Alparslan türkeş'in bundan 36 yıl önce diyarbakır a giremediği gerçeğidir.
Peki neden? Türk milliyetçilerinin Kürtlere duydukları ‘sevda’, böyle halimselim cinsten bir sevda değildi tabii..
“Ya benimsin ya toprağın” hissiyatının egemen olduğu, herkesin Türk kabul edildiği zamanları geride bıraktık.
Türk milliyetçileri, hem Kürtler’i, hem yaşadıkları coğrafyayı hep isyan halinde coğrafyalar, eşkiyaların cirit attığı dağlar, ovalar kılıç zoruyla, olmadı tankla topla fethedilmesi gereken diyarlar olarak tasavvur ettiler.
Bahçeli için nasıl ki Dersim ‘Seyit Rıza denilen eşkiyanın hüküm sürdüğü bir yer’ ise, bir zamanlar merhum Alpaslan Türkeş için de Diyarbakır ele geçirilmesi gereken ‘Küçük Moskova’ydı..
1975 yılında merhum Türkeş, Diyarbakır’a yani, onun anladığı manada ‘Küçük Moskova’ya’ geleceğim diye tutturdu.
Türk milliyetçileri; bugün olduğu gibi, o gün de, Kürtler söz konusu olduğunda “ya benimsin ya toprağın” havasındaydılar..
Diyarbakır’ın ise, sevdaları değişmiş, farklı rüzgârlar esiyor, kendisini sevmeyene, anlamayana ne oy, ne siyasi destek vermiyor.
Ama Türkeş de ısrar etti, illa Diyarbakır’a gideceğim diye..
Israr etmekle kalmadı, “Küçük Moskova’ya gidiyorum” diye basına açıklamalar yaptı.
Ama “Küçük Moskova” dediği Diyarbakır’a giremedi ve miting yapamadı.