her sey güllük gülistanlik gercekten. 350 tl'ye ücretli ögretmenlik yapiyorum, devlet beni ögretmenden saymadigi icin indirimli kentkart'da kullanamiyorum. her seyi gectim o kadar mutluyum ki 3.75'e bir litre benzin alabiliyorum, ve 10 km gidemiyorum, yürüyeyim bari diyorum is yerim cok uzak, bazen acaba calismasam evde mi otursam masrafim azalir sürekli borc yapmaktan kurtulurum diyorum. saman gibi bir sigara icip paketine 4.5 tl öduyorum. cidden son anda kurtulmusuz ya akp olmasaydi bu günleri göremezdik...
domates 2 tl
muz 3,5 tl
ötv % 35
en düşük telefon faturası konuşmaz isen 14 tl
rüşvet almış yürümüş
özelleştirecek mekan kalmamış
türkiye son anda kurtulmuş
tanım içeriğine baktığım anda haklılık yönü var ama çoğunlukla boş bir gerçektir. nedenlerine gelirsek efenim *
türkiye'nin her yönden gelişmesi demek büyük bir körlüktür. türkiye'nin tarım ve hayvancılık olarak geliştğini sanmak resmen marketten alışveriş yapmamak. kasaba uğramamak. çarşı pazar dolaşmamaktr.
-bugün etin fiyatı 30 tl ye varmıştır. 8 yıl önce bu böyle değildi.
-bugün çiftçinin anası ağlamakta ekinleri toprakta ölmektedir.
-sağlık sektörü kesinlikle ve kesinlikle sadece 8 yıllık sade bir hükümet ne yapıyorsa o kadar gelişmiştir -gelişmemiştir-
başbakan durup durup özel hastahane açılışlarına gitmektedir. bu sağlık hizmetlerinin geliştiğini göstermez. çünkü o özel hastahaneler çatır çatır para alıyor bizden. ee nerde hükümet..
-çok değil daha 3 ay önce istanbul'un bakırköy gibi bir semtinde kömür dumanından göz gözü görmemekteydi. bunları görmemek resmen körlüktür.
-dünyanın en pahalı benzinini ve etini yediğimiz güzide ülkemizde bu durum 8 yıl önce böyle değildi. üstelik elektrik, doğalgaz, su ve nice doğal ihtiyaçlara acımazsızca zam gelmektedir.
ama emekli, memur ve işçi maaşlarına bunların %10 u kadar zam yapılmaktadır.
-8 yıllık bu iktidar ergenekon diye birşey üretmiş, tamam gerçekten suçlulurı hapse atmıştır bu güzeldir, ancak suçsuz olan onlarca kişi evinden gece yarısı alınmış ve neyle suçlandıklarnı bilmemektedirler.
-ama yiğidi öldürelim hakkını yemiyelim, duble yollarsa sahibiz harbiden çok şükür ki.
-dış politikida da iyiyiz. onada lafım yok.
-harbiden eski orta çağ hükümetlerden biraz daha fazla yenilik getirmiştir...
ama hepsi bu. yukarda saydığım olumsuzluklara karşı 3 maddelik olumlu şey. resmen direkten dönmüşüz.(!)
olayı siyasi boyutuyla ideolojik çerçeveden bakılmadan tek bir gerçek vardır.faşist devlet sistemi anlayışlı bir ucube olduğumu düşünebilirsiniz ancak tek partili hükümet sistemi siyasi istikrarı bunun yanında ekonomik istikrarı getirdi,iyi mi ? kötünün iyisi, geçmiş iktidarlara göre gayet iyi
tabi böyle dedim ancak kafamda antitez dolaşıyor ? cari açık neden bu kadar büyüdü ?
bugün muhalefetin söyledikleri benzer şeylerdi. her iki muhalefet de akp'nin halkı fakirleştirdiğini terörün sebebinin fakirlik olduğunu söylediler. iki cümleyi ard arda kullanarak terörün sebebi fakirlik, dolayısıyla terörün sebebi akp demeye getirdiler. fakat siyasetçi olduklarından gerekirse kıvırabilmek için araya nokta koymayı da ihmal etmediler. neme lazım. biri çıkar terör akp yokken de vardı der. onlar da kıvırmaya ihtiyaç duyarlar.
şimdi her iki sorunun sebebi olan siyasilerin kendi eserleri olan terörü ve fakirliği akp'ye yüklemesi ne kadar garip değil mi? gençler bilmeyebilir. fakat bu terörün baş aktörleri ulusalcılıktır. bugün ulusalcılığa her iki muhalefet partisi de sıkı sıkı bağlı. ecevit'in, erdal inönü'nün solculuğundan chp'de eser yok. 12 eylül darbesinden amaçlanan zaten ulusalcılıktı ve 12 eylül başarıya ulaşmış demek ki... 12 eylül anayasasına sahip çıkmalarını yadırgamamak lazım. neyse benim bu başlıkta meselem o değil.
terör ve fakirlik... bu ülke yıllardır eski siyasetçilerin veya devlet kadrolarının bize miras bıraktığı bir terörle mücadele veriyor. dün bizi yönetipde bugün muhalefette çar çar konuşanlar yıllardır o parlamento içindeler. muhalefet de oldular iktidar da oldular. yani her şekilde geçmişimizde izleri var. onların bu başarısızlığı varken konuşmaya hiç hakları yok. insan birşeyler yapar ve yaptıkları ona konuşma hakkı verir. deniz baykal veya mhp bugüne kadar bu ülke için ne yaptı? terör konusunda ne gibi çözümleri gerçekleştirdiler? koca bir hiç... şimdi birileri akp'li olduğumu düşünüp akp ne yaptı demeye getirecek. kardeşim akp'nin ne yaptığını da konuşuruz. fakat akp yapmadı onlarda yapmadı diye savunmak çok ayıp. şimdi fakirlik konusuna gelelim. bu ülkede şu kadar fakir var, falan filan yazıyoruz, yazıyorlar, muhalefetteki siyasetçiler gündeme getirip konuşuyor. diyelim ki türkiye'nin % 80'i fakir. bunlar son 7 yıl içinde mi fakir oldular yoksa daha önce mi fakirdiler? ülkeyi türlü krizlere sokup 1990-2002 arası fakirliği diz boyuna çıkartan muhalefet şimdi çıkmış akp yüzünden fakirsiniz diyor. kendi yaşamıma, dostlarımın yaşamına bakıyorum. 1990-2002 yıları arasında sıfırı tüketmişiz. neyimiz var neyimiz yoksa ayağa kalkıp yeni işler kurmuşuz, sonra kriz gelmiş tüm birikimimizi alıp götürmüş. yine toparlanıp bu kez iyi olur diye eş dostumuzun neyi var neyi yoksa nazımız geçenlere sattırıp paralarını elinden almışız ve iş kurmuşuz yeni krizlerle onlarda gitmiş. o yıllarda birçok insan işini kaybedip intihar etti. hırsızlık gibi suçlar aşırı arttı. şimdi bana denizli'de fabrikasını kaybeden birinin ağlayışını gösteriyorlar. binlerce kişi aynı durumu çok yaşadık. ağlayışlarımızı kimse görmedi. artık çoğu insan o krizlerden sonra bir iş yapmaya korkuyor, bir kısım insanın ise iş bulma ümidi kalmadı. çünkü en verimli çağlarında işe girmesi gerekenler ülke krizlerle çalkalanırken bir iş bulamadılar ve artık yaşları 30-45 arası. o adamlara bir sürü genç varken kim iş verir? bu yaş grubu insanların bir süre sonra kendi işlerini kurup yanlarına genç kadrolar alması ile yeni gelenlere iş imkanı ortaya çıkar ve süreç işlerdi. fakat kayıp bir 12 sene varken o kuşak ve devamı birkaç kuşak o kayıpları ödemeye devam edeceğiz. bugün fakirlikten dem vuranlar ülkenin sıfırı tüketmesine sebep olanlardır. sıfırı tüketmiş insanlar neyi var neyi yoksa ancak karnını doyurmaya başlar. yeni kazanç olmadığı içinde zamanla fakirliğin iyice pençesine düşer. ülkemizde böyle. devlet iş yapsın diye kredi veriyor. fakat insanlar 8-10 sene önceki borçlarını ödemekle meşgul hala. fakirlik bugün ortaya çıkan bir şey değildir. anneniz babanız zamanında zenginliklerini kaybetmemiş olsaydı fakir olmazdınız. öncelikle şuna dikkat edin. fakir insanlar bunları unutmuyor. gençler unutabilir ve bilmeyebilir. ancak aileleriniz fakirleştiyse bu eski muhalefetin beceriksizliğiyle, yolsuzluğuyla fakirleşti. fakirleşmeyenler ise bu durumdan habersiz onlara oy vermeye devam ediyor zaten. bir şirket için düşünün işler kötü gitmeye başlayınca güncel çözümlerle uzun bir süre idare edebilir. battığını farkettirmez. ödemelerini aksatır, kredi çeker, borç alır ama yüksek faizle aldığından veya vadesinde ödeyemediği için varlıklarını kaybetmeye başlar. yani bir şirketin işleri bozulduktan sonra kapanmaya giden süreç 8-10 sene alabilir. ben akp'yi değerlendirmek için 2010-2015 arası büyüme oranlarına bakacağım. çünkü geçmişin etkisi ancak bitiyor. tahminimce 2015'e kadar ülkemde çok güzel şeyler olacak inşaallah... bence başlık yanlış, türkiye cumhuriyeti batmıştı ve küllerinden yeniden doğmaya çalışıyor. 2002'de tüm eski partiler neden tasfiye oldu sanıyordunuz? kemal derviş'in "icra ve iflas memuru" olarak türkiye'ye gönderildiğini ne çabuk unuttunuz?
türkiye dün yemyeşildi, dutluktu da bugün mü birden fakirleşti, bugün mü terör başladı diye düşünmek lazım... bana akp döneminde işini kaybetmiş kaç insan gösterebilirsiniz? ben size akp'den önce işini kaybetmiş ve hala iş bulamamış binlerce insan gösterebilirim.
Bu ülkede siyaset hakkında konuşabilmek için, yada ortaya bazı iddalar atabilmek için, bazı şeyleri yapmak gerekir. Eğer bir üniversite eğitimi almamışsan yada almışsanda kantinde kız keserek ders geçmişsen olmaz. bu ülkede ki idari sistem, hukuk sistemi, idari yönetim, belediye yönetimi gibi konular hakkında edindiğin bilgiler ana haber bültenlerinden öğrendiğin şeylerse o bilgilerle olmaz. bilgi birikimin tamam diyelim, önce bu ülkenin bir yakın tarihini oku, ama öyle gidipte bi kitap okuma, farklı bakış açılarıyla anlatan 3 kitap oku, olayları bi birleştir, sonra bi de tarih kitabından oku, eğer imkanın varsa zannediyorum ki etrafında öyle biri yoktur, 60-65 döneminin yaşayan bilgili kişilerle bi konuş, bi de onlardan dinle, sonra gel burada böyle büyük laflar et.
Her ne kadar türkiye'nin şu anki durumu güllük gülistanlık değilse de haklılık payı olan bir gerçektir.
zira 2002 öncesi meşhur üçlü kualisyon dönemi çekilen kıtlığı unutmak mümkün değil. Şimdi kriz dediğimiz durum o dönemler türkiye'nin en iyi haliydi.