türkiyede adalet sistemi diğer tüm kurumlarda olduğu gibi 'duygusallıktan' geçiyor.biraz ağır ama gerçek.verilen kararlar uygulanan kanun maddeleri aynı olmasına rağmen çelişiyorsa karar veren hakimlerin ne kadar kanunlarla içiçe olduğunu düşünebiliriz?kişiler ulu orta abim bilmem nerede adam öldürmüştü evi sattık verdik parasını mahkeme başkanına beraat etti diyebiliyorsa ne yapabilirsiniz?küçücük çocuklar baklava çaldı diye ıslahevlerine gönderilirken dünyayı götürenler karşısında adalet sisteminde görev yapanlar el pençe divan duruyorsa,tüm deliller kişinin suçlu olduğunu gösterirken hala elini kolunu sallayarak dışarıda dolaşıyorsa,can kaygısı ile teröriste ekmek verdiği için yardım ve yataklıktan ceza yiyorsa 70'lik ayşe teyze 80 lik emin amca ve örgüt üyesi olan,hatta yöneten kişilerin oturdukları evlerin adresleri bilinirken hala hiçbirşey yapılmıyor olmasına ne diyebilirsiniz.türkiye de adalet cebinde parası olan,çevresinde eşi dostu olan,altında ceylan derisi koltuğu olan,sırtında bir dayanak olan kişiler için tabiki var.açılan davalar konusuz kalıp düştüğünde ve şahıslar serbest kaldıklarında ilk verdikleri beyanat da bu değilmi zaten gazetecilere:"adalet yerini buldu" ne diyelim allah aç olduğu için 2 dilim baklava çalanlara ve onlar gibilerine yardım etsin.
dağlarda türk askerlerine karşı savaşıp kayıplar verdirene beraat , peluş bebek çalan kız çocuğuna ise 8 yıl hapis verdiren sistemimsidir..
(bkz: adalet adalet olalı böyle zulüm görmedi).
yıllar yıllar sonra da tartışacağımız bir olgudur. hiçbir zaman çözüme kavuşmayacak, iyileşeceği yerde daha da dibe vuracak bir sorun olacaktır, türkiye'de adalet.
şimdi açıyorum haber başlıklarını akıl sır erdiremiyorum olan bitene arkadaş bu nasıl olur diye de emin ol çok düşünüyorum ve kafam duruyor bir yerden sonra.
birincisi şu :
Delil yokluğundan tutukluluğun devamına...
" Suçunu öğrenemeden 1 yıldır cezaevinde yatan ODTÜ'lü genci savcının 'hiç bir delil yok' demesi de kurtaramadı. Beraat isteyen savcıyı reddeden mahkeme, davayı 4 ay erteledi."
10 yıldır içerdeymiş bu adam. 10 yıllık zamanaşımından da düşmemiş dava. delil de yok amk. bu nasıl iş ..
yoktur. bunu pardon adlı fimlden de görebilirsiniz.
bilmem kaç kişinin küçük bir kız çocuğuna tecavüz edip, kendi isteğiyle yaptık gibi savunmaları anlamlı bulup, o çocuğun bilinçaltının nasıl düzeleceğini bilmeden hade. lafı uzatmak istemedim çünkü adalet denen bir kavram yok.
adalet olsaydı, fakirler güçlülerden nefret etmezdi. fakirin zengine açtığı davayı fakir kazanabilir mi?
adalet olsaydı, eğitim sistemi hakkındaki iddaları yalan kabul etmezdi.
.
.
.
.
.
.
uzun uzun düşündüğüm olgudur. şükürler olsun ki, allah'ın adil düzenini görmüşüm. insan ürünü hiçbir düzen mutlak adaletli olamıyor. türkiye'deki beşeri laik/seküler sistemden de adalet beklemek doğru değildir. zira sekülerizm/laiklik de insan ürünüdür. insan kendini tanıyamamış iken bir toplumu, sonsuz bir evreni tanıyıp ona en uygun sistemi üretmesi mümkün değildir. bu işe ancak Allah kadirdir. yeryüzünde tek hak din islamdır.
bizim bir hukuk felsefesi kitabımız vardı adalet konusunu açtım halbuki insanın zihninde adalet deyince bir sürü şey uyanıyor ama yok arkadaş bir ton yazmışlar ama hiçbirinde adalet nedirin cevabını bulamadım. işte türkiyede de böyle tanımı bile yapılamayan bir şeyin tartışılması bile çok anlamsız geliyor bana. ayrıca bu kadar rölatif bir kavramın tek bir doğrusu varmış gibi taraflarca savunulması da enteresan. derim ki adaleti tartışmayı bırakın sahile inin denizi seyredin.
Fakirden alıp zengine vermeye dayalı lağımsal sistemde olması beklenmeyen, ütopik bişeydir. Öyle ki fakirseniz, dayınız amcanız yoksa sadece sizden daha eşit olan domuzların (bkz: george orwell) pis işkembelerini doldurmak için çırpınır durursunuz.
akp, chp, mhp hiç fark etmiyor. iktidar kimse adalet onun elindedir. adaletin tarafsızlığı diye bir şey türkiyede olmamıştır.
edit: (bkz: başbakanın yeğeninin serbest bırakılması)
-adalet nerde?
-hapis yatan yazarlar koğuşunda değil
-nerde?
-tecavüzcüleri ilginç bir şekilde yargılayan mahkemelerde değil
-e peki nerde?
adalet türkiye'de ya da türkiye'de adalet. sonuna üç nokta da konulsa, ünlem de konulsa, soru işareti de konulsa büyük anlamlar taşıyan cümle. pek yoktur böyle bulunan cümleler. yine de ben o cümlenin sonuna en sevdğim işareti koyup devam edeyim:
türkiye'de adalet, hukuk devleti olmaktan geçmiyor. türkiye'de adalet türk devletinin önce devlet olabilmesinden geçiyor. halkının çıkarlarını koruyamayan, halkına zulmedene ceza kesemeyen bir hukuka göz yuman devletin olacağı hukuk devleti, hukuğun kendisi gibi de çarpık olacaktır.