t.c anayasası'nın; dördünücü bölümünde yer alan, siyasal haklar ve ödevler ana başlığı altındaki 1. kısımda yer alan,"türk vatandaşlığı" başlığı altında bulunan ve türklüğü tarif eden maddedir. bu madde uyarınca;
* türk devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türk'tür.
* türk babanın veya türk ananın çocuğu türk'tür.
* vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.
* hiçbir türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.
* vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.
yani; kişi vatandaşlık bağıyla bu vatana bağlıysa türk'tür. vatandaşlık bağıyla bu vatana bağlı kişinin çocuğu olursa da, bu kişi türk kabul edilmektedir. örneğin, son olarak ümit milli takıma davet edilen colin kazım richards... annesi türk, babası ingiliz... annesinin türk vatandaşlığı olduğu için çocuğun türk olma hakkı doğmuştur... tıpkı abd'de doğan birinin abd vatandaşı olma hakkının bulunduğu gibi... neymiş? türklük; kan bağıyla oluşan bir şey değilmiş... vatandaşlık bağıyla olan bir durummuş...
bu madde anayasa'da "türk" ün anlamı olarak, fransız ortak yaşama isteği anlayışının benimsendiğini gösterir. yani bu birlikte yaşam isteğinin temelinde, nesilden nesile aktarılan manevi miras, ortak çıkarlar ve geleceğe birlikte adım atmak gibi unsurlar belirler millet kavramını; sırf kan bağına dayalı * bir millet değildir bu. atatürk'ün kasıtlı olarak çok çarpıtılan bir sözü vardır "ne mutlu türküm diyene". işte bu sözü ortak yaşama isteği anlayışı doğrultusunda söylemiştir. zaten türk anayasacılık gelişimi ve tarihi ülke olarak fransa'dan esinlenmiştir. ırkçı yaklaşıma dayalı alman sisteminden değil.
