türkiye de antidepresan tüketimindeki artış hızı

entry31 galeri1
    1.
  1. Türkiye 2003 yılında 14.5 milyon kutu antidepresan kullanırken 2012'de bu rakam 36.8 milyona çıkmış.

    Artış yüzde 260 arkadaşlar.

    2009-2015 arası tüketilen antidepresan sayısı 211.5 milyon kutu.

    ülke nüfusunun üç katı ulan üç !
    üstelik son 6 yılda !

    ülkedeki insanların yaşam standartı,stres yoğunluğu,ekonomik sıkıntılar,sosyo-kültürel problemler..
    geçim sıkıntısı yaşayan gırla,işsizlik ve istihdam eksikliği ile gelen gelecek kaygısı gırla,aile içi şiddet gırla,bireysel güvenlik eksikliği gırla..
    suç oranı,insan hakları standartlarına uygunluk seviyesi ortada.
    ülke içi karışıklık desen ortadoğuyu aratmayacak çıtaya doğru hızla ilerliyor.
    ne sağımız ne solumuz ne kürtümüz ne türkümüz ne alevimiz ne sünnimiz ne beşiktaş galatasaray fenerbahçe trabzonumuz ne kadın erkek kutuplarımız eksik..
    cehalet had safhada,bilgi-birikim-davranış eksikliği su götürmez derecede gözle görülür halde. bununla gelen sürekli bir tartışma ortamı mevcut insanlar arasında.

    onlarca hatta yüzlerce şey sayabilirim bunlara benzer fakat insan yazarken yoruluyor.

    gel gelelim,
    malumunuz ülkede antidepresan kullanıyor olmanın havası bile var.
    cool çocuklar,cool hatunlar oluveriyorsunuz gençler ne hoş.

    avrupada yapılan bir araştırmaya göre ergenliği en ağır geçiren gençlere sahip ülkeler arasında idik okuduğum bir makalede.

    her yaşanan problemin ardından bu kapsüllere başvurmakla yetinmeyen insanımız,artık bunları reçetesiz dahi talep ediyor.
    bakkaldan ürün alır,manavdan meyve seçer gibi..
    hatta ve hatta birbirimize öneriyoruz yahu.

    -yeaaa ben ondan 2 ay kullandım bi boka yaramıyo. şunu kullan sen ben denedim on numara.

    avm'den elbise,restorant menüsünden yemek,marketten içecek öneriyor sanki zamazingo insan.

    lan oğlum/kızım sen ne diyorsun lan değişik ?

    elbette kullanımının gerekli ve faydalı olacağı kişiler mevcut etrafımızda.
    fakat unutmayınız sevgili yazarlar,bu anlamdaki birçok rahatsızlığın ve hastalığın daha diri olan tedavisi yine bizleriz.
    bunu belirli periyotlarda ağır ilaçları deneyim etmiş,çeşitli rahatsızlık tanıları konulmuş bir arkadaşınız,kardeşiniz,ağabeyiniz olarak yazma ihtiyacı duyuyorum.
    zira psikoloji biliminin incelediği bir rahatsızlıktan ötürü yurtdışındaki eğitim programını yarım bırakıp dönmüş biri olarak nacizane cümlelerimle buradayım.

    eğer gerçekten ciddi boyutlardaki bir psikolojik bozukluk ya da hastalığınız yok ise iradenizi kullanın ve kendi ilacınız olabilmek adına savaşın.

    hepimiz aynı ülkede,aynı stres koşulları aynı kaygılar altında,aynı geleceğe dair şüpheler duyan;aynı çevresel problemleri yaşayan insanlarız az çok.
    kimsenin problem ve de sıkıntısını kıyas etmek niyetinde değilim. umarım anlatmaya çalıştığım şeyi anlatabilmişimdir.

    velhasıl kelam,

    toplum olarak oynatmamıza çok az kaldı.. direnelim.

    edit: imla mimla.

    edit-2: yazar arkadaşlarımızın da taş attığı gibi,sözde psikiyatristlerin ( işinin hakkını verenleri tenzih ederim ) leblebi dağıtır gibi antidepresan yazmasının da etkisi son derece büyüktür bu olayda.
    27 ...
  2. 2.
  3. psikiyatristlerin delirmesiyle kendilerini bakkal sanması sonucunda gerçekleşen haldir.

