ölünün arkasından konuşulmaz derler. ama bana göre ölen kişi de güzel şeyler yapsın ki arkasından onu anan insanlar kendisinden güzel bir şekilde bahsetsin.
çağdaş yaşam denince akla getirtilmeye çalışılan ama çağdaşlıkla en ufak bir yakınlığı olmayan (!) kişi. ecdadımızda o kadar değerli insan varken türkan saylan yerlere göklere sığdırılamıyor ya insan şaşıyor elinde olmadan. eğer hanımefendi gibilerinin benimsediği "şey" çağdaşlık ise, atilla yayla'nın dediği gibi; ben çağdaş değilim, olmak istemiyorum. siz kendinizi ne sanıyorsunuz da beni çağdaş yapmaya çalışıyorsunuz? kendinizi tanrı'Mı zannediyorsunuz? der geçerim ve allah'In herkese akıl fikir vermesi için dua ederim.
bugün doğum günü olan bu toprakların verimliliğini arttıran, daha yeşil, daha canlı, daha çağdaş bir vatan için tüm hayatı boyunca nefes almış gübre gibi kadın. vatan toprağında binlerce kardelen yetişmesine yardımcı olmuş öncü kişi.
büyük yazar Halide edip adıvar'ın kaleme aldığı, "vurun kahpeye" adlı romanının, ne kadar iyi tespitlerde bulunduğunu, türkan saylan olgusu ortaya koymuştur, koymaya devam etmektedir. 21. yüzyıl Türkiyesi'nde cehaletin devam ettiğinin ispatı olan bir kişidir.
aydınlık türkiye uğruna mücadele vermiş bu kadına öyle yalanlar, öyle çirkin iftiralar ve akla hayale gelmeyen öylesine saçma yakıştırmalar yapılmıştır ki.... kendisine müslüman diyen insanların bazılarında zerre kadar vicdan ve allah korkusu kalmamış olduğunu ispatlayan bir fenomendir.
halide edip adıvar'ın romanında olduğu gibi: vurun kahpeye..........
ölümüne en çok genç subayların üzüldüğü kadın. ne güzel eğitimli, çağdaş kızlarla tanıştırıyordu onları. peşkeş mi ? ne ayıp, asla. çok temiz kalpli bir insandı.
ölüye saygımız elbette mevcut. elbette birileri buna üzülüyor. anlıyorum; ama ölmüş olması onu bir kahraman yapmaz. ve kimse kusura bakmasın, kendi adıma; darbe planlayarak sesimizi kesmeye, "hayır"larımızı kısıtlamaya çalışan, bunu da iyilik meleği kisvesi altında örten bir zihniyete kahraman demeyeceğim!
ve türkan saylan'ın cenazesi ile hrant dink cinayetini karşılaştıranlar; şu biline, türkan saylan bir ergenekoncudur. hrant dink cinayeti ise; tamamen ergenekonla ilgilidir. dikkatinizi çekerim, biri eceli geldi öldü. bir diğeri, eceliyle ölenin dolaylı da olsa desteği ile öldürüldü.
daha önce de yazmıştım. fethullah gülen ne ise türkan saylan da odur diye. her biri bilinçli oluşturulmuş zıt kutupların başında duran kişilerdir. biri dinci dümenci kutubun nabzını tutarken bir diğeri de çağdaşçı kısmın nabzını tutardı. bu işler böyledir. hegel felesefesi iyi okunduğu takdirde ne demek istediğim daha rahat anlaşılacaktır. özetle zıtların kardeşiliği diyebiliriz buna. bir çeşit kayıkçı kavgası yaratarak her iki grubuda sessiz sedeasız kontrol altında tutmak... **
edit: merak edenler daha önce yazmış olduğum şu aşağıdaki iki entariyi okuyabilirler. tartışmak isteyenler özelden mesaj atabilirler!
konuyu şöyle ele alayım, kurtlar vadisinde gladio nun, yani derin abd nin göt deligini yalayan medya patronu var bilirsiniz, gerçek hayatta o kim? türkan saylan hanımın hayatını dizi yapan kişi olmasın sakın, türkan saylan genç bir idealist doktor, anadolu nun geri şartlarında nasılda dag taş dolaşıyordan başlayıp, cumhuriyet kızı figürü ile yobazların (oysa hiç haketmedigi biçimde) üzerine saldırdıgı finali ile biten bir dizi, ben yazdım ugraşmayın hadi size vereyim senaryomu.
mekanını 'inanmak'la değiştiremeyeceğimiz insan.
hani bi durum var;
köpeğin kuyruğuna da ayak dersek kaç ayağı olur?
cevap: gene dört. çünkü kuyruğa ayak demeyle kuyruk ayak olmaz.
ha gene cennet olsun, o ayrı.
türkiye tarihinde ender bulunan; idealist bilim insanı. çoğu zaman kariyerini, hayatını ortaya koyarak; türk halkını daha sağlıklı, daha eğitimli, daha gelişmiş hale getirmek için çabalamıştır. bu yüce insan son günlerinde bile. yarım bıraktırılmaya çalışılan projelerinin devamı için ölüm döşeğinde; kendisi olmadığında yapılacakları planlamış; geride kalan dava arkadaşlarına bunları vasiyet etmiştir.
işte o yapılacaklar:
--spoiler--
Ailesi ve dernek yöneticileriyle son kez Cuma günü bir araya gelen Saylan, onlardan vasiyet niteliğinde bir dizi istekte bulundu.
