yer gök aşkla hinlik potansiyeli yüksek kadınları,
yaprak dökümü ile ağlak emekli kaymakamı,
çakıl taşları ile üniversite kazanamayan aklı havada gençleri,
kara şimşekle konuşan arabaları,
ve dallasla entrikayı sevdik.
ve tüm bunları dizilerle sevdik.
türkan saylanı ve masum aşklarını, zekasını, bilim kadını havasını, kardelenlerden balerin yetiştirme sanatını,
misyoner çakallığı da severiz.
sevmem demeye pek hakkımız yok gibi , yönetmen ve senarist iyi ise ve yapımda ay yapımsa sike sike severiz.
tanım; ikna odalarının duvarlarını inleten zorba bir kadını sevdirmek için çekilmiş 4 sezon izlesen bitmeyecek kırmızı rujlu emektar kadının iç burkan dizisi.
eğer bir türk türkan saylanı tanımıyor ise onu sadece bir dizi de görerek sevebilir. eğer hayatını ve yaptıklarını biraz araştırırsa normal bir türk vatandaşının türkan saylanı sevme ihtimali yoktur.
minyeli abdullah dizi haline gelse türkan saylan bu dizide kendine kötü karakter olarak geniş bir yer bulur.
çocukken ilk okuduğum romanlardan biri minyeli abdullah'dı. konusunu bile hayal meyal hatırlıyorum. fakat ne zaman türkan saylan ismi duysam veya aklıma gelse minyeli abdullah'a saldırıda bulunan çağdaşlar geliyor.
ve bu kitap yasaklandığı zaman dayımın "oğlum ya iyi sakla, ya yak gitsin. evinde bulurlarsa tutuklanırsın ya da babanı tutuklarlar" diye korkutması aklıma geliyor. keşke yakmasaymışım. ama onu yakmak, yanarken izlemek ve nerde yaşadığımı hiç unutmamak hayatımda bir dönüm noktasıdır.
hatırla sevgili ile deniz gezmiş hayranı olmuş bir gençlik var elimizde. elimize verdiler resmen. deniz gezmiş'in sevilmesine bir şey diyor değilim ama ömründe bir kerecik olsun deniz gezmiş ile ilgili yazı okumayan insanlar nasıl oldu da hayranı oldular ulan.