    --spoiler--
    sağlam girersin, deli çıkarsın.
    --spoiler--
    3 ...
  4. 3.
  5. Genelleme yapmamakla beraber Çoğu psikiyatristin sizi 5 dakika dinleyerek bazı ilaçlar yazmasıdır. Bazen bu ilaçlar placebo etkisi gösterir. Tabi ki ilaçlarla kontrol Altında tutulabilecek hastalıklar da vardır ama bir psikiyatriste canım sıkılıyor dersiniz bu can sıkıntısı depresyon bile olmamasına rağmen size antidepresan verir.
    3 ...
  6. 4.
  7. akp'nin iktidara gelmesi ve yıllar geçtikçe farkın karesiyle düz orantılı olarak artan üstel fonksiyondur.
    5 ...
  8. 5.
  9. moda olmasından kaynaklanmaktadır. en ufak, sikindirik nedenlerden dolayı antidepresan kullananlar var.

    psikiyatrların şeker gibi antidepresan yazması durumu da var tabi. mallıktan başka bir şey değil.
    5 ...
  10. 6.
  11. son on yılda hal hatırın bile maddiyata dönüştüğü bir memlekette ruhsal çöküntü kaçınılmaz olmuş, insanların edebi, ahlakı görülmemiş seviyelere kadar düşmüş, memleketin insanları büsbütün patlamaya hazır bombaya dönüştürmüştür. Bununda cabası olarak önümüzdeki on sene içinde bu rakam iki katından daha fazla oranda artmakla beraber Işid de bile görülmemiş vahşi cinayetlerin, tecavüzlerin, ölümlerin ardı arkası kesilmeyecektir. Eğer ki ülkedeki yasalar vatandaşın Lehine döndürülmez, maddi refah seviyesi artmaz, manevi görecelik kavramı artırılmaz ise korkarak söylemek gerekirse memleket batı güçlerince esaret altına alınacaktır.
    1 ...
  12. 7.
  13. iş yok, güç yok

    yan gelip yatmak bile adamı depresyona sokar

    beğenmediğin işlerle uğraşmak bile, birşeylerle meşgul olmak

    pek çok arızanın doğal ilacıdır.

    gerçi hükümet bunu duymasın,

    onların istediği alsın zarfı bassın oyu

    sesini de çıkarmasın ama.
    6 ...
  14. 8.
  15. kafa doktoruna gerek yok denilen zihniyetten sonra turkiyenin bilinclenmeye basladiginin gostergesidir. dertler ayni dertler, insanlar ayni insanlar. tek degisen artik psikolojik/psikiyatrik tedaviyi gereksiz gormemek.
    1 ...
  16. 9.
  17. Durum gerçekten çok vahim. Çalıştığım yerde psikiyatrist muayene için 350 lira alıyor ve buna rağmen aşırı yoğun, yani daha az ücretli yerler kimbilir nasıldır. Çoğu da genç 17-23 arası.
    2 ...
  18. 10.
  19. rakamlara bak gözüm. ardından da git dünya pazarındaki satış rakamlarına bak bu ilaçların. (nüfussal oran tablolarına)
    bunun psikolojik yardım gereklidir/gereksizdir tartışmasıyla alakası da yok.

    türkiye'nin en saygın psikoloji uzmanları dahi bu durumdan şikayetçi olmaya başlamış adam burada holkomoz bolonçlonoyor edebiyatı yapıyor.
    eminim yazdığım yazıyı okumamıştır bile.

    6 yılda ülke nüfusunun 3 katı kadar kutudan bahsediyorum sana dingil !

    ağzı olan konuşsun lafımız yok,boş lafa da yerimiz yok.
    9 ...
  20. 11.
  21. Çocuk yetistirmedeki başarısızlık ve boşanma sayısındaki artışa bağlı olarak artmaya devam edecektir. Çünkü insan olmayı beceremeyen insanlar yetiştiriyoruz. Çünkü insanlık vasıflarımızı kaybediyoruz.
    5 ...
  22. 12.
  23. akapeye oy basarken depresyona girmiyon

    la yol yapıyonda hiç iş olanağı sağlamıyon

    bu nasıl iş demiyon

    2 de 1 adamlar allah diyir, namaz kıliyir

    diye ötüp duruyon,

    memleketteki işsizlik hırsızlık yolsuzluk yüzünden

    depresyona giriyon

    boşveeeer o da bonus la bonus.
    5 ...
  24. 13.
  25. 14.
  26. psikiyatriste gitmenin artık halk içerisinde normal olması arttırmış olabilir.
    2 ...
  27. 15.
  28. Normaldir.
    hayatın stresi, geçim sıkıntısı..
    2 ...
  29. 16.
  30. eleştirilerinize eşlik etmek istiyorum tüm iyimserliğimle yazmış olduğum ilk entrye rağmen.

    bunda ülke insanının içerisine çekilmiş olduğu yaşam koşullarının maddi ve manevi tatmin yetersizlik başı çeker.

