aramaya inanmadan başlık açmak. herkes tembel, herkes düşüncesiz. herkes bir işi ''ben bunu en basit nasıl yaparım, uşraşmadan nasıl yaparım?'' sorusunun peşinde koşuyor.
üniversitelerde siyasete aşırı bel bağlanması.
siz hiç harvard ya da yale üniversitesi'nden "cumhuriyetçiler ve demokratlar birbirine girdi" haberi geldiğini duydunuz mu?
Bu konunun kokleri gecmisten gelmektedir. Ilk andan beri hep istenen herkes ayni seyleri gorsun, verilenin ustune birsey konulmasin mantigidir. Bu mantiksizlikla birlikte en cok arastirilip, ugrasilmasi gereken bilime de gerekli zemin saglanmamis oluyor. Dolayisiyla onlar yapiyor, biz bakiyor.
En başta öğretmenlerdir. Büyük çoğunluğu kendisini güncellemekten aciz. Özellikle de üniversite hocaları. Hele hele dün karşılaştığım bir durumun üzerine bu düşüncem daha da güçlendi.
Arkadaşa bi tanıdığı bi ödev yollamış. Acil yetişecek diye. Hepimiz öğrenci olduk. Hangimiz bazı ödevleri sallamadık ki?
Neyse, ödev Visual Basicde bir program yazılacak. Arkadaşın programlama bilgisi yok benden rica etti. Ben de visual Basic bilmiyorum. Çok az Basic bilgim var pic programlamadan kalan.
Neyse araştırdım baya Bi, bi kaç saatte hallettim ödevi. Anlayan için 5-10 dakikada yapılabilecek bir ödev tabi. Bilmeyince uğraştırıyor. Neyse, ben tüm ödevi 45-50 satırlık bi kodda hallettim. Sonra gönderdik. Dosya açılmıyor dendi. Meğer hoca Visual Studio 6.0 kullanıyormuş. Yani 1998de yayınlanan versiyonu. Ben Visual Studio 2015de yazdım programı. Sonra ödevi yapan bi arkadaşının kodlarını attı bana. Çocuk 3 sayfa kod yazmış. Baştan aşağı amelelik. Hocaları öyle yapıyormuş. Öyle öğretmişmiş. Tek satırda halledilecek şeyleri 15-20 satırda bitirememiş. Düşün yaa,artık visual Studio beleş dağıtılıyor. Desteklenen en yüksek işletim sistemi Windows xp olan bir programı halen kullanmakta ısrar ediyor bir üniversite hocası. Bu durum teknoloji üzerine bir bölüm okuyan ve okumuş tüm yazarlarımızın başına gelmiştir eminim. 15-16 hatta 20 sene öncesinin teknolojisini öğretmek için çabalıyor hocalar. Bahaneleri de hazır,öğrenci temelini öğrenmezse gelişmişini öğrenemezmişmiş. Siktirsin gitsin ordan. Hep bu kafalar yüzünden dünya dokunmatik telefonları bile siktirederken biz tridentin tuşlu telefonlarıyla övünüyoruz. Elalem otomatik pilotlu araç üretirken biz halen yerli araç üretecez diye övünüyoruz. Bu türkiyede yerli araba üretilmesin, tuşlu telefon üretilmesin demek değil tabi ama öğrenci en az 16 yıl eğitim alıp bir üniversite mezunu oluyor, ama bi bok öğrenmemiş halde hayata atılıyor. kimse bana üniversitelerde yapılan bazı projeler üzerinden yorum yapmasın. o projelerin çoğu öğretmenin öğrettikleriyle değil, projeyi yapan güzel insanların merak ve araştırmalarıyla oluyor.
he diyeceksin ki, öğretmen temeli verir, öğrenci gerisini araştırarak öğrenir. abi sıkıntı burada zaten. temel demek hello world yazarak programlama yapmak olmamalı, robot teknolojisinin işlendiği derslerde led yakıp bırakmak olmamalı, işlemci kodlarken artık hazır kodlarla büyük büyük projeler yapılırken koca dönem hatta iki dönem boyunca assembly veya biraz gelişmiş bir hocaysa C dili ile işlemcide bir iki led yakmak olmamalı, elektronik mühendisi dediğin adam o koca koca kartları tasarlayabilecek kapasitede olması gerekirken, öğrendiği tek şey kirşofun akım yasaları olmamalı, vs vs vs...
üç beş gerizekalı öğrenci yüzünden yüz binlerce öğrenciyi aynı kefeye koyarak hoca savunması yapmamak lazım. öğretmesi gerekenleri öğretmeyen hoca, günümüz bilimine ayak uyduramamış hoca, o bilgileri almaya öğrencinin kapasitesinin yetmeyeceğini düşündüğünden değil, kendisini güncelleyememesinden veremiyor. bundan 20-30 sene önce lisede teknik bir bölümde veya üniversitede öğrendiklerinin üzerine tek bir tuğla koyamamış taş kafalı profesörler ordusu yüzünden gelişmiyor abi bilim türkiyede. ondan sonra da mühendislik diploması verdiğin adam bi bok bilmediğinden ve eğitim hayatında boş beleş işlerle uğraşmaya ve asalaklığa alıştığından fiziksel manada çalışacağı işi beğenmiyor. istediği tek şey bişeylere imza atıp maaş almak oluyor. çünkü geçmişte ne bi bok öğrenmiş ne de karşısında bölümünü sevdirecek bir hocayla karşılaşmış.
evet abi, bizim eğitim sistemimizde hocalarımız öğrencinin ilgisini çekmek için zerre kılını kıpırdatmıyor. salla başı al maaşı mantığı ülkeyi örümcek gibi sarmış durumda resmen. sonra da çine bok atarız çakma üretiyor diye. türk üretimi diyince dandiktir diyip çinin buram buram kanserojen kokan ürünlerini kullanırız ama çine bok atmaktan da geri duramayız. bu kafalar yüzünden işte çinin teknolojisinin yanına yaklaşamayacak kadar geri durumdayız biz. öğretmek yok, öğrenmek yok, kendini güncellemek yok, üretmek için çaba yok, yapana ise bok atmak çok....
tarihte fikirlere bakınca o çağın gerekliliği altında meşrulaştığı ve güçlendiği görülür. sen çölde mağara kalıp korkup melek görmüş birinin yasalarıyla bugünü yorumlarsan bilgi üretmek yerine koyunları hizaya dizersin.
batı dini ne zaman yok etti, öyle zirveye gitti. hatta bugün bile tam yok edemedikleri için belki bu haldeler ama gene de güçlüler.
eğer çağ değişimi gerektiriyorsa( ki görünen o ki gerektiriyor) o halde çağa uygun yeni fikirler olmalı ki meşrutiyet kazanıp yeni bir bakış olsun.
aksi halde ne desek boş bence. tübitak gibi bir kurum bile nazar deneyi yapıyor, trt gibi bir kurum evrimi çürütecek haberler yapıyorsa o zaman kimse gidip niye gelişemiyoruz demesin.
Şimdi beyler kusura bakmayın da bize iyi bakamıyorsunuz dertliyim. Feza gürsoy zaten ölmüştü, geçenlerde de oktay sinanoğlu gitti. Halil inalcık kendini o kadar iyi hissetmiyor. E ben de memnun değilim sizden gideceğim başka memleketlere.
Durum bu yani tamamen insan sıkıntısı yaşıyorsunuz.