Saylan, kız öğrenci sayısının 36 binden 100 bine çıkarılmasını, Türkiye deki her köye bir okul yapılmasını ve her kasabada kız öğrenci yurdu yapılmasını istedi.
--spoiler--
istanbul-Maltepe belediyesinin ak partiden chpye geçmesiyle beraber e-5 kenarında yeni açılmış devasa kültür merkezine isim analığı yapan rahmetli. Belediye değişmeseydi tabi ki o isim verilmeyecekti.Bu tarz merkezlerin yapıların ne zaman yapıldığını isimlerinden anlayabiliyoruz. ne garip ülke..
milli istihbarat teşkilatının ve tsk nın ''misyoner'' raporunda ismi geçen rahmetli profesör... kimse bir şey demesin abi; ben askere ve devletin istihbarat güçlerine güvenirim! böyle rapor olduğuna göre bence bir kere daha düşünün derim! hani herkes gerçeklerden bahsediyor ya o bakımdan yani...
hrant dink'in katlinden hemen sonra koşarak gittiği agos'un önünde açılmış deftere yazdıkları:
"sevgili hrant dink, sen türkiye cumhuriyeti'nin yiğitler yiğidi, güzeller güzeli bir bireyiydin. ülkemizdeki kafa karışıklığını yenmek, kendimizle, komşularımızla ve dünya'yla barışmamızı sağlamak üzere canını verdin. "yurtta barış, dünyada barış" ilkemizi senin adına da yaşatacağız. sana tüküren, şişe atan, tehdit edenler ve seni öldüren eller ulusun vicdanında zaten mahkum oldular. daha adil, insanlarına, fikirlerine daha saygılı bir türkiye için çalışacağız. ışıklar içinde yat kardeşim."
türkiyemizdeki tek aydın(!)kişilik ..heykeli dikilesi varlık...kemalizmin cumhuriyetin altına sığınarak ne yazıkki yarım akıllı bir cok gencimizi yaşlımızı kandırmış büyük insan....kızlar onun sayesinde okula gidiyo...ayrıca gençlerimize namaz kılmak yerine bale yapın diyerek bir çok insanımızın 5 vakit bale yapmasına sebep olan büyük düşünür..
her olayı kendine göre eğen büken arkadaşların cüzzam alanında yaptığı çalışmaları, yardım eli uzattığı onlarca hastayı, mal gibi pazarlanan kız çocuklarını topluma kazandırışını, binlerce üniversite öğrencisine sağladığı ekonomik desteği görmezden geldiği insan. tamam, açıkladığı düşünceleri tasvip etmiyorum ve katılmıyorum, ancak savunduğu bir yanlış fikre karşılık yaptığı tonlarca hayırlı iş de var, meseleye buradan bakmayı denedin mi din kardeşim? efendim benim bizzat şahit olduğum olayı aktarayım, yukarıdaki yorumları ondan sonra değelendiriniz. bana gelen dindar bir topluluğun üyesi arkadaşım neden bunları destekliyorsun, kızlarla erkekleri aynı evde kalmaya zorluyorlar demişti. kendisine bunu kimin anlattığını sorduğumda abilerinin anlatıığını aktardı, ben de madem böyle bir olay var, suçtur, polise gidilmesi gerektiğini, abisine bunu söyleyip polise gitmelerini, hatta beraber gidebileceğimizi söylediğimde sonraki yıllar boyunca bu mevzuları hiç açmamaya özen gösterdi. sağdan soldan duyulanlara itibar edip, hoşgörü dininin üyesi olan ancak kendi gibi düşünmeyenlere kin tutanlara katıldıkça, itibar gösterdikçe daha çok kayıp trilyonlarımız, kayıp yıllarımız, kayıp yarınlarımız olur. kendi görüşümüzü savunmayanlarla belirli bir saygı düzeyinde tartışalım, ancak birini değerlendirirken biraz insaflı olalım. yanlışlarını kınadığımız kadar doğrularını da övelim, bir müslümana yakışan budur.
bir insanın ölümüyle dalga geçebilen sözüm ona "insan" lar, zenci zebani fanları, marmara depreminden sonra " 7.4 yetmedi mi" pankartını taşıyan merhametsizden ne farkınız var?
onlarca kiz çocuğunun eğitimini destekleyip maddi yardim sağlarken yuzbinlercesinin önünü kapatan sözde iyilik meleği. ayrica yillar yili baş düşmanı olduğu başörtüsünü de vefatına yakın zamanlarda saçlarının dökülmesi vesilesiyle takmak zorunda kalan, ibret alinasi kişi.