    özellikle bu ilaç tüketiminin çok büyük bir bölümünü kapsayan 16-30 yaş aralığının politik,yönetimsel kusurlar sonucuyla buna yönelimleri de söz konusu.
    bunların da başını ülke gençlerinin küçük yaşlardan itibaren ahmakça bir eğitim sistemi,deneme-sınama-sınav odaklı yerleştirme ve öğretim sistemi bununla birlikte başlayan kişisel bunalımlar,aile baskısını iliklerine kadar hissetme hatta daha öteye gidelim çevresel etkiler,ilişkisel çekişmeler/rekabetler çekiyor. en taze beyinler içinde olmak istemediği çabalara itilip,özgün yeteneklerini keşfedemeden,yönelim alanları belirleyemeden hayata hazırlanmak dolayısı ile daha en başından mutluluk,kişisel beğeni ve haz kavramlarının bütünsel gerçekliğini bilemeden koşuya başlamak zorunda kalıyorlar.

    olmak istediğin,mutluluk duyacağın ya da hedeflediğin meslek grubunun eğitimini veren anfilerde,sınıflarda oturarak değil de sistemin sana müsaade ettiklerinde bulunduğun bir lisans eğitimi anfisinde yahut hangisi bana daha çok kazandırır,hangisi en az riski taşır kaygısıyla seçtiğimiz sınıflarda devam eder geçer bu süreç.

    onunla da kalmaz tabii. okulun biter istihdam edilemezsin.
    istikbal kaygısı,maddi-manevi yetersizlikle birlikte aylarca süren kimileri için yılları kapsayan gerilim ve stres dolu bir bekleyiş başlar..

    yine önüne kpss ve türevleri olan sikim formatlı bir yazılı yoklama sistemi çıkartılır !
    ya bir kez daha eşek gib oturur buna uğraş verirsin ya özel sektöre yönelirsin.
    bir özel sektör çalışanı olarak koşullarımı ben biliyorum. birçok arkadaş da benim gibi biliyor. istisnalar da kaideyi bozmuyor.

    istikbal kaygısı,maddi-manevi yetersizlikle birlikte aylarca süren kimileri için yılları kapsayan gerilim ve stres dolu bir bekleyiş başlar..

    tüm bu süreçle içerisinde bir çocukluk ve gençlik dönemi geçiren insanlar nasıl olsun da insani ilişkilerinde bünyesinde biriken bu kirli suyu sterilize etme düzeyini maksimize etsin.

    bu bile başlı başına kuvvetli bir ülkesel problemdir !

    insanların duygusa ilişkilerindenden,ailevi ilişkilerinden,çevresel ilişkilerinden,bireysel bazdaki iişkilerinden,sağlık problemlerinden ve bilumum diğer sorunlarından bahsetmedik bile !

    hükümet ve maliye politikası konulardan bahsetmedik bile !

    güya yapıcı bir entry girip,direnelim kelimesi üzerinden konuşup bırakacaktım..
    5 ...
  31. 17.
  32. 18.
  33. Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı'nın enine boyuna düşünmesi gereken konu. Şu çalışma şartlarını iyileştirin be.
    3 ...
  34. 19.
  35. mart 2015 sonuçlarına göre 8 milyon 179 bin kişi antidepresan kullanıyor.

    işin hazin yanı;
    15-29 yaş arası nüfus ise 2014 yılı hesaplamalarına göre 20 milyon dolaylarında bir sayıya tekabül ediyor.

    antidepresan kullanım ağırlıklı yaş aralığı ise 16-30 yaş.

    parçaları birleştirip varın gerisini siz düşünün..

