adalet, o bizim bildiğimiz temiz adalet, namuslu güzel adalet,
şimdi anadolunun bir yerlerinde
vüdudunu pazarlayarak dünyanın en eski mesleğini icra etmektedir.
al işte her an her yerde hepimizin başına gelebilebilecek sıradan bir örnek.
bu akşam veya yarın veya önümüzdeki hafta herhangi birimizin başına gelebilir.
kimseler de şaşırmaz.
Bugün Türkiye'de gerçekten adalet olduğuna samimi bir şekilde inanan var mı gerçekten... Var derse karşılıklı oturup konuşmak isterdim. Senelerce hapis yatan insanlar ve sonra Ferhan Şensoy filmindeki gibi "pardon" deyip serbest bırakmak. Hepsinden de önemlisi dün darbeci, ergenekoncu diye hapse attığınız askerlere bugün muhtaç oluyorsunuz. Hapislerde suçsuz yere ölenler için hiç bir yürek sızlamıyor, hiç bir vicdan yaralanmıyor sanki...
Bir yanılgı diye düşünebiliriz. Ama bugün bakıyoruz aynı şeyler olmaya devam ediyor. Gazeteciler hapislere atılırken haklarında 100 gündür iddia bile yayınlanmadı. Yani daha suçları bile belli değil. Öyle hapis yatıyorlar. Nasıl ergenekon ve balyoz davası mağdurlarına tazminat ödediyse devlet bu insanlara da ödeyecek. Parası nasıl olsa adaleti sağlayamayanların cebinden çıkmıyor.
Sadece bunlar olsa iyi... Her gün umudumuzu körelten yeni bir örnek çıkıyor ortaya...
Elektrik malzemeleri satan dükkana 4-5 hırsız giriyor. Malzemeleri çalmaya başlarken bir süre sonra komşular uyanıyor ve bağırmaya başlıyor. Hırsızlar apar topar kaçıyor. Gelen polis hırsızlık mağduruna "Güvenlik kamerası kayıtları var mı" diye soruyor. "Var" cevabını da alınca "O kayıtlarla savcılığa başvurursunuz, gereğini yaparlar" diyor ve içeriye bile girmeden çekip gidiyor. Yahu zaten adamın malı gitmiş, canı yanmış... Hiç olmazsa usulden bir gir içeri de geçmiş olsun de, soru sor, parmak izi al değil mi?
Evlerinin bodrumuna uyuşturucu saklamaya çalışanlara çatan gencecik bir kızı göz göre gör vuruyorlar, kaçıyorlar ve yakalanmıyorlar. Sonrasında öğreniyoruz ki mahalle halkı defalarca polise başvurmuş, defalarca yardım istemişler. Hiç bir şey yapılmamış.
Bursa'da insanlar uyuşturucu satanlara karşı isyan edip sokağa çıktılar. Böyle bir rezillik olur mu? Bu saate kadar ne yapıyor güvenlik güçleri. insanları neden dinlemiyorlar. Bu durumda "bu işten güvenlik güçleri de nemalanıyor" diyenler haksız mı? Yaşlı bir teyze bas bas bağırıyor gözyaşları içinde "10 ve 14 yaşında iki torunum gitti bu uyuşturucuya... Bir şeyler yapın"
Trafik kazalarında yaşananlar ise daha da vahim. Bir insanı öldürmek istiyorsanız adamınızı bulun ve arabayla ezin onu. Cezası yok... Üstelik kırmızı ışıkta geçmiş olmanız, alkollü olmanız, kişiye yaya geçidinde çarpmış olmanız, çarptıktan sonra o insan orada can çekişirken basıp kaçmanız, ve bu yüzden o insanın ölmesinin bir önemi yok. Her şey serbest. Bir insana çarpıp öldürün, 4 ay kaçın, yakalandıktan sonra 3-4 ayceza veriliyor, üzülmeyin o da paraya çevriliyor. Yetmedi, para fazla geldiyse onun için de karşı dava açabiliyorsunuz. Üstelik tüm bu dava sürecinde tutuksuz yargılandığınız için bir gün bile hapis yatmıyorsunuz.
Alkollü halde araç kullanıp karşı şeride geçerek, bir kişiyi öldürüp bir kişiyi de yaraladıktan sonra yüzde yüz kusurlu olmamıza rağmen "mağdurların ailelerinden helallik aldık" şeklinde abuk bir savunmayla tahliye olmamızı sağlayan adalettir.
Yani bütün katiller öldürdükleri kişilerin ailesindan helallik alırsa serbest kalabilecek mi?
Yoksa sadece babası hükümet götü yalayanlar mı bu imkanlardan faydalanacak?
fakat akp ve onun iktidarının götünü yalayanların istediği şekilde uygulanmaktadır. ismine tam olarak adalet denemese de adalet adı altında uygulandığından bu isimle anılmaktadır.
