karşı karşıya kaldığı "önce kişiyi sonra kanıtı" bulmak hukuksuzluğuna karşı sevilip sevilmemesi sorun olmaması gereken kişi. bugün türkan saylan'a ve erol manisalı'ya yapılanlara karşı sesinizi çıkarmıyorsanız, saçma sapan tespitlerde bulunuyorsanız, yarın aynı haksızlık size yapıldığında da konuşmaya hakkınız olmaz. sevebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz ama sırf cumhuriyetçi olduğu için bilim insanlarının, aydınların isimlerinin mafya babalarıyla birlikte anılıp lekelenmesine göz yumuyorsanız, demokrasi ve özgürlük gerçekten sizin için amaca giden yolda bir araçtır. karşınızdaki insan tarafından bu tarz bir çifte standartla herhangi bir hak hukuk söyleminizde de kaale alınmayı beklemeyin. bu yüzden hayatınız boyunca düşünce ve kişilik olarak kısır dönmeye hazırlıklı olun.
asla hasta olduğunuz sözleri söyleyen düşünürler gibi olamayacaksınız maalesef. örneğin voltaire gibi. ne demişti adamım?
"Düşüncelerine katılmıyorum ancak söz söyleme hakkını sonuna dek savunurum"
özgürlük insanın üstüne yakışanı giymesi değildir beyler bayanlar. bu zihniyete de sadece allah ıslah etsin denir.
göstere göstere yaptıkları manevi işkencelerin, yıllarca yandaşları tarafından, yüksek mevkilerdekiler tarafından korunması sebebiyle bugüne kadar hakkında herhangi bir işlem yapılmayan, gün itibariyle başında bulunduğu dernekte aramalar yapılması sayesinde yakında ak g.tün kara g.tün ortaya çıkacağı şahsiyet.
ahmet türk değil abdullah öcalan bile savunsa değeri düşmeyecek kadındır. kendisi bilgisayar başından ahkamlar kesmemiş, savaşları, çatışmaları önlemek adına çoğumuzun hayal bile edemeyeceği işleri büyük bir cesaret ve azim ile yapmaya çalışmıştır. aslında bazı kesimler tarafından kendisinin sevilmemesi işini ne kadar doğru yaptığının da kanıtıdır.
pkk'nın yılmaz savunucusu dtp genel başkanı ahmet türk'ün hakkında söylediği; "türkan saylan'ın söylemlerini her zaman önemsiyoruz" sözü bile fikir edinmek için yeterlidir. ayrıca vakti zamanında "öğrenciler namaz kılacağına bale yapsın. çağdaş türkiye böyle olur" türü aforizmalara da imza atmıştır. bu sözden hesaplayın ne kadar aydın bir insan olduğunu (hesabı orta çağ'a göre tutun)
hasta ve yaşlı bir kadın hakkında nasıl böyle konuşurmuşuz bak sen. ölmüş bir adamın arkasından "katil bu katil" nidaları patlattınız, biz hiç değilse sağken söylüyoruz. kaldı ki hakkındaki düşüncemi bugün gündeme gelmeden önce de söylemiştim (bkz: #4771526).
insanları kendileri gibi sanan satılmış paragözlerin sevgi bağını sadece paraya bağladıklarından özellikleri için sevildiğini ve sayıldığını göremedikleri kadın!
çağdaşlık diyeceğim sizin çağdaşlığınız havaalanında deve kesmek elbette.
türkiye'nin cahiliye döneminden gerileme dönemine girdiği zamanlarda insafsız ve hayasızca soruşturmaya alınan ÇYDD başkanı.
(bkz: türkiye nin gerileme dönemi)
bu yaşına kadar atatürk ve ilkeleri doğrultusunda hareket etmiş eli öpülesi 79 yaşındaki cumhuriyet kadınıdır kendisi. modernliği ve çağdaşlığı ağzından çıkan her kelime ile ap açık ortadadır. öyle gözüküyor ki bazı dinci fazişan hareketlere maruz kalmıştır çünkü onlar için potansiyel bir tehdittir oysa sabahın köründe gelip evini basacaklarına keşke onun ağzından çıkan 3 5 cümleyi dinleyip buna önem veren yöneticilerimiz olsa..
(bkz: güzel günler göreceğiz güneşli günler)
neyi, nasıl, ne biçimde, kim için yaptığı umrumda olmamakla beraber, sözlükte bir kanser hastasının fiziksel görünümü ile nasıl dalga geçilebileceğini görmemizi sağlayan kadın. anlaşılan o ki bazı sözlük kullanıcılarının aldıkları aile terbiyesi ne yazık ki en alt seviyededir ve ailelerinde kemoterapi gören bir şahıs yoktur. beddua etmek istemem ama sırf bu kadının son zamanlardaki fiziksel görünüşü ile dalga geçen ergenler umarım hayatlarının bir bölümünde kemoterapi görmüş bir yakını ile başbaşa kalırlar ve günden güne o yakınlarının nasıl eridiğine şahit olurlar.
hiçbir şey için değilse bile hakkında yazılanlar sonucu, insan denen yaratığın ne kadar nefret dolu olduğunu, ölümcül bir hastalık ile bile taşşak geçebildiğini bir kere daha hatırlattığı için. *
çağdaşlığı ve modernliği kendi kafasında yorumlayan ve insanların değer yargılarını hiçe sayan, hakaret etmeyi görev bilinci haline getirmiş, isimlerle ve yapabilecekleri işlerle doğru orantı kuran** aydınlıkta(!) sınır tanımayan insan kişisi.
karşısına geçip "bak ben şunun için örtüyorum bedenimi ve başımı, mutluyum inancım bu, zorlama yok. ama sendeki tahammülsüzlük nedir?" diye sorulduğunda silah tehdidi altında konuştuğumu zannetmesi ve bizleri kurtarmak(!) için daha da seferber olması muhtemel, Allah iniş takımlarına* zeval vermesin dediğimiz bağyan.
dinci dikta tarafından tahammül edilemeyen cumhuriyet hanımefendisi.
kendinden başkasına ne söz ne yaşam hakkı tanımayan dinci faşist zihniyetin son herzesine kurban gitmiştir.
kimine göre melek, kimine göre şeytan. bugün gazetenin birinde röportajı vardı. iyice çökmüş, kafasında o hep nefret ettiği örtü var.dua okuduğunu söylemiş. o eski hırçın ve dik halinden eser yok. yüzlerce kızın okumasına yardım etmiş ama başörtüleri sebebiyle yüzlercesinin okumasınada engel olmuş insan. evinin girişinde koruma varmış bir de güvenlik kamerası. çağlayan mitinginin mimarlarından oysa şimdi hastalığıyla mücadele ediyor.
oligarşik-tiranik bir zihniyetin 'bayraktarı' olduğunu fâş etmiş ; "Bizim onaylamadığımız hiçbir şeyi, istediği kadar çoğunluğu olsun devlet veya hükümet onaylayamaz. Yapar, eder herşey geri döner." şeklinde konuşmuş faşist şahıs... 'şahız' diyor, evet... http://www.8sutun.com/node/55206