akp iktidarı zamanında neredeyse %bilmem kaçlık büyüme sağlmamıza rağmen neden açlıktan nefesi kokan insanların ortalarda gezdiğini çözemiyorum. bu büyüme tayip ve ailesini etkiliyor galiba.
%2'lik büyüme > oğluma yat
%8'lik büyüme > hanıma medical park hissesi
%6'lık büyüme > hanıma bim aş. hissesi
%10'luk büyüme > halka soktuğum güzide kazık (nasıl olsa halk alışık s.. et. değil kazık ben orman sokarım yinede oyları alırım ehehe)
not: yüzdeler konusunda az biraz yanılmış olabilirim tabi ki. her kulun hatası olur.
Büyüme sadece servet sahibi kişilerin servetine servet katmasıyla oluşan göt büyümesidir. Üzerinize alınmayınız. işçi, emekçi, şerefli kesim olarak bu hükümet ile küçülmeye mahkumuz.
gülüyorum.
Cehalet değilse ihanet, ihanet değilse algılama zorluğu çekiliyor.
Tüm dünya, ekonomik yönetim tercih-metod olarak, devletçilik-sosyalist ve libarel-emperyal-kapitalist açılımların artık tükenen ve daralan Dünya nimetlerinin üretim-paylaşım-işletim-kullanım metodlarının, artan nüfus ve gelir dağılımı açısından Dünyadaki devletlerin tekelleşme yaklaşımı ile iflas ettiğini görmektedir.
Aklı başında tanımlamasını yapacağımız analist-düşünürler '' amerika birleşik devletlerinin, amerika sosyalist birleşik devletler'' olduğunu dillendirip en büyük devletçi ekonomi olduğu gerçeğinin artık gizlenemeyeceğini söyleyerek, insanlık yeni bir ekonomik sistem yaratmadıkça var olan yok oluşa daha hızlı gittiğini söylüyorlar.
Kriz öncesi, gelişmiş devletlerin ekonomideki söz hakkını-kamu yatırım-işletme oranları ile şimdiki oranları karşılaştırırsanız ne demek istediğim anlaşılır. Bu ekonomideki, mutlak devlet hakimliği sayesinde, yeni bir ekonomik program uygulanmaz ise var olan toplumlar arası pazar ve kaynak alanları sorunu çatışmayı getirecek.
Biz ise yıllık 3-5-8 büyüme saçmalığını konuşuyoruz. Üstelik cahilce. Eğer cahil olmasak, büyümenin üretim ile değil montaj sanayi ile olduğunu, aslında büyüme değil küçülme olduğunu, bununda işsizliği tetiklediğini, hazır ithal işlenmiş ürün ile iç piyasa dinamikleri devre dışı kaldığını, istihdam açığını yarattığını, kredi kartları, konut-tüketici vb kredi ödeme zorluklarının tetiklediği finans krizine davetiye çıkardığını görmüyoruz.
Bir malı üretmek için, örn; 10 işçi çalıştıran iş yeri, ithal ile hazır montaja yöneldiğinde 1-2 montaj elemanı, 1 kalite kontrol, 1'de ambalaj elemanı ile aynı siparişi karşılayabilir.
Anlı şanlı ekonomist geçinen insanlar, ekranlarda üretim artışı, ihracat rakamlarını söylerken, bu üretimi karşılamak, ihracat rakamlarını tutturmak için kaç lira ithalat ve montaj sanayinde kullanılan mal ithal ettiğimizi söylemiyor.
Söyleseler, kapanan iş yerleri, işsizlik, kredi ödemelerindeki zorluklar, vatandaşın düşen gıda-eğitim-sağlık harcamaları ile gelir dağılımındaki adaletsizlik ortaya çıkacak. Çünkü, para birimini değerli tutarak ithalat ve montaj sanayine yönelmek bu sonuçları kaçınılmaz kılar.
ekonomik büyümenin birleşmiş milletlerin raporuna göre 5 kötü türü vardır:
jobless growth: sağlanan büyümeye karşın, işsizliğin artması
ruthless growth: sağlanan büyümeye karşın, gelir dağılımının bozulması
voiceless growth: sağlanan büyümeye karşın, demokratik hak ve özgürlüklerden yoksun kalınması
rootless growth: sağlanan büyümeye karşın, toplumsal değerlerde yozlaşma ve kültürel kimliğin yitirilmesi
futureless growth: sağlanan büyümeye karşın, çevrenin yok edilmesi ve gelecek nesilleri dikkate almama
tabi bir de bu 5'inin aynı anda gerçekleştiği bir ülkede bu durumla övünebilen iktidarlar vardır ama o artık başka başlıkların konusu.