aklı ersin ermesin her bireyin gösterme cesaretinde bulunduğu cüretkarlıktır!.
insanların bir şekilde canı yanar ya da haksızlığa uğrar. mağduriyetinin giderilmesini, haklı ile haksızın ayrışmasını, maddi gerçeğin ortaya çıkmasını ister. ve lakin kendisi adil değildir. ve adaletsizliğin asıl nedeninin kendi olduğunu bilmemektedir. birey vicdan muhasebesi yapmaz, kendini tartmaz, yaptığı her şeyi kendince doğru bilirse başkasının özgürlük alanını ihlal ettiği halde bunu görmezden gelip bir şekilde adli makamlara düştüğünde haksızlığa uğradığını, mağdur edildiğini savlar durur. insanın inatçılığı ne kadar baskınsa o kadar zorlaşır çözüm. esnekliği, hoşgörüyü, uzlaşıyı öğrenememiş ya da öğretilmemiş insan rezil olur gider. adaletin olmadığından dem vurur. bilmez ki adalet kendide gizli.
yani bağırsa da çağırsa da sesi ancak cılız cılız yakılanır koridorlarda.
bir ülkede bir komutan, bir askere ceza amaçlı pimi çekilmiş bombayı eline verip 4 askerin hayatına sebep olmuş ise ve o kumutana sadece 4 yıl hapis verilmesine karşılık, bir çocuğun polise taş atması nedeniyle çocuğa 19 yıl hapis verilirse, o ülkede kesinlikle adalet diye bir kelimeden bahsedilemez.
400den fazla sanıklı bir davada silahlı eylemi ve silahlı gücü olmayan örgütlü ve tanışıklı olarak hücrelere bölünmemiş ancak türkiyedeki birçok kanlı eylemi ve failimeçhul cinayeti işlediği iddia edilen bir örgüt olduğu savunuluyorsa ve 80 yaşına gelmiş profesörler silahlı örgüt üyeliğiyle yargılanıyorsa ben bu ülkede adalet var diyemem.
düşünün ergenekon gibi hayati bir davada yüzlerce sanık silahlı örgüt kurmak, silahlı terör eylemi yapmak ve silahlı terör örgütü yönetmek ve üye olmakla suçlanıyorlar ancak bu örgütün ne bir silahı var ne bir maddi kaynağı var ne de silahlı terör eylemi yapması için bir amacı var. allahaşkına silahlı örgütler maddi yada ideolojik bir amaçları olmadan eylemlerde bulunabilirler mi? 1948de ki sabahattin ali cinayetinden tutun maraşlar çorumlar sivaslar özal suikastleri ve bütün faili meçhul olaylar bu örgütün işiymiş gibi gösteriliyor ancak bu örgütün eylemlerde kullanıldığına dair bir ipucu, kullandıkları silahlar yada tetikçiler yok en hayati olanı ise bu eylemleri yaparak varacakları somut bir hedefleride yok ve en ilginç tarafı ise 1990lar boyunca 2000e doğru ve aydınlık dergileri aracılığıyla bir çok kontrgerilla faaliyetini ve derin yapılanmayı araştırmış sorgulamış ve gün yüzüne çıkartmış aydınlıkçılar işçi partililer ve cumhuriyet aydınları ise kendi ortaya çıkarttıkları bu eylemlerin asıl failleri olarak gösteriliyor.
