sol partilere oy verir)...türkiyedeki karşılığıyla burjuvadan veya aristokrattan ağzındaki pastırma kokusu henüz geçmemiş küçük kasaba tüccarlarını anlıyorsak cahiliz demektir...(fakat büyüyen muhafazakar anadolu sermayesi artık istanbul sermayesinde rakip hale gelmeye başlamışdır...türkiyedeki siyasi sıkıntı bu ve bürokratik kadrolar arasındaki mücadeledir zaten)...
yanlış bir algının zamanla insanların beynine yerleşmesinden/yerleştirilmesinden türemiş olan gerçekten uzak tespit. burjuvazinin solcu ya da sağcı olmasının önemi yok, sonuçta burjuvazi sağcı yoksulun da solcu yoksulun da karşısındadır. zaten sağcılık-solculuk kavramları soğuk savaş sonrası tarihe karışmıştır. soyanlarla soyulanların mücadelesi var. solculuğa ve sağcılığa basit hesaplar için çamur atarak rahatlamanın getirisi koca bir hiçtir.
halamın bıyıklarının çıkarak amcamlaşması kadar saçma bakış açısı. Burjuvazi fransız devriminden bu yana toplumun en gerici unsurudur. Cumhuriyet de ilericilik de işçi sınıfının fikriyatıdır. Bujuvazi monarşiyi getirmek için elinden geleni yapmış ama .ötü kurtaramamış cumhuriyete mahkum olmuştur. Demokrasi söylemi ile de cumhuriyeti gericileştirmiştir.
Türkiye içinde hatırlanırsa burjuvazi padişahın yanındadır. (istisnalarla uğraşmadan). Emekçiler, köylüler ve münevverler, aydınlar başlattı kurtuluş savaşını.
öyledir malesef ama bu durum insanın aklına yaman çelişkiler getirir . adam tarla nedir köylü nasıl çalışır bilip bilmeden çığırtkanlık yapar; köylü eziliyor, işci sınıfı ayaklarda, asıl emekcinin hakkı yeniyor . aga sen o fil dişi kulenden inip hiç halkın arasına katıldn mı ki ötüp duruyorsun , hiç hakkın yendi mi? hiç yiyecek ekmek bulamadığın oldu mu ki ahkam kesiyorsun . böyle işte durumlar. solculuk , sosyalistlik daha marjinal geliyor tabi bunlara , destansı epik hikaye geliyor agalarıma marks'ın fikirleri , che'nin kahramanlık hikayeleri hey yavrum hey geç bunları.