    --spoiler--

    bir de alıntı yapayım kadın-erkek dağılımı için;

    YILLAR ANTiDEPRESAN KADIN ERKEK

    2008 7.972.311 4.876.369 2.619.141
    2010 10.842.046 7.426.723 3.248.574
    2011 11.295.931 7.983.099 3.032.831
    2012 10.930.888 7.712.055 3.218.832
    2014 8.179.776 5.779.674 2.400.099

    kadınlar bu ülkede erkeklerin iki katı kadar antidepresan kullanımına sahip.

    --spoiler--
    2 ...
  36. 20.
  37. normaldir. hatta biraz az bile olabilir.

    türkiye gibi bir ülkede sinir-stres olmadan yaşamak çok zor..
    1 ...
  38. 21.
  39. Ülke olmaktan çıktı resmen üstü açık tımarhaneye döndü zamlar vergiler saldırılar kutuplaşmalar bu zamanda normal kalan insandan şüphe etmek gerek.
    2 ...
  40. 22.
  41. insanların psikolojisi artık haksızlığı ve adaletsizliği kaldırmıyor bunu belirtirken genelleme yapmak yanlış olur zira psikiyatristlerin bu kadar insanla uğraşacağını sanmıyorum, çözüm antidepresan ve bunun gibi sakinleştirici ler bunlar her 2 taraf için de kolay çözümler. Şu anda dünya da bir rekabet var ve bu her yerde herşey için geçerli, insanlar artık bu rekabete yetişemiyorlar buda insanı ister istemez olumsuzluğa teşvik ediyor. Teknolojinin toplum içinde yanlış kullanımı da dahil, insanlar da artık Asosyalleşme ve hayata karşı negatif düşünceler daha da mevcut, buda insanın mücadele ruhunu bitiriyor. Bana göre ise tek bir çözüm var, insanın kendisini bulabilmesi.
    4 ...
  42. 23.
  43. insanın günden güne derdinin üstüne bir tane daha dert biniyo çok normal değil mi ? hele ki kadınlar için böyle geri zihniyetli ülke de yaşamak ne biliyim delirme sebebi ben hiç anormal bakmıyorum.
    0 ...
  44. 24.
  45. bugün türkiye'de antidepresanın en çok kullanılıyor olduğu illere bakma ihtiyacı duydum. elbette ki istanbul'da yaşayan ve buradan ayrılmak üzerine düşünen biri olarak.

    her ne kadar baz alınacak olmasa da bu kullanım haritasının,il il insanların daha ferah olduğu yerleri bana gösterebileceğini düşünerek yaptım bunu. zira ayrılma kararını alırken gideceğim şehri belirlemek adına gösterge olarak kabul edilmese de ipuçları sunabilirdi.

    listede kullanılan kutu sayısı değil nüfustaki oransal durumu göz önünde bulundurmak asıl olan.

    öyle ki araştırma sonucu şudur;

    http://galeri.uludagsozlu...%B1%C5%9F-h%C4%B1z%C4%B1/

    son 9 ildeki kullanım durumunu göz önüne alınca psikoloji biliminin gördüğü itibarın eğitim seviyesi ile ters orantılı ilerlediğini farzedip elbette bu illerde ruhsal refahın yüksek olduğunu düşünemeyiz. o yüzden ilk 10 ilin değerlemesi üzerinden bir entry olsun bu.

    lakin son 9 il arasında 32 bin küsürlük kullanım olmasına rağmen,gaziantep'in bulunuyor olması oldukça şaşırtıcı. zira oldukça gelişmiş bir yer olduğunu birincil göz ve ağız olarak söyleyebilirim. fakat şehirdeki nüfusun %60'ına yakını göç ile orada bulunmakta olduğundan bu şaşkınlık bir nebze olsun azalabilir.
    3 ...
  46. 25.
  47. Zar zor okuduk, en zor olani basardik universiteyi kazandik asil zor olan 4 sene okumakti, okurken calistik ac kaldigim ve gururumdan ailemi aramadigim zamanlari bilirim, yurduydu harciydi kitabiydi yemegiydi derken 78 kilo olarak gittigim sehirden 69 kilo olarak dondum, iyi kotu bir is buldum. Cebim az da olsa para gordu, ezildim mi haddinden fazla. Simdi daha iyi bir yerde calisiyorum nispeten gelin gorun ki bu sefer de memleketin durumu yuzunden maliyetler kisilmis durumda isimi kaybetmekten korkuyor muyum evet, guvencem devam ederken ben baslamayayim da ilaca kim baslasin?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük