tüm dünyada olduğu gibi ülkelerin bir tane ortak dili vardır ve tüm vatandaşları bu dili konuşur. isterlerse ikinci bir dili de konuşurlar. Türkiye'mizde bu dil türkçedir. değiştirilemez. bizzat şahit olduğum gibi "türkiye'de ikinci dil istiyorum,türkçe konuşmayı reddediyorum, sadece anadilimizde konuşmak istiyorum" diyenler Fransa'da çatır çatır fransızca konuşmaktadırlar. diyecekler ki orada sayımız çok az, türkiye'de çok fazlayız. o zaman Türkiye'yi 2 dil hiç kesmez. hesapla bakalım, kaç tane etnik grup var türkiye'de.
bize en yakın durumu norveç yaşıyor.orada ulus olarak algılanan iki unsur vardır.norveç ve sami ulusu.
okullarda ilk ders norveçli öğrenciler için norveççe, sami öğrenciler için samice.
2. ders sami öğrenciler için 2. dil norveççe, norveçli oğrenciler için 2. dil samice.
3. ders her iki ulustan öğrenciler için ortak ders.
zor bir durum değildir.norveçe bakınca olağanüstü durumlar oluşmadığı ortadadır.aksine iki ulusa mensup bireyler birbirlerini daha iyi anladığından ulus bilinci ve yurttaşlık bağı bize göre çok daha ileridir.
elbette iki ayrı ülkenin değerlendirmesi subjektif şartları hesaplayarak yapılmalıdır.ama yine de olmayacak bir şey değildir.aşırı milliyetçi tavırlar durumu içinden çıkılmaz bir hale sürükler(türk/kürt).
burası babanın memleketi değil, dedirten önermedir.ağzı olan konuşuyorun yanına mallaşarak konuşanın ağzına s.çarları da eklemek gerekir.herkes haddini bilip öyle cümle kurmalı.
bir bayrağı olan her ülkenin bir resmi dili olduğu gibidir tıpkı. son derece olağandır. kabul etmeyen resmi dilini kabul ettiği, içine sindirebildiği ülkeye gitsin.
türkiye cumhuriyeti nden kasıt devletse devlet istanbul ağzı ile türkçe konuşur.
yok eğer millet ise, millet çatır çatır bölünmekte ve özellikle kendisini kürt olarak alt kimliği ile tanımlamayı seçen milletin bir parçası ama azınlıkta kalan bir parçası tarafından türkçe ötelenerek milletimizin dili kürtçedir olacak şekilde refere edilir.
yani anlayacağınız devlet ne konuşursa konuşsun, birilerini susturamadıkça ve kendi sözünü dinletemedikçe türkçe dışında daha çok dilde, çok terane dinlemek zorunda kalacaktır.
tıpkı kendi dilini kendinden bir parça olan kürt vatandaşlarına kabullendirememiş milletimin her yerde ve her fırsatta aynı anlamsız teraneyi dinlemek zorunda kalması gibi.
en azından şimdilik sadece konuşmak istiyorlar.
bu tavizci ve sorunu küçümseyici yaklaşım devam ederse malum kitle yakındırki kendi uyduruk dilleri ile konuşulmasını da talep edecektir.