türkiye'yi yöneten insanların niteliklerine (eğitimleri, sahip oldukları vasıflar ve yetenekler v.s.) bakıldığında siyaset ile ne denli alakalı olduklarını sorgulatan durumdur. şöyleki; şu an bu ülkeyi yönetenler(bakanlar vekiller...) arasında lise mezunu(aşağılamak, hakir görmek değil amacım, lütfen yanlış anlaşılmasın) adamlar var. siyaset ile ilgili bir eğitim almadıkları gibi siyaset üzerine açıp da kitap dahi okumadıkları çok belli...
hemen bu topraklarda türkiye'den önce var olmuş osmanlı devleti'ne(yakın bir örnek olabilmesi adına) bakıyoruz. ülkeyi yönetecek adamlar çocukluk yıllarından itibaren ülke yönetimine hazır hale gelebilecek şekilde eğitiliyorlar. ve aldıkları çeşitli eğitimlerin sonunda da "staj" diyebileceğimiz "sancağa çıkmak" durumu ile öğrendiklerini belli oranda tatbik edebiliyorlar. ancak; türkiye'de şu aşamada lise mezunu olmanız, çevrenizde tanınmış birisi olmanız ve birilerinin çıkarlarına hizmet edebilmeniz yeterli. bilim, felsefe, sanat,... gibi boş-beleş şeyler de neyin nesi?..
yanlış bir ifadedir. türkiye'de neredeyse her köşe başından bir siyasetçi çıkmaktadır. türkiye'nin yetiştirmekte zorlandığı devlet adamıdır. hoş biz zaten adam konusunda hep sıkıntılıyız da, neyse.
kamer genç gibi provokatör ve mesut yılmaz gibi onbaşılar meclise halen girebiliyorsa kesinlikle sağlaması yapılan tespit. demokratik terörist partisini saymıyorum bile.
yetişen siyasetçilerin amerika karşıtı olması durumunda bir kata kulli ile alaşağı edilmesi sonucu varolan durumdur. muhalefetinden iktidarına kadar her kurum ve kuruluşa işlemiş bu illeti ancak siyasi sistemi değiştirerek gerçekleştirebilirsiniz ki onu yapmak için de iktidar olmak lazım. onu olabilmek için de birşeyler yalamak lazım...
(bkz: paradoks)
darbeler ülkesi olduğundan olmasın sakın. tonla asker var ama bir tane adam gibi düzgün bir siyasetçi yok.
bir de tonla insan kılığında sürüngen var. topunun kökü kurusun.