bugün

kemalistelerin yeni kahramanı.
1935 de Kandilli de doğdu. Kandilli Lisesi'ni bitiren Saylan 1963 yılında istanbul Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Saylan'ın iki oglu ve iki torunu var. Ama son yıllarda akciğer ve kemik vereminden seri ameliyatlar geçiren Saylan, 2 yıl demir korseyle gezerken dahi neşesini koruyabildi.

Annesi: Lili Mina Raiman - 1936 yılında "Leyla" ismini alarak ismini değiştirdi. Lili Mina Raiman ise, Raber Ragman ve Mina Verlig kızı, 1908, Bermingen ingiltere doğumlu ve katolik hristyan.

BiR KONUŞMASI

- Bu ülkede hristiyanlığı nasıl yayabiliriz. KÜRDiSTAN'ın temellerini nasıl atabiliriz.

- ATATÜRK ismini kullanırsak bunu daha rahat yapabiliriz. Hem para toplar hem destek alırız, kampanyalar düzenler, TÜRKLERDEN topladığımız paralarla, KÜRTLERi daha bilinçli hale getiririz, cahil insanlarla KÜRDiSTAN'ı kuramayız, Hristiyanlığı bu şekilde daha rahat yaymamız da mümkün.

Son ünlümüz Çydd başkanı Türkan Saylan hanfendi(!) oldu.
Bu ülkede birilerinin dini inançlarına saygısızlık yapıp bunu da vatan millet adına yaptıklarını, onunla perdeleyemiyorlarsa "laiklik elden gidiyor" yaygarasını kullandıklarını artık herkes biliyor.

--spoiler--
http://www.dinahlak.com/f...ex.php?topic=2885.msg4359
--spoiler--
allah rahmet eylesin desem fazla ironik olacagı ıcın kendisine bu ulkeye yaptıgı hizmetlerden oturu tesekkur etmekten baska diyecegim birsey yok.
(bkz: hakkımı helal etmiyorum)
(bkz: haram olsun)
kendini bilime ve topluma adamış, yobazlıgın, cehaletin karşısında durmus, ülkemize onbinlerce egitimli genç kazandırmış yardım meleği bir kadın. kaybettik, böyle dolu dolu bir hayat son yapılanları hakediyor muydu muamma. umarım yeri doldurulur, onun gibilerine ihtiyacımız var. ruhu şad olsun.
hakkında çok fazla şey bilmediğim için kim doğru söylüyor kim yalan söylüyor beni ilgilendirmeyen ama ses getiren bir kişidir. ayrıca herkes neye inanıyorsa onu görür ahirette. her ne olursa olsun ölüye saygı dinimizde vardır. günahkarsa (ki durum onu gösteriyor) cezasını çekmeye başlamıştır bile. bu saatten sonra yeni cennettir yeri cehennemdir sözleri sizi de günahkar yapar.
modern, çağdaş ve tekno düşüncenin son temsilcisi. volumesi kendinden , ekosu dağlardan, bağlardan, kardelenlerden. gayet utanmaz ve yırtık bir rahibe. modern Monohibrit çaprazlama ustası. ıslah edici, kendine benzetici, benzemeyeni ilkel ve mürteci ilan edici.

yaşasın türkan saylon.
allah bildiği gibi yapsın insanı.

ölmeden önce kendisi hakkında sahip olduğum yegane müspet düşünce, bir dava insanı olması, bu uğurda her yolu denemesidir.**
hiçbir zaman yaptıklarını kendi görüşlerimle örtüşür bulmadım. ölmeden önce de kendisi sevmediğim gibi, ölümü sonrasında da kendisine karşı herhangi bir sevgi tomurcuğu peydah olmadı şahsım üzerinde. kendisine allah rahmet eylesin diyemiyorum çünkü islam'a ters düşen eylem ve söylemlerinden ötürü benim nazarımda herhangi bir rahmet yok kendisine verilecek. ancak ve ancak allah bildiği gibi yapsın diyebilirim kendisi için.

öte yandan,
kendi yandaşları ölümü üzerinden pek zaman geçmeden sahip olduğu ve benimsettiği fikriyatla kendisinin ölüsü üzerinden bile zamanında kendisinin mücadele yürüttüğü kesimlere hücuma kalkışmış bulunmakta ki hiç tasvip edilebilecek bir yanı yoktur eylemlerinin.
keza aynı şekilde kendisini sevmeyen insanların da çıkıp ölümü üzerinden çamur atma yarışına gitmesinin de tasvip edilir bir yanı bulunmamaktadır.

çok merak ederim;
kendisinin bu zamana kadar yaptıkları ile fettuhlah gülen kişisinden zerre farkı olmamasına rağmen -ki fettullah gülen eğitim konusunda belkide kendisinden daha fazla yararlı olmuştur bu ülke adına( bunun sebebi fettullah gülen'in dünya genelinde çalışmalar yürütmesi)- her daim popülist hareketleri nedeniyle aydın sınıfında yer almış -zira kendisi aynı zamanda bir doktor olduğu için- insanların gözünde hep daha iyi bir yere sahip olmuştur. eğitim alanında bu ülkeye yaptıkları için kendisine teşekkür ederim.

şu ülkenin en hassas olduğu konulardan birisi olan din üzerinden insanlarla oyun oynamaya kalkışması belki de ülke insanı tarafından asla ve asla sevilmeyecek, ardından rahmet verilmeyecek olmasının yegane sebebidir.
sevenlerine bassagligi dilerim.ölüm hepimize cok yakin ve sevgiyle, saygiyla anilmak icin insanlar ellerinden geleni yapsalar iyi olacak.bir ideoloji pesinde kosturup ömrunu heba edenlere uzuluyurum.kendince idealistti ama karsisina bir cok insani aldigi icin, o insanlar nefretle anacak.kimseyi uzmese yaptiklariyla anilsa iyi degil miydi?bu ulkede laiklik karsiti 100 bin kisi cikar belki.ama laik de 100 bin kisi cikar.laiklik ilkesini insanlari dinsizlestirmek olarak alirsan tabi ki insanlar sana dusman olur.
baska ulkelerde laiklik üc ana eksendedir.
1)devlet kanunlarla yeni bir din cikaramaz.
2)devlet her ne dinden olurlarsa olsunlar insanlarin ibadet etme ozgurlugunu saglar.
3)devlet hangi dinden olursa olsun vatandaslarina esit davranir.
osmanli bile buna yakin ilkelerle idare edilip dinlere saygi duydu.ama siz laikler insanlari dindar diye gerici ve yobaz adini verip sucladiniz.cami'ye giden bir cumhurbaskani basbakan var diye bir yerlerinizi yirtiyorsunuz.hani laiklik insanlarin ibadet edebilme hurriyetini devlet korumasina aliyordu.bir ulkenin basbakani ve cumhurbaskani bile ozgurce ibadetini yapamiyorsa yaptigi icin elestirilebiliyorsa vatandas nasil yapsin.pardon bu gercek laiklik de oluyordu.sizin ki laiklik adi altinda insanlari dinsizlestirmek ve dini bilgiler almasini engelleyip gercekten yobaz dinciler yetistirmekti.
ah bir kiviramadan bunlari acik secik soyleyebilseniz de kimin ne oldugu gorunse.kivirtip durursunuz yok dine karsi degiliz.bizde inaniriz...
islamin kendisi zaten diger dinlerin yasamasini guvence altina aldigi icin laiklik ilkesine gore davranmayi emreder.hristiyanliga karsi ortaya cikan laiklik islamiyette her zaman vardi.osmanli'da bin yil yasayip insanlar hala nasil kendi dinlerinde yasadi saniyordunuz.dindar osmanli padisahlari kadar bile laik davranamadiniz.neyse herkes yaptiklariyla yargilanacak.sizin yolunuz oydu.kimin dogru yolda oldugu orda belli olur.kim zalimlik etmisse mazlumlar orda haklarini alirlar.
hakli bile olsaniz zalimlik edip insanlari uzdunuz.
Gün itibariyle devir daim eden başlık.
aslında herşey kısa devre ile tarif edilebilir. elektrik kendisini en az yoran yolu seçer. insan kendisine biraz benzeyen ama kendisinden farklı olarak rütbe - mertebe - ilim/irfan - kelam sahibi birini model seçer ve kendisinin üzerindeki yükü atar. iradeyi - hürriyeti - detaylı düşünmeyi çöpe atar ve bunun yükünden kurtulur.

orta halli her kemalist , atatürkçü , ilerici , vs. türkan saylanı'ı sevmekte zorlanmaz. çünkü bu kadın o'nun lisanından konuşmaktadır. [ işte burda bireyin yanıldığı ama faarkına varmadığı nokta önem arzediyor ] aslında bu sevginin - sevme biçiminin " bu adam dinden diyanetten , allahtan kitaptan bahsediyor " diyerek karşısındakini iki dakkada özümseyen bireyden farkı yok. yani senin anlayacağın sevgilim: senin mürteci , gerici, çağdaşlık karşıtı , iptidai diyerek kendini tatmin etmeye çalıştığın karşı taraftan farkın yok. ideolojiye - fikre - fikir savunucusu bireye bağlanma ve idolleştirme anlamında gerici dediğin yobaz dediğinden hiç de geride değilsin. yani diyorum ki: aynı dairenin üzerinde geziniyorsun.

bazı şeyleri anlamak zor değil. çok derin düşünmeye gerek yok. içki içen chp ye oy verir, namaz kılan akp ye. biraz mustafa kemal sevdalısı, hafif çağdaşlık sohbetleri etmiş birisi türkan saylan'ı sevmekte zorlanmaz. çünkü bu ona lazımdır. çünkü tv karşısında : " hah ben de tam bunu diyececektim " demesini sağlayacak bir model gereklidir. saylan bir dinozor kesimin dili , dudağı, kuyruğu , ateş saçan ağzı olmuştur. şimdi yitirilen bir modelin sancıcı epey olacaktır.

bugün ölmüş olabilir. ama aslında öleceği çoktan belliydi. neden çoktan beridir bu sözlükte bugün yaşanan diyaloglar yaşanmadı ? çünkü aslında çoktan ölmüş birisi olsa bile hala daha bir bedeni vardı ve toprak olmamıştı. ellenebilen - dokunulabilen bir varlık olması/olabilmesi birilerini hala daha doyuruyordu. fakat öldü dostlar. sizin için üzgünüm ama öldü .

en tez elden model üretmekte üztümüze yok bizim. jurassic park gibi coğrafya anasını satayım. ...kini sallasan dinozora çarpıyor.
allah tahsilatını affetsin.
artık ölümsüzdür, kosmos' a yürümüştür...

öldü lan...
öldü işte...
ne yazalım artık ?
kemalistler, şimdi bu taze ölünün üzerinden siyaset yapacaklar...
e diğerleri desen, hakkını helal etmeyecek, '' cenaze naması kılınmasın '' diyecek...
hatta cenazesi '' devlet opera ve balesi '' nden kaldırılsın diyenler bile olabilir...
e siktir edin artık bütün bunları...
öldü lan kadın...
dik durdu, ağlamadı, sıklamadı, yerleri öpmedi...
herkes yapamaz bunu, hakkı falan yoktur üzerimde ama, ölüyü hayırla yad etmek islâmiyetin yüceliğindendir...
belki tek bir '' helâl olsun '' onu kurtarabilir...
helâl olsun...

(bkz: adios)
iki para etmeyecek adamların cesedinin ardından/üzerinde masturbasyon yaptığı kadın.
şu saatlerde allah rahmet eylesin dilekleriyle muhattap olan bilimkadini.

(bkz: ölünün arkasindan konuşulmaz) **
Uğur Dündar'ın Türkan Saylan ile ilgili yazısı :

Hiç unutmuyorum, 1977 baharıydı. Doğanın gelinlik kızlar gibi renklendiği günlerin birinde, Profesör Dr. Türkan Saylan ile, onun, istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki odasında buluştuk.

Türkan Hoca, Türk insanının filmlerden, romanlardan tanıyıp korktuğu, hatta doktorların bile yanlarına yaklaşmaya cesaret edemediği cüzzam (lepra) hastalarının tedavisi için savaş vermeye başlamıştı. Yurdu karış kırış dolaşıyor, karşılaştığı her cüzzam hastasını yeni bulunan bir ilaçla tedavi ediyordu..Bu amaçla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin arka tarafında, ağaçlar arasında, çukur bir yerde inşa edildiği için uzaktan hiç fark edilmeyen küçücük Lepra Hastanesi de bu çabanın odağı olmuştu;

O yıllarda TRT nin tek kanallı televizyonuna yaptığım programlar büyük ilgi görüyordu. Hoca ile buluşmamız da, onun çağrısı ve toplumu bilgilendirme amaçlı bir program ricasıyla gerçekleşmişti.

Mütevazı odasında Bakın çocuklar! diyerek başladığı konuşmasında, toplumun cüzzamı (lepra) yeterince tanımadığını, abartılı filmlerden ve romanlardan kaynaklanan gereksiz bir korkunun insanlara egemen olduğunu anlattı. ilginç örnekler verirken, bağışıklık sistemi güçlü olanlara bu hastalığın kolay kolay bulaşmadığını, hatta bazen evli olan çiftlerde bile, hastalığa yakalananın diğerine bulaştırmadığını gördüğünü söyledi.

Benim içim rahatlamıştı. Ama kameraman ve sesçi arkadaşlarımın ürkekliği hala sürüyordu. Onları kendilerine bulaşmayacağı konusunda güçlükle ikna ettikten sonra hep birlikte kalkıp, Bakırköye, o minik kliniğe gittik. Çekinerek girdiğimiz yer, bir yatakhane görünümündeydi. Hoca o yataklardan birine doğru gitti. Karşılaştığımız görüntü anlatılacak gibi değildi.

Yatağın üzerinde oturan hastanın bacakları dizlerinden, kolları dirseklerinden itibaren erimişti. Kulakları ve burnu yoktu, gözleri görmüyordu; Türkan Hanım, yavrusunun saçlarını okşayan bir anne şefkatiyle yaklaşıp:

Nasılsın .... Hanım? diye sordu.

Et ve kemik topu görünümündeki kadın, Hocanın sevgi dolu ellerine, eli olmayan kol kemikleriyle sıkı sıkıya sarılıp;

iyiyim Hocam, çok iyiyim, Allah sizden razı olsun! dedi.

Hocanın sevgi ve şefkat dolu yaklaşımı, hastanın verdiği cevap, o ana kadar Acaba bana da bulaşır mı?; korkusuyla çekingen yaklaşımlar sergileyen ekip arkadaşlarım için de büyük bir motivasyon kaynağı olmuştu. Artık kendimizi hastalara çok yakın hissediyorduk. Hasta kadının yüzündeki gülücükler, televizyon çekimi yaptığımız gün boyu hiç eksik olmadı.

O gün bir acı gerçeği daha öğrendim. Türkan Hoca gelinceye kadar hastalar doktorlarla pek yakın bir temas içinde olamamışlar. Hatta bir hasta, tüylerimi ürperten anısını paylaşırken aynen şunları söyledi:

Daha önce tıbbiye mezunları bizi görmeye gelir ve şu karşıki tepenin üzerine dizilirlerdi. Hocaları da uzaktan bir şeyler anlatırdı. Biz hastalar, Doktorlara hoş geldiniz demek için elleri bulunmayan bileklerimizle kopardığımız çiçekleri onlara vermek üzere yaklaştığımızda, hepsi adeta çil yavrusu gibi hastane bahçesinin içlerine doğru kaçışırlardı.

Türkan Hoca, işte böylesine yüce bir bilim abidesiydi. Olağanüstü çabayla Türkiye'de cüzzamın neredeyse kökünü kazıdı. Binlerce hastayı topluma, ailelerine kavuşturdu

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinde neler yaptığını, ne denli büyük başarılara imza attığını belirtmeye hiç gerek duymuyorum.

Ama gelin görün ki, fazilet cellatları, eli öpülesi, anıtı dikilesi bu çağdaş Türk kadınına şeytanın bile akıl edemeyeceği iftiraları yağdırmakta yarış ettiler.

Ama ne oldu?

Türkan Hoca bir efsane oldu.

Bir Türkan saylan ölür, bin Türkan Saylan doğar; Başımız sağ olsun
tüh öldü.. artık demokratik bir ülkede değiliz!
kendi kurduğu hastanede 11 yıl gönüllü baş hekimlik yapıp 5000 olan hasta sayısını 2000 e indirmiştir. türkiye'de deri hastalıkları bölümünü seçen 7. kişidir. cüzzamı silmiştir Türkiye'den. gittiği her yerde kadın haklarının yılmaz savunucusu olmuştur. çydd'yi kurarak fetullah gülen cemaatinin yoluna taş koymuştur. çünkü cemaat: abi, abla evleri, dersaneleri ve büyük maddi imkanlarıyla fakir çocukları cemaat bünyesine katarak ilerleme yolunu seçmişti türkan saylan çydd burslarıyla fakir öğrencileri cemaat evleri yerine çağdaş yaşama kazandırmıştır. dinci, islami faşizm yanlıları çekemezler Türkan hoca'yı bu yüzden. büyük işler yaptı, bize çydd gibi büyük bir miras bıraktı, cumhuriyet kadını olarak doğdu cumhuriyet kadını olarak öldü. unutmayacağız!
kadinlarin toplumda ikinci sinif bir konumdan cikmasi icin calismalar yapmis bir türk bilimadami. bugün itibariyla ölmüstür. kendisine biz rahmet ailesine de bassagiligi dileklerimizi sunariz. yalniz duyumlarimiz, kendisine cenaze namazi kilinmamasi seklinde kendisinin bir istegi oldugu yönünde olmustur. bunu anlamakta güclük cekmemize ragmen, isteyebilir herkesin isi nasilsa allah´a kalir.

yaptigi iyi isleri unutmayacagiz. ve devam etmesi, daha da fazla türk kadininin okumasi icin cabalamaya devam etmek gerekir. bir de bunu ideolojik bir vasita görmeden sadece insanlara iyilik yapmak bazindan algilayarak devam ettirmek gerekir.

kadina yurttaslik hakki türkiye´de 1924 ´te verilmistir. ancak ne yazik ki kadinimiz bu bilince henüz ulasamamistir. bunun en kisa zaman da türkan saylan´siz bir dünya da vuku bulmasini temenni ederiz.
ölüm haberini çok geç öğrendiğim ve bu kara haberle beni olduğum yere sabitlemiş kişi.

sohbet ederken zaman kavramının yitirildiği, gözleriyle gülen biriydi o; allah rahmet eylesin.

yaptığı iyiliklerin ya da kötülüklerin karşılığını elbet allah katında bulacaktır; ama sizin eleştirilerinizle ya da kötü dileklerinizle değil.
tıp dünyasının büyük kaybı güzel insan.
eceli gelmiş ve vefat etmiştir.

dindar olsa sonsuza kadar yaşayacaktı zaten.
Allah rahmet eylesin.
bu sabah hayata gözlerini yummuş olay insan. eğitime önem veren birine yakışmayacak şekilde x lere burs yok gibi bir açıklama dedikodusunun esas kızı olsa dahi artık hakkında kötü yorum yapmak yakışmaz kimseye.
(bkz: allah rahmet eylesin)
Allah rahmet eylesin.. Artık gerçekleri daha iyi görebilir...