sadece günümüz türkiye'sinde değil, yıllardır süregelen siyasi ve toplumsal çatışmanın sonucunda ortaya çıkmış çöküştür. atatürkçülüğün temel ilkelerinden biri olan çağdaşlaşma fikrinin, ne yazık ki mevcut gerici iktidarla oluşturulması mümkün değildir.
sözün özü: ileri medeniyet; birlikle, beraberlikle, örgütlenmeyle oluşur. eğer bu ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak istiyorsak; trakya'dan hakkari'ye, muğla'dan artvin'e, sinop'tan hatay'a bütün olmak, bölünmemek, yani, millet olmak gerekir.
tırnak uzunluğu ve etek kısalığını düstur edinen medeniyet anlayışının aforizmalarından biridir.
medenileşme ve çağdaşlaşmayı zorla dayatarak kabullendirmeye çalışan zihniyetin sadece kendi zihninde kabul ettiği düşünceyi toplumun tamamı üzerine yerleştirmeye çalışmasının bizzatihi kendisi çağdışıdır.
kadınların örtünmelerini bile gericilik ile tanımlayan fikir yobazlarının kronolojik sıralamada örtünmenin açık olmaya göre daha ileri çağlarda olduğunu reddetmesidir.
sayelerinde sindirilmiş halkın akp gibi bir partiyi iktidar yapması ve bu zihinlerin bu rtiye oy veren kesimi cehalet ile suçlayarak işin kolayına kaçmasıdır.
cumhuriyetin ilk yıllarında "köylü milletin efendisidir" diyerek sonradan büyük illerin merkezlerine köylü kıyafeti ile girişi yasaklayan. türk müziği ve enstrumanları yasaklayıp batı müziğini köylerde dahi dayatan zihniyetin ortaya sunduğu argümanlar hep aynıdır.
medeni olmanın bile o ağır travmalardan* sonra gayet zor olduğu düşünülerek öncelikle başlığa itiraz edilir. ileri değil ama çağdaşlaşma yolunda büyük adımlar attığı için o döneme medeni diyebiliriz.
sonra da devam edip diyoruz bir millet nasıl geri kalır?kafaların çalışması durursa,engellenirse hiç de zor olmayan bir olgudur bu.evet olgudur çünkü zönk diye olmaz,büyüteçin kağıdı yakması gibi yavaş yavaş gelişir olaylar.beynini kullanmaktan korkan, buna gerek kalmadan da yaşanılabileceğini düşünen bir millet, medeniyetin sadece tv,televizyon, internetle ilgili olduğunu; bunları rahatça kullanabildiği sürece ülkesinin medeni olduğunu düşünecektir.böylece uyutulan bu insanlar da ülkenin bir rejim değişikliğinde kabullenmenin ötesinde bir şey yapamayacak doğru yanlış bu rejime boyun eğecektir.ve yine zaten çeşitli oyun,aldatmacalaarla birbirinden koparılmış, ötekileştirmeye alışmış insanlar olası bir saldırı* veya bölünmede sessizliğini koruyacak, tepkisiz,duyarsız yaşayışın meyvelerini toplayacaktır.**