celal şengör tespitidir. amerikadaki gibi eğitim veren bir universitemiz yok diyor. doğru da diyor bakıyorum da dünyada ilk 500 e giren üniversitemiz yok? nerede bilimsel çalışma makale ? profesör mü? en fazla bizde canım..
düzelti : ilk 500 e unimiz girdi diye sevinenler peki siz çok iyi eğitim veren unilerdesiniz. hay allahım.
bunun en büyük nedeni siyasidir. üniversitelerin özgürlük yuvası olması her türlü görüşe açık olması gerekirken hep bir güç tarafından bastırılmıştır. son zamanlarda akp nin ağrıya mardine bile üniversite açmasıyla ortalık temelli çıkmaza girmiştir.
bazen diyorum da keşke fransada ingilterede doğsaydım da bu kadar aptal insanlarla yaşamasaydım.
resmi olarak tabii ki türkiye'de bir sürü üniversite var fakat celal şengör'ün üniversite yoktan kastı bilimsel çalışmalar yapıp dünyaya bunu ilk sunan üniversite olmamasıdır. stanford üniversitesi silikon vadisi ile ortak çalışarak geleceğin teknolojisini araştırıyor. max planck enstitülerinde yapılan araştırmalarda genetikle ilgili yeni bilgiler öğreniliyor. sanırım bu bağlamda türkiye'de üniversite yok varsa da 3'ten fazla değil gibi. dünyaya bir teknolojiyi veya bilimsel bir kavramı ilk olarak sunan bir üniversitemiz yok gibi varsa öğrenmek isterim.
bunun en büyük nedeni üniversitelerin bilim yuvası olarak değil de cv aracı olarak kullanılmasıdır. bir de yök durumu var sormayın gitsin.
ha ama türkiye'deki üniversitelerden abd ve çeşitli avrupa ülkelerinde araştırma yapabilecek öğrenciler çıkar bunun nedeni ise öğrencilerin bireysel çabalarıdır.
amaç ilk beş yüze girmek dahi olsa asla üniversitelerin nihai amacına ulaşamayacağı gerçek tespit.
özgür düşünce (gerek siyasi gerek dini gerek sosyal açıdan vb) ortamının sağlanması üniversite terminolojisinin altyapısını dolduracak temel ögelerdir.
ne yazık ki katıldığım önermedir. burada odtü, istanbul üniversitesi, anadolu üniversitesi gibi köklü ve büyük üniversiteleri tenzih ederim. zira bu üniversiteler eğitimin yanında, sosyal olanakları da bol üniversitelerdir. öğrenciye yaşantı olarak katkıları olur.
katıldığım kısım ise şudur. her üniversitemizin en az 1 tane fen-edebiyat fakültesi vardır. ve tarih, edebiyat, fizik, kimya alanlarında öğrenci yetiştirirler. lakin bu öğrenciler hiç birşey öğrenmeden mezun olup, dahası bilim insanı olmaları gerekirken, tam tersine ülkemizde yetişmiş bu öğrencileri kullanmak adına bilimsel araştırmalara ağırlık verilmemektedir. "üniversiteler fizikçi değil pastacı yetiştirsin" diyen bilim(!) bakanımız da konuyu bu şekilde özetlemektedir zaten.
