herkes soyle iyi olurdu boyle iyi olurdu diyerek onlarxa varyasyon ortaya koymus, ama burda onemli olan turkiyenin basina ateist iktidar gelmesi degildir, onemli olan halkin bu iktidari kabul edebilitesidir. Bu noktada turkiye' ye insanlik tarihi boyunca muhtemelen hicbir zaman ateist iktidar gelemeyecigini rahatlikla soyleyebiliriz.
hiç bi bok olmayacaktır. bu ülkenin dincisi de yobaz ateisti de o yüzden kasmaya gerek yok. bazı şeylerin değişmesi için kuşak değişmesi gerekir. türkiye'nin de ileri avrupa devletlerine yaklaşabilmesi için en az 3-4 kuşak daha geçmesi gerekmektedir.
Okullarda din dersi yerine felsefe dersi olurdu. felsefe'ye büyük önem verilirdi. biyoloji kitaplarında evrim teorisi büyük yer kaplardı. bilim ve sanat üzerine birçok entellektüel bilgi verilirdi.
Anti-din propagandası gütmeyen politikalar belirlemediği sürece gayet de başarılı olacak iktidar olur. Bireyleri, dini inanışların üstünde tutarak, " islama hakaret suçtur " tarzı saçma ve teokratik kararlar almazdı en azından.
bi sikim olmazdı. yine koca ülkeyi başötürsü konusu getirir bağlarlardı. suriye ile kardeş, yunanistan ile kör ebe oynardık. tsk, silah bırakır, pkk ile okeye 4'üncü arardı. ha unutmadan, bugünün kraldan çok kralcıları da ateist olurdu.
Nasıl akp ile ülkemde dindarlar arttiysa ateist iktidarla da ateizm populer olacaktir. Malum yurdum insani devlet dairelerinde bir şekilde işini gördürmesinin yolunu bulacaktır.
mesele ne islamdır, ne hristiyanlıktır ne de ateistliktir. mesele anlayıştır. mesele insani değerlere duyulan hassasiyettir. dolayısıyla ateist iktidarının insani karakter seviyesi bu olacakları belirleyecektir.
- gerçek dindarlar ile dindar görünmeyi önemli bir getiri unsuru olarak kullananlar, diğer bir değimle din tacirliği yapanlar ayrışırlardı ve böylelikle bizler, müminler ile yavşak şovmenlerin kimler olduklarını rahatlıkla görebilirdik.
- devlet, sözde değil özde laik olmayı başarabileceğinden; diyanet adlı bir kurum kalmazdı. ibadethanelerin bakım-onarımı ve buralarda görevli din personelinin ücretlerini, aynen diğer laik devletlerde olduğu gibi o dine inanan müminler, kurdukları vakıflar vasıtası ile topladıkları paralarla öderlerdi. dolayısı ile camide ibadetin bir bedeli, pamuk eller cebe olurdu.
bunun şöylesi bir faydası da olurdu; devletin topladığı vergilerin bir bölümü dinen haram kabul edilen faiz gelirlerinden, kadın ticaretinden, içkili restoran, bar, pavyon gibi ticarethanelerden elde ediliyor kuşkusuz. devlet, dini kurumların bakım-onarımı için ve bu kurumlarda görevli din adamları için ücret ödemeyi kestiğinde, bu haram paraların ibadet gibi kutsal bir değeri kirletmesi de büyük ölçüde önlenmiş olurdu.
ateistleri hiç bir zaman anlayamadım. fakat daha laik ve kimsenin üzerinde bir baskı olmadan dinini rahatça yaşayabilceğine inanıyorum. tabi ateistlerin içinde de anlayışsız ve dar düşünen insanlar yoksa, tıpkı tam tersinde olanlar gibi.