1- bilim adamı da olsa türkiye'deki aile kavramının saçmasapan olması nedeniyle illa ki ailevi problemlere ömrünün bir beş yılını harcayacak, geri kalan kısmında da beynini meşgul edecektir.
2- bürokrasinin kördüğüm olmuş olmasıdır.
3- ilerlerken karşısına statü olarak daha yüksek konumda olanların, kendisine yardım etmesinden çok konumlarını ve isimlerini korumak için arkalarından gelenlere çelme çakmaya çalışmalarıdır.
4- eğer üzerinde çalışılan şey özellikle ekosistem için olumlu, büyük işletmeler için olumsuz sonuçlar doğuracaksa amcalar tarafından engellenmesidir.
5- karşımıza günlük çıkan öküzlerin vaktini ve enerjisini çalmasıdır.
(bkz: park halinde duran araca bindirmek)
(bkz: bozuk gıda satışı)
(bkz: hastane)
(bkz: soru sorunca sana ne diyen hoca)
bir bitkinin yaprağının oluşması için öncelikle gövdenin gelişmesi gerekiyorsa, bilimin ilerlemesi için de ilk olarak eğitim sisteminin yararlı,tutarlı olması gerekir. (bkz: meb)
** ilaç şirketlerinin olumsuz etkileri..(( kendilerine para kazandırmayacak hiçbir bilimsel çalışmaya finansal katkı sağlamıyorlar..))
** kitap okuma alışkanlığının olmaması
** küçük yaştan itibaren insanların sorgulama ve merak etme yetilerinin köreltilmesi
** yobazlık, cehalet, alkolizm ve madde bağımlılığı
** bilimsel çalışmalar için devlet tarafından hiçbir bütçe ayrılmaması
** beyin göçünün engellenememesi ve gelişmiş ülkeler gibi cazip şartlar sunulamaması
** bilim yuvası olması gereken üniversitelerin siyasete alet edilmesi
** bilim yuvası olması gereken üniversitelere insanların bilimsel gelişmelere katkı sağlamak ve meslek üstü eğitim almak için gelmek yerine meslek edinmek için gelmesi..yani üniversitelerin bir çeşit meslek lisesine dönüştürülmesi..
** üniversite akademisyenlerinin ve hocalarının hazıra alışması ve bilimsel çalışmalar içim motive edilememesi
** televizyonlarda rayting amaçlı yapılan saçma sapan programlar ile halkın iyice zehirletilmesi
** kürt sorunu
** ekonomik olarak az gelişmişlik
vb gibi birçok neden sıralanabilir..
ama şunu da söyleyim..bilimsel çalışma konusunda abd de iyi bir örnek değildir..abd'de bir bilimsel çalışmanın yürütülmesi için ilaç şirketlerinin finansmanı gerekir..ilaç şirketleri de ancak kendilerine para kazandıracak ve rant sağlayacak gelişmelere katkı sağlamaktadır..
nedir bu gelişmeler ?
patent hakkı alınabilen ilaç moleküllerinin geliştirilmesi için yapılan çalışmalardır..
yani adamların derdi sizin sağlığınız falan değil..kendi cepleri..siz yaşamışsınız, ölmüşsünüz; onların umrunda değil..onların tek derdi ilaç geliştirip, size ilaç satmak..adamlar zaten hastalıkları sektör, hastaları müşteri olarak görüyorlar..
o yüzden hiçbir hastalığın kesin tedavisinin bulunması için destek olmuyorlar..bilakis köstek oluyorlar..
çünkü amaçları hastalığın devamı..böylece müşteri olarak gördükleri hastalara ilelebet ilaç satmayı hesaplıyorlar..
sırf bu yüzden kanser, diyabet ve kalp-hastalıkları gibi önemli hastalıkları kökten çözecek çalışmalar yürütülemiyor..finansman sıkıntısı çekiliyor..devlet desteği gelmiyor maalesef..
bilime para ayrılmaması, ayrılamaması da diyebiliriz tabi.Halk açken parayı bilime yatırmamak doğal.Para nereye gidiyor hem halkın çoğu yoksulluk sınırının altında hem bilieme para yatırmıyorlar derseniz bunun cevabını bilmiyorum.
şimdi bir karşılaştırma yapalım elin amergalı yatırımcısı yeni bir ürün için kredi çeker riske girer uğraşır. yurdum işadamlarıysa devletten teşvik primi, düşük faizli krediyi koparmadan öyle yeni-riskli şeylere hiç girmez. devlet yardımı aldığı zamanda rahatlar, fazla kasmasına gerek yoktur. dövlet bize baksın kafasındaki işadamlarıyla olmuyor bu işler. sonra neden teknoloji-bilim alanında ilerleyemiyouz diye soruluyor.
başımızdakilerdir. torpildir. haksızlıktır.adaletsizlikten , insanların şevklerinin kırılmasındandır. hakettiğin yere hiçbir zaman getirilmemektendir. demokraiyle yönetiliyoruz diyip özgür düşünce olmamasındandır. susturuluyor olmamızdandır.
Tabi ki bilim ile dinin bir tutularak düşünce ve sorgulama özgürlüğünün toplumsal baskısından kaynaklanıyor. Fakat yeni nesil bunu kırarak ilerlemesi bir nevi bilim adına mutluluk verici olabilir.
aslinda din ile hicbir alakasi yoktur cunku gunumuz turk bilim adamlarinin ezici cogunlugu dindar falan degildir. olay tamamen kulturumuze islemis para ve makam sevdasi ile ilgilidir zira turkiyede bilim yapmak ikisinide getirmemektedir. yukarlardan iyi tanidiklara sahip olmak yeterli ve tek kosuldur. bu nedenle mesaiyi birilerinin gotune girmek icin harcamak bilim adamlarimiza cok daha cazip gelmektedir. e pekte haksiz degiller hani.
sanayi devriminin olmaması diyebiliriz. biz avrupa bu konuda ilk adımı atarken vatanı savunmakla meşgul olduğumuzdan dolayı
bilim alanında ülke anlamında ilerleyememiş olabiliriz. bunun dışında bireysel anlamda bilim alanına hizmet eden dünya çapında bireylerimiz mevcuttur. örnek: (bkz: behram kurşunoğlu)
(bkz: icat çıkarma başımıza)
en büyük sebebi bu sözdür şahsi kanaatimce. ne yapsan aile fertlerinden biri bu sözü yapıştırır. yoksa aile fertlerimiz gelişmemizi istemiyor mu? lan yoksa bunların arkasında amerika mı var? e yahudiler, siyonizm illuminati, amnk aile dağılıyor lan.
daha doğru düzgün eğitim sistemimiz yok. daha doğru düzgün cinsel eğitim veremiyoruz. doğru düzgün kendini geliştiren sağlıklı bireyler yetiştiremiyorken ne bilimi?
şüphesiz ki ana sebep milletimizin tembelliğidir. bu tembellik adeta kanımıza işlemiş durumda, zoru görsek anında kaçma davranışı gösteriyoruz. her şeyin elimize gelmesini istiyoruz ki böyle bir şey de imkansız. mehmet akif'in dediği gibi tüm varlıklar sürekli çalışırken insan yan gelip yatmamalıdır. bir şeyler ancak çalışmakla gerçekleşir.