adının "türkiye cumhuriyeti merkez bankası" olmamasının sebebinin bankanın devlete bağlı olmayip tamamen bağımsız olduğu imajı vermek olduğu ifade edilen kurum.
2001 den beri özerk olan, para politikalarını yönlendirebilecek yegane kurum. para politikası araçlarını kullanarak piyasayı yönlendirir. asıl amacı fiyat istikrarıdır. 2006 yılında enflasyon hedeflemesine geçmiştir.
hükümetin merkezini ankara'dan istanbul'a taşımaya karar verdiği banka. ilginç bir karar tabi ama detaylarını bilmiyorum. devletin resmi başkenti dururken neden istanbul sorusunu da düşünmeden edemiyorum
hükümetin merkezini istanbul'a taşımak için biraz kasması gerektiğini düşündüğüm banka. çünkü 17 katlı binasının 16 katında* bilmem kaç tane genel müdürlüğün içinde bilmem kaç bin tane çalışanı vardır ve istanbul şubesinde çalışan insanlardan kat kat daha iyi bilmektedirlerdir ne yapmaları gerektiğini. şimdi soralım. binlerce insanı zikinin keyfi için ankara'dan istanbul'a mı taşıcaksın, yoksa yine zikinin keyfi için işlerini mi kaybetmelerine neden olacaksın? hem sonra merkez bankası dediğin kurumun merkezi adı üstünde ülkenin merkezinde bulunmalı. evet istanbul türkiye'nin en büyük şehri ama başkent mi? hayır değil. bunu yapan yakında istanbul'u da başkent ilan edip bizi osmanlı'ya geri götürür.
birçok kişinin türkiye cumhuriyeti merkez bankası olarak bildiği banka... neden cumhuriyet diye düşünenler için kısa bir not , devlete ait tüm kurumlar t.c yani türkiye cumhuriyeti ibaresini kullanır türkiye cumhuriyeti ziraat bankası gibi , fakat merkez bankası düşünülenin aksine devlete bağlı bir kurum değildir , ismi cumhuriyet olan özerk bir bankadır , yani bankanın tam ismi cumhuriyet merkez bankasıdır , her ülkenin merkez bankası o ülkenin ismi ile anıldığı için başına türkiye ibaresi getirilir
faiz yönetimi temeline kuruludur. ancak başında ki adam durmuş yılmazın zihniyeti faizsiz bankacılık zihniyetinden gelmektedir. bu ne yaman çelişkidir.
ihracatçının dolara müdahale etmesini istediği ve beklediği bankadır.
9 mart 2009 tarihinde dolar 1.82'yi görüp, 1.85'e yol alırken döviz satış ihalesi açarak dolara müdahale eden merkez bankası'nın o hareketinden sonra hiçkimse "dalgalı kur" edebiyatı yapmasın. ihracatçı doların 1.60'tan aşağı düştüğü durumda ciddi kayba uğradığını ilan etmektedir açıkça.
velhasıl, 1.82 olduğu zaman nasıl müdahale edip baskı uyguladıysa, doların 1.46'ya gelip, 1.45'e göz kırptığı şu günlerde imf ile anlaşma olursa 1.40'ı görmesi kaçınılmaz olan dolara ihracatçıyı düşünerek müdahale etmesi şarttır.
ha sen çıkıp "dalgalı kur" edebiyatı yaparsan, içinde ana avrat kelimelerinin de olduğu cümlelerle "9 mart 2009'da yaptığın neydi?" diye sorarım adama.