ölmüş birinin ardından kötü konuşulmaz, iyilikleriyle veya yanlışlarıyla bir fani olarak bu dünyadan göçüp gitmiş biri için kötü şeyler düşünmemeli güzel şeyler yazmalıyız, kendisine rahmet dilemek kötü konuşmaktan iyidir.
Cüzzam hastalarının güneşli ufku, kız çocuklarının okutulması için mücadele vererek ülkeye binlerce kalem tutan eller kazandırmış, insanlığın elinden tutmuş aydınlanma neferidir. Başörtüsü konusuna gelince; saçınızdakinden değil de kafanızın içini örttüğünüz örtünüzden kurtulmanız dileğiyle.
Yobazdir. Hic bir saglikli kafa egitimi bez parcasina baglayip egitimde ikicilik oynamaz. Ulan fransa da bile turban ya da basortu ikisi de ayni bos bos konusmayin sorun olmuyor. Çağdışı isleriyle un salmis siradan bir solcu yobaz. Baslik altinda da bir cok ulu yazar yobazimiz da var, cok hem de.
Kendisi bilimle uğraşmış ama bu onu cehaletten kurtaramamış. Kendisinden hiç mi hiç haz etmezdim. Hiç değilse ölü de kutsal değerlerimiz olan dinimiz ve gerekleri hakkında ileri geri konuşup çağdaşlaşma ayağına milleti gavurlaştıramıyor. Gerçi geride bıraktıklarını da unutmamak lazım. Bir insana yapılan yatırım mühim bir yatırımdır. Geride insanlara faydalı olacak kalıcı hayır hasenat (hayrat, camii vb.), yine insanların faydalanabileceği eser ve hayırlı ve düzgün yetiştirilmiş insan bırakırsan onlardan gelecek hayırlı ameller sana öldükten sonra bile sevap olarak yazılırmış. Ama malesef ki geride kötü yetiştirilmiş, beyni yıkanmış insanlar bırakarak çok büyük kötülük etti bu ebu cehil in günümüze uyarlanmış versiyonu.
hayırsever olduğu da din düşmanı olduğu da doğrudur.
objektif bakacak olursak yere göğe sığdırılamayacak kadar yüce ya da yerle yeksan edilebilecek kadar aşağılık bir insan olmadığını görürüz.
öncelikle kesinlikle ilerici değildir.
ilerici insan işine geldiği kadarıyla değil, tamamen özgürlüklerden yana olur. insanları tek tipleştirmeye çalışmaz ve onları inançlarına göre yargılamaz.
bu konuda kendisi sapına kadar bağnaz bir kişidir.
son olarak ikna odaları gibi insanlık ayıbı bir uygulama ile yüzlerce genci eğitimden koparmış yahut soğutmuş olsa da sayıca bu kitlenin çok daha üstünde bir kitleyi okutmuş ve topluma kazandırmıştır.
edit: postal yalayıcısı, kendine kadar özgürlükçü kavatların hoşuna gitmemesi normaldir.
yaptığına dikkat edeceksin bu dünyada türbanlı kızlara eziyet cektir başörtüsüne çağ dışı de kansere yakalanıp saçı dökülünce başörtüsü takmak zorunda kaldı.
herkes kendini sözleriyle,cümleleriyle belli eder. sizin o cahil islamcı dediğiniz insanlar olmasaydı, bugün cenazeleri yıkamasını bilen adam bulamıyorduk. hatta cenaze namazı kıldıran adam bulamıyorduk. hatırlatırım.
yobazlık dediğin şeyi, gönüllü üzerine alabilecek gençler lazım ülkeye. evet sen yobaz deyince ben mutlu oluyorum.
zaten sizin gibi kompleksli kişiler müslümanlığı, islamı gönüllü yaşayamaz, göğsünü gere gere belli edemezler.
bir kere bu kadın başörtüsüne düşman hareketler yürütmedi mi? yürüttü. başörtüsü allah'ın emri değil miydi? emriydi. burda mesele kapanmıştır bence.
ayrıca türban değil, başörtüsüdür dikkatinizi çekerim. ama onlar anadoludaki halkı ürkütmemek adına, çok güzel buldular "türban" kelimesini...
sonra da dillere pelesenk olmuş kelimeleri: "benim babaannemde başörtülü"
"benim babaannem başörtülü ama türban başka"
bu cümleler de senin bi yerine değil, kafana girsin.
Keşke şu kara cahil islamcılığı tüm gençlerin beyninden silip alabilseydi. Belki şu an yobaz diye bir şey olmazdı. Hayatına, yaşamına, icraatlarına dair bir sikim bilmeyen sik beyinlerin hakkında karalama kampanyaları yürüttüğü güzel insandır. Biliyorum zorunuza gitti ama şurada yazdığım her harf götünüze girsin.
ulan varya, şurda upuzun yazardım da, hiçbir şey demeyeceğim anlamaz kafalara.
tanım: ikna odalarının müsebbibi, hakkımı helal etmediğim, öteki tarafta yakasında olduğum, koronun başı kadın.
kimseye kafir dediğimiz yok, kimsenin kalbini yarıp baktığımız yok, ama etki tepkiyi doğurur.
bu kadın ve kabul ettiği parti, yıllarca dine soğuk yaklaştı, halkın kutsal saydığı değerlere de mesafeli yaklaştı, bak kibar konuşuyorum, mesafeli falan diyorum. ya nolacağdı ha? bu dindar halk, bu kadına "melek" mi diyecekti?
alın şu kitabı okuyun belki anlarsınız her şeyi, eğer yüreğiniz varsa, sol görüşten bile olsanız anlarsınız. ama biliyorum, siz anlasanız da, hak verseniz de, hiç bir zaman kabul etmeyeceksiniz olan biteni.: http://www.idefix.com/kit...?sid=LMLHZNPKYO2OY5V01QCU
Bir sike yaramayacak bir millete faydalı olabilmek adına hayatını harcamıştır. Sayesinde halen binlerce kız eğitimi için derneğinden destek almaktadır. Onun çabalarını göremeyip küçümseyen amcık beyinlilere camii minaresi girsin.
Koskoca imamların ölümünün ardından şu konuşmayı yaptığı yüce kadın. Cahil Sözlük yobazlarının okuması dileğiyle. Kendileri okumaktan ve aydınlanmaktan korkan adamlar ne anlar ki gerçi?
Beyoğlu emekli Müftüsü ihsan Özkes, duygusal bir konuşma yaptı. 2002 yılında tanıştığı Türkan Saylan'ın vasiyeti gereği cenaze namazını kıldıran Özkes, konuşmasını hadislerle süsledi:
"Annesi Leyla hanım'dan dolayı kendisine misyoner ve kafir denmesinden dolayı çok rahatsızdı. Kendisine kafir denilen her Müslüman bundan rahatsızlık duyar. Bu yakıştırmayı yapanlar, merhumenin cenazesine saygı göstermelidir. Türkan Saylan hanımefendi, ömrünü eğitim ve cehalete karşı savaşla geçirdi. Kansere rağmen kenara çekilmedi. Sadece iki oğlunun annesi olmadı. Onbinlerce öğrencinin anası oldu. insan eğitiminin önemi hepinizce malumdur. Eğitime verdiği destekten dolayı ödülünü Allah'tan alacaktır. Allah, 'Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu' diyor. 74 yıllık ömrünü eğitime ve sağlığa adadı. Acı bir gerçek şudur ki, her canlı ölümü tadacaktır. gerçek ölüm, dirilerin ölümüdür. Kuran'da şöyle deniyor. 'Her kim zerre ağırlığınca iyilik yaparsa karşılığını görecektir.
Türkan Saylan Hanımefendi aslında ölmemiştir, istirahata çekilmiştir. Onun adı eserleriyle hep anılacaktır. Samsun'a çıkışının 90. yılında Ulu önder Atatürk'ü rahmetle anıyoruz. Prof. Dr. Türkan Saylan Hanımefendi dünyasını madden değiştiriyor. Ancak onun başlattığı hizmet devam ediyor. Bugün milyonlarca insan onu duayla anıyor. Rahmetle anıyor. O bizlerden ayrılıyor ama bizden daha fazlası onu diğer tarafta karşılamaya hazırlanıyorlar. Ölüm sevgiliyi sevgiliye kavuşturan bir köprüdür. Türkan Saylan Hanımefendi'nin burada kaldığı kadar diğer tarafta da sevdikleri vardır. Ölümünden az önce görevini tamamladığını söylemişti. Umarız merhumenin bıraktığı yerden hizmet bayrağını devralacak nice Türkan Saylanlar çıkacaktır."
ikna odalarının mimarlarından biri. hak ve özgürlükler narasi atıp mevzu başörtülülere gelince onlara elinde olsa yaşama hakkı bile tanımayacak olan ömrü boyunca başörtüsüne ve başörtülülerine hakaretler yagdirip ömrünün sonunda kendisi de öyle veya böyle başörtüsü takan kendi batıl davasinda canını dişine takıp türkiyede büyük masonik faaliyetler yürüten kemalistin tekidir. Nâr içinde yatsın.
Modern bir toplum hayaliyle ömrünü çağdaşlığa adamıştır...
Onun dine karşı geldiğini söylüyorlar.ve aynı din " hiçbir insanı sen yargılayamazsın, hakaret edemezsin, küfür edemezsin" diyor.yani " ahlak" diyor...sende dine uymuyorsun, onu nasıl yapacaz ?
Yillardir genç kizlara çağdaşlik adi altinda bale yapmasini, mini etekler giymesini yönlendirmiştir. Tam bir başörtü duşmanidir. Hani tam yani. ama yuce allah, ona ömrunun son demlerinde baş örtu takmayi gerekli kildi.
kimsesiz, fakir kız çocukları geliyor adını her gördüğümde. kadının toplumdaki yerini, elinde güç bulunan fakat bir şey yapmayanlara inat çıkarabildiği kadar üst seviyelere çıkarmıştır.
bu baytar hanım vaktinde dinin vicdanı alakadar ettiğini ve seküler hayat için açıkça tehdit oluşturduğunu ifade etmiştir . aynı ropartaj küpüründe devam eden söyleşisinde izlediği bir opera gösterisindeki piyaniste cok içerlemiş bizim devşirme baytar piyanistin isminin "muhammed " olması garibine gitmiş doğrusu olurmuymuş hic öyle şey. bababa! bababab! hadi ya! .
