başlığın kendisi bile geri kalmışlığımızı özetliyor, türkiye avrupa birliği ülkeleri seviyesine nasıl çıkar, olmalıydı. yani, herşeyimiz devlet odaklı. devletin yüceliği, devletin bekaası.
adamların mecliste birbirlerine saygısı yok, kavga etmek için bahane arıyorlar. ne avrupa devletleri seviyesi.. ekonomik açıdan kötüye gittikleri doğru olabilir ama insan hakları açısından (ki bana kalırsa en önemlisi) kat be kat önümüzdeler, neyse ki meclis tv sürekli yayında değil(!) açık olsa neler izleriz kim bilir...
cevabı pek aranmayan sorudur. işin kolayına kaçıp avrupa birliği'ne girelim o seviyeye çıkarız gibisinden bir türk kolaycılığı ile halletmeye çalışıyor akp hükümeti ve ondan önceki hükümetler.
ama bunun için 40 fırın ekmek yemek gerekir. tabi önce 40 tane fırın yapmak ve ekmek yapmayı bilen insanlar yetiştirme. yani türkiye çok gerilerde.
avrupa devletleri seiyesine çıkmak için öncelikli şart insan haklarıdır, ki türkiye bu konuda ortaçağ zihniyetindedir. tecavüzcüleri kendi adamı olduğu için serbest bırakan, 50 insan bir anda ölünce üstünü örtbas edilebilen bir zihniyetten bahsediyoruz.
ha yine türk kolaycılığına kaçıp diyeceksiniz ki avrupa insan haklarına saygılı değil müslümanları öldürüyor. zaten insan hakları anlayışları kendi insanlarıyla sınırlı, avrupalı devletler elbette kendi insanlarına değer verecekler. esas problemde bu zaten türkiye ve arap ülkeleri kendi insanlarına değer vermiyor ki avrupalı devletler versin.
daha mantıklı insanlar iktidara geçmeli. hizmet ettiği vatandaşa ''ananıda al git'' diyen başbakan ve cuma selasını ezan zannedecek kadar geri kafalı muhalif lideri ülkeden sınır dışı edilsin. milliyetçileri ve kürtleri toplum olarak ayıran partiler yıkılsın. işte o zaman avrupa'ya da gireriz anasının am*na da gireriz.
