-savaşırken tilkinin aklına gelmeycek tuzaklar kurabilene
-adalet dağıtırken babasına bile tolerans göstermeyene
-anasından, atasından ödü kopana
-vatan için köle gibi yaşayana ve dahi ölene
-kılıça kesilmeyen ