türkiye'de yandaş basına boş bulduğu her yere sıkma özgürlüğü vardır, muhalif basının üzerindeki baskılar ise görülmeye değerdir, görülür, silivridekilere bakın derim, sonra beni de ergenekoncu, statükocu, kemalist falan ilan etmeyin, sehven yaratılan dosyaları falan da görmezden gelmeyin, ortada darbe falan yok yani, örgüt de yok arkadaş, uyuyorsunuz, kanınıza uyku ilacını çoktan enjekte etmişler ne diyelim..
hükümete yakın politika yaptığız sürece sınırsızdır. ama muhalif olursanız o başka tabii...
şimdi ben bunu yazdım diye tutuklanır mıyım merak ediyorum..
Birand'ın Başbakan'a "kanser misiniz" şeklinde sorduğu sorunun "Birand'dan Cesur Soru" olarak başlıklara çıktığını gördüğümde kesin olarak "ilkel bulduğumuz dünlere" bile özlem duymamıza vesile olacak yerdedir.
hasan almaz basan alır tarzı bir özgürlüktür, emekli paşalar, muvazzaflar derken daha davan başlamadan suçlu olarak ilan edilir; üstelik mahkeme sonucu açıklanmadan yirmi dakika önce haber yapılabilirsin,
tutuklu gazeteci bakımından dünya birincisi olduğumuzu hatırlatır, sağlıklı ve mutluluk dolu günler dilerim efendim.
her ne kadar kabul edilmese de Türkiye'de basın özgürlüğü vardır. her türlü hakaretin iftiranın yapılabilmesi özgürlük değil ş.refsizliktir ne yazık ki bazıları ikisi arasındaki farkı bilmiyor.
dünkü akın ipek operasyonunun sözde özgür basına yapıldığı savunanlar var.
o zaman soruyorum neden hala kanaltürk, stv, bugün tv 'de ve bağlı gazetelerde devlete-hükümete hakaretler yapıldığını açıklayabilirler mi? maalesef değişen hiçbir şey yok hatta operasyondan sonra ivmeyi arttırdılar.
keşke terör örgütü destekçisi, yasadışı suçlar işleyen, yalan haberlerle halkı provoke etmek isteyen tüm medya organlarına operasyon gelse.
Dünya sıralamasında Kongo Cumhuriyetinin bir basamak üstündedir. 154. Sıradaydı. Bu geçen yılki sıralama bu sene 10-15 basamak aşağıya indiğimiz de olasılık dahilinde.
basın özgürlüğü mü? güldürmeyin lan beni. hem basın ve özgürlük kelimelerini bir arada kullanmayın sakın yoksa silivride daha çok boş yer varmış ona göre.