Küçük bi ilçede bile her hafta bisiklet turları düzenlenirken bir sürü bisiklet kiralama yerleri varken nasıl gelişmez anlamadığım durum. Ama bizim milletimiz her şeye en az hareketle ulaşmak istediği için bisiklet sürmek onlara göre değil.
türkiyede yayaya(çok saçma oluyomuş lan böyle yazınca), motorsikletliye ve bisikletlere saygı yok çünkü. daha tır şöförü hatcback arabayı sıkıştırırken bisikletli nasıl gitsin.
ayrıca türkiye dağ *mına koyim. allahın dağında bisiklet mi sürücen düz yol yok. ben bisiklet sürmeyi çok seven biriyim, özellikle topraklı zor yollardan gitmeyi severim ama sadece hobi olarak. bunu günlük hayata taşımak imkansız.. çık yokuş in yokuş %20 den fazla eğimli yollar, coğrafi koşullar bi kere uygun değil bisiklet sürmeye. bide tehlikeleri var amına koyim geliyolar göstergeyi çalıyolar, koltuğu çalıyolar, köpek sürüsü var onlar saldırıyor, 2-3 çingene geliyo abi binimmiii abi kısacası s*ktiret türkiyede en iyisi sedan araba.
Düz yol olmaması tabi ki ilk akla gelen ve en mantıklı sebeblerdendir. Ama öyle avrupadaki gibi bir saygı ve trafik düzeni beklemeyin türkiye'den. Motorla bile yola çıkmak cesaret isterken bisiklet özellikle istanbul gibi bir şehirde maceradır.
olmasını çok istediğim ama ülkemizde olmayan durumdur. arada bikaç tane içindeki çocuk tarafı durduramayıp yapan insanada tuhaf bakışlar atılarak hevesi söndürülmüştür.
bisikletlere hala "karne hediyesi" olarak bakılması ve sürücülerin sadece bisiklet kullananlara değil motorculara bile öküzce bakış açısından dolayıdır. uzak doğu ülkelerinde bisikletliye çarpmanın cezası, başka bir vasıtaya çarpmanın cezasından daha ağırdır. ülkemizde ise bisiklet kullanan bir kıza, ağzından salyalar akıtarak ve yavşak yavşak gülmeleri de kanıksanmış bir manzaradır. arabaya binmenin bir statü seviyesi olduğu görüşü de bu bisiklet kültürsüzlüğünde önemli rol oynuyor.
Valla ben işe giderken görüyorum caddelerde fosforluyu çekmiş, kasklı insanlar, hoşuma da gidiyor ama öyle bir araç trafiği var ki anlatamam. Kapitalizme yeniliyor insan gibi hissediyor. O kadar metal aracın egzoz kirliliğinde, kalabalığında, gürültüsünde kayboluyor bisiklet. Korkunç aslında.
yol kenarında duran araçların içindekiler aynadan yolu kontrol ederken bisikletlerin de can taşıyan bir sürücüleri olduğunu idrak etsinler hele...kaç bisiklet sürücüsü bu yüzden can verdi ve bunların bir kısmı profesyonel bisikletçilerdi.
tam arabanın yanından geçerken kapıyı açıp ya orada ciddi yaralanmaya sebep oluyorlar, ya da bisikletçiyi yola savurup akan trafikte hayatını kaybetmesine neden oluyor.
çocuğuma bisiklet kullanmayı öğretirken en çok üstünde durduğum konu bu oldu ve hala, duymaktan bıkmasına rağmen, en çok tekrar ettiğim/uyardığım konu budur.
Ferdi olarak katkıda bulunan az bir kesim harici doğru bir önerme. Buna önyargılardan mütevellit sosyo ekenomik ve coğrafi şartlar da eklenince kimse bisikletin yüzüne bakmaz. Halbuki çocukluğunda bisikleti ilk alınan gün okula bile gitmeyen o derece hastaları da vardır mesela. Hatta o bisiklet yüzünden lise de sınıfta kalanlar, kardeşiyle kavga edenler..
bisiklet yolu olmaması ve sürücülerin bisikletlileri trafik unsuru olarak görmeyişinden mütevellittir. halbuki her ay bir bisikletlinin ölüm haberi geliyor maalesef.
hayvanoğlu hayvanın biri önündekini sağdan geçecek diye sağdan giden bana el kol yapıyo, profil bu işte damıtılmış çomar. millet tabi korkar bisikletle yola çıkmaktan, kültür de oluşmaz haliyle.
lisedeyken okula bisikletle gider gelirdim millet acayip acayip bakardı umursamazdım, doğru bir şey yaptığımı bilirdim.
şimdi çalışmaya başladım ve ufak bir yerde yaşıyorum, işe bisikletle gidip gelmeyi çok isterim.
yaşadığım yerin fiziksel şartları uygun değil onu geçtim zaten, uygun olsaydı ve işe bisikletle gidip gelseydim adım gibi eminim büyüğünden küçüğüne buradaki herkesin diline düşerdim, pis pinti o kadar para kazanıyor bir araba alamamış, parasına kıyamamış diye.
doğrudur türkiyede bisiklet kültürü yoktur, olmasına izin vermezler.