TÜiK'ten yapılan açıklama şu şekildeymiş
--spoiler--
Gayrisafi Yurt içi Hasıla üçüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2018 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,6 arttı.
Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt içi Hasıla tahmini, 2018 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 21,8 artarak 1 trilyon 13 milyar 453 milyon TL oldu.
Gayrisafi Yurt içi Hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2018 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri yüzde 1, sanayi sektörü yüzde 0,3 artarken inşaat sektörü yüzde 5,3 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise yüzde 4,5 arttı.
Bu sene 3. Çeyrek de 1.6 büyüme.
Ekonomide yaşanan duruma "kriz durumu değil Psikolojik" demeye doğru varsayım ile yaklaşırsak "zincire vurulması gereken deli" diye psikolojik durumu açıklamak gerekir.
2018'in 4. Çeyreği ile 2019'un 1. Çeyrek sonucu da Mart 31 de yerel seçim yatırımları ile ortalama 2 puan çıkar.
2019 2. Çeyrek ile beraber mızrak çuvala sığmayacak.
Şu an cebimizde 10 lira var ve taahhüt ettiğimiz borç ödemesi 15 lira.
Mart ayı yerel seçim harcamaları, devletin yapılan projelere yapacağı ödenek, maaşlar, sosyal güvenlik kapsamında giderler, ithalat (petrol doğalgaz başta olmak üzere) vs vs vs nereden karşılanacak?
Şu an batmaz denilen ve devlete iş yapan firmalar ile gıda giyim firmaları çoğunlukta batmış durumda olup, konkordato; varlıklarını korumak "olur ya, çıkmamış Candan umut kesilmez" anlayışı içinde biraz daha can çekişeyim diyor.
31 Mart sonrası ilk hamle bankalara yapılıp bankaların kredileri kurtarılma aşamasına gidilecek gibi görünüyor. Şu an sessiz sedasız bunun hazırlığı yapılıyor.
2 yıl ağır acı çekeceğiz ve kriz bitecek 10 yıl sonra kriz öncesi döneme döneriz.
Tabi ki burada tek sorun yeni bir Kemal derviş nasıl bulacağız? Bunu millete nasıl anlatacağız?
Bir de anlamadığım dolar kuru yükselmesi ve kemer sıkma politikası gereği ithalatın azalması için iyi diyenler var, ithalat kısıtlaması diye konuşanlar var.
Ülkemizde enflasyon maliyet enflasyonu, dolar kuru ile ithal ürünler ve enerji başta olmak üzere vergi ile üretimde yüksek meblağlar olduğu yerli olan tüm ürünlerde maliyet enflasyonu var.
Eğer ithalat kısıtlamasına gidilir de soğan da yaptığımızı ithalat da yaparsak bu sefer talep enflasyonunu maliyet enflasyonu yetmedi diye yaratıyor oluruz ki fiyatlara bu %50 etki eder.
Meyva sebze bakliyat et süt gıda ürünleri yanında giyim vb tüketim araçlarına bakın bunun ithalatı bir sebep ile kısıtlama yoluna gidilirse asıl tefeci vurguncuyu devlet kendi eli yaratır.
Sanayi de kullanılan ithalat ürünlerine girmiyorum bile buna kısıtlama getirmek için çıldırmış olmamış lazım.