1000 yıldır anadolu'da yaşayan ondan önceki 1000 yılda orta asya'da yaşamış olan ırk. belki daha önceside var henüz ıspatlanmamış olan. yaşadığı her toprak parçasında kendi kültürünü oluşturmuş, o toprak parçasında bulunan diğer ırklarıda kendi tebasına almış olan ırk. gel gelelim ki günümüzde o tebasında bulunmuş olan ırkların kimisinden demokrasi kimisinden de kültür aşılanmaya uğraşılıyor. iç mihraklarca veya dış mihraklarca hiç farketmez, afedersiniz hepsi aynı bok. avrupadan demokrasi alınmaya uğraşılıyor sözde. avrupanın demokrasi ile haşır neşir olmaya başladığı yıllar zaten türkiye cumhuriyetinin kurulmasından çok çok önce değil. yüz yıllar boyunca devlet yönetimi anlayışımızı kendimiz belirlemişken ve bunu çevremize benimsetmişken son 50 yıldır hep benimseyen biz oluyoruz. aynı şey kültür içinde geçerli. lakin bu böyle gitmez. tarih tekerrürden ibarettir. bu atasözünün karamsar mesajı, başlıkta bahsi geçen ırk için değil, elbette ki dünya içindir.
ayrıca bu entry milliyetçi, sağcı, solcu, muhafazakar, yenilikçi ya da ırkçı düşüncelerle değil göz ve nizamın uyum çerçevesinde yazılmışır.
Dünya tarihine çıktıklarından beri aynı adla çağrılan, atlarının nallar neredeyse Eski Kıta'nın her tarafını çiğnemiş, gittikleri yerde aynı zamanda şiirler yazmış, eserler bırakmış, gariptir ki kendisini kendisine beğendirememiş millettir Türk.
en çok türkiye sınırları içerisinde birtakım maymunlar tarafından eleştirilen ırk. yani benim görebildiğim uludağ sözlük maymunları biz türkleri ırkçı ve barbar olmakla suçlarken kendi ırklarının faşistliğini yapıyorlar, biz de yiyoruz. bu tip evrimini tamamlayamamış maymunlara karşı dikkatli olmak lazım, kendi barbarlıklarını biz türklere yıkmaya çalışıyorlar çünkü.
Türkler dediğimde göndermelerim
Süprüntüleri şırfıntıları hamamoğlanlarını
Kapsadı kapsayacak
Sanıyorsan yanılırsın
Türklük şiir
Türkün eni Türkün boyu
Müslümanlığı kadar
Baksan bulacak mısın
Koskoca istanbul'da
Nef'î diye bir semt
Ama Bayram Paşa var.
irk, dil, din ayirmayandir. o degil midir pascal noumayi aile ferdi olarak goren, o degil midir kurdu, cerkezi, ermenisi, lazi, cerkezi, musevis,i hristiyani ile ayni ekmegi bolusen, yine o degil midir k,i ulkesinden kopup gelmis, masum natasalara evini, ocagini acan onunla ayni yatagi paylasan ,iste boyleyiz biz hem severiz hem ...
ne mesleğim, ne sosyal statüm, ne malım, ne seçtiklerim ve onların başarısı, nede ellerimle inşaa ettiklerim hiçbirisi seçmediğim halde sahip olduğum, ait olduğum bu sıfat kadar beni gururlandırmaz, gururlandıramaz. her sabah şükür ederek uyandığım ait olmaktan sonsuz gurur duyduğum milletimin adı.
edit: allah allah. kötü birşey mi dedim bana mı öyle geliyor? bardak filan diyorum, dolu taraf diyorum. sazanlamayın diyorum. ortada olan gerçek bir şeyi yazıyorum.
sizin dilinizde yazalım da iyice kavrayabilirin cümleyi;
Türkler, dünyanın en eski, asil, büyük devletler kurup, pek çok ünlü şahsiyetler yetiştiren medenî milletlerinden biridir. Türkler, Nuh peygamberin oğullarından Yâfes'in Türk adlı oğlunun neslindendir.
Tarihî şahıs, boy ve millet adlarının oluşumuna göre, Türk kelimesinin aslı "türümek" fiilinden gelmektedir. Bu fiilden türetilmiş, kişi ve insan anlamında "türük" ve nihayet hece düşmesiyle "Türk" kelimesi ortaya çıkmıştır. Nitekim Anadolu'da bir kısım göçebeler de yürümekten "yürük" adını almışlardır. Türk kelimesi, ayrıca, çeşitli kaynaklarda; "töreli, töre sahibi, olgun kimse, güçlü, terk edilmiş, usta demirci ve deniz kıyısında oturan adam" manâlarında kullanılmaktadır.
Coğrafî ad olarak Turkhia (Türkiye) tabiri ise altıncı yüzyıldaki Bizans kaynaklarında, Orta Asya için kullanılmıştır. Dokuzuncu ve onuncu asırlarda, Volga'dan Orta Asya'ya kadar olan sahaya denilirdi. Bu da Doğu ve Batı Türkiye olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Doğu Türkiye, Hazarlar'ın; Batı Türkiye ise Türk asıllı Macarların ülkesiydi. Memluklar'ın ilk zamanlarında, Mısır'a da Türkiye deniliyordu. Selçuklular zamanında, onikinci yüzyıldan itibaren Anadolu'ya Türkiye denilmeye başlandı. Türk kelimesini, Türk devletinin resmî adı olarak ilk defa kullanan, yedi ve sekizinci yüzyıllarda hüküm süren (681-745) Göktürk Devleti'ydi.
Bilinen en eski Türk kavmi, Çinlilerin Hiung-nu dedikleri, M.Ö. 3. asrın başından itibaren tarih sahnesinde görülen Hunlardır. Bu kavmin anayurdu, Tienşan'ın kuzey kesimiyle batıdaki Altay Dağları, Orta Urallar ve Hazar Denizi'nin kuzey hudutları içinde kalan vadideydi. Şenyu denilen hükümdarlarının ordugâhı, Orhun Irmağı kıyısında bulunuyordu. Nüfus çoğalması ve fetih isteği gibi iki büyük sebeple yayılmaya başladılar ve Çin hudutlarına kadar olan bölgeyi ele geçirdiler *
ey iman edenler! sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (bunlar) allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). bu, allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. allah'ın lütfu ve ilmi geniştir! (maide suresi, 54. ayet)
ayetinde bahsedilen kavmin (toplumun, milletin) türkler olduğu pek çok alimin ortak görüşüdür. [bu alimlerin başında bediüzzaman gelir.]
bir araştırma göstermiştir ki anadolu'da yaşayan türklerin ancak %30ü orta asya göçmenidir. bu da demek oluyor ki türkiye'de yaşayan bir çok türk'ün atası daha önceden anadolu'da yaşamış milletlerdir.