sevişememek evet kesinlikle budur.
erkeklerimiz sevişemiyor sevişemeyince aklı çükün de abaza bir nesil tek derdi askere gidip geldikten sonra
kadın bulup evlenip düdüklemek.
sonra ne oluyor ev geçim sıkıntısı askeri ücretle bir işe giriyor sonra ne oluyor bebek hangi ara okuyup kendini geliştirip ilime bilime meyledecek.
ha herkes için böylemi değil. sevişende evlenmiyor kendini geliştiriyor öğreniyor öğreniyor tecrübe ediniyor. sonra (bkz: beyin göçü)
bununda sebebi bizim devletin gözü dahiyi mucidi görmeyip hoca hacı olacak takıma kafayı takmış olması.
türkiyeden adamın biri suyla giden araba projesi üretti devlete sundu destek bekledi 3 ay hapiste yattı sonra amerika bu adamın projesinide kendisinide aldı bilmem kaç milyon dolara.
yahudilerden alınan silahların yazılımını keşfeden çözen mühendislerimiz. 2 şer hafta arayla intahar etti yersen.
dahimiz yok mu çok değeri bilinmiyor.
ama en büyük sebep sevişemektir ne zaman rahat rahat sevişmeye başlar bu toplum o zaman aklı çükünde bir toplum olmaktan bir tık ileriye gideriz.
türklerin "sömürmemiş" olmasından kaynaklanır.
bilim de teknoloji de sömürü olmadan olmaz. birileri günlük 2 dolara çalışmasa diğerleri uzay araştırmalarına 2 milyar dolar yatıramaz. bilim ve teknolojideki gelişmeleri kim sağlıyor zannediyorsunuz siz? sıradan üniversite öğrencileri lablara kurulup çeşitli sahalarda dünyayı mı aydınlatıyorlar, yoksa dünyanın birçok yerinde savaş çıkaran, ihtilaller yapan, insanları 5 kuruşa saatlerce çalıştıran o firmaların fonlaması ile bir işe mi yarıyorlar?
gâvur yapınca ağzı açık ayran budalası gibi izlediğiniz otomobillerin yapımında kullanılan hammaddeleri afrika'da, asya'da işçiler rezil koşullarda 3 paraya çıkarmasa siz sokaklarda otomobil mi göreceğinizi sanıyorsunuz?
hayranlıkla izlediğiniz yakıt teknolojisinin arkasındaki şirketlerin, enerji savaşlarında kanı akan çocukların kanında hiç parmağı yok mu zannediyorsunuz?
petrolü bırakın, guatemala'da united fruit company'nin guatemala'da yaptıkları hiç mi değmedi kulağınıza?
nobel ödülüğünü "servis eden" pardon dağıtan vakfın destekçileri arasında lockheed martin'in olmasına ilişkin bir şeyler biliyor musunuz? lockheed martin. hani şu teknoloji harikası savaş araçları geliştiren firmadan bahsediyorum.
daha zilyon tane sayarım da sığırlara lâf anlatmanın anlamı yok. anlayacak için bu kadarı bile yeterli.
siz devam edin teknoloji ve bilime tapmaya. bu iki "putun" sponsorlarının fonladığı bilimin "kazanımları" -robot vs. - sayesinde marketlerde kasiyer dahi istihdam etmeyecek kapitalist peygamberleriniz. o zaman da gelip burada ağlaşmayın param pulum yok, işsizim diye. siz başka insanların sefaleti ile yükselen putların şefaatini isteyen adamlarsınız.
kurumlara ilişkin derdimiz var öncelikle okul hayatı mesela mekanik seylere meraklı küçük bir cocuk okula başlasın bu merağı üzerine gitmesi uzun süre imkansız okulda. okula rağmen yapması gerekenler var. başka bir kurum teknik-finansal destek noktasında cocuğun güzel bir projesi olsun ama maddi kısımla ilgili kısmı çözemediğini varsayalım. mesela 80bin tl ihtiyacı varsa bu proje gelişmiş üretime dönük ülkelerde bankaya gittiğinde karşılaşacağı durum. projeyi dinleyip geri dönüşünü yaşam maliyetini hesaplayıp 8 ay sonra geri ödemeye başla derken ülkemizde 80bin tl önce banka masrafları düşülür sonra bankanın sigorta şirketine bir sürü yeni poliçeler yaptırılır ve izleyen ay ödemeye başlar. diğer açından teknik kısmı konusabileceğin bir muhatap yoktur. diğer yönden çeşitli devlet kurumlarının ayırdığı fonlar ve fonların başındakiler genelde niteliksizdir arkadaşlık-siyasi bağlantı imkanlardan faydalanmak için önemlidir.
istanbul'da bir lise öğrencisi ilayda ŞAMiLGiL, "Maddelerdeki su oranını mıknatısla ölçen" bilimsel bir proje üreterek TÜBiTAK'a teslim etti. Hayvanat Bahçesi müdürlüğünden gelen yöneticileri ile TÜBiTAK bu projeyi yararsız bularak reddetti.
Aynı TÜBiTAK geçen sene ayet okunmuş fasülyeyi birinci seçmişti..
eğitim eksikliği ve akabinde gelen meraksızlıktır. bir insan bilmediği bir şey hakkında nasıl merak sahibi olsun ki. aslında bilmediğimiz şeyleri merak ederiz öyle değil mi? evet ama eksik olan bir şey var ki o da eğitim. çok şey yazmak istiyorum ama yazmayacağım. şöyle bir link buldum onu atayım bari:
Zamanında namık Kemal'in de belirttiği gibidir. Geçmişte savaşlar, toprak hırsı bilimin önüne geçmiştir günümüzde de önüne geçen etmenler çoktur.
hükümet, ülke hangi durumda olursa olsun eğitime ve bilim ile ilgili her şeye gereken desteği vermeli ve gereken düzenlemeyi yapmalıdır.
En doğrusu eğitim bakanlığı siyasetten uzak tutulmalı(ülkemizde hiç bir siyasi partinin bunu başarabileceğine inanmıyorum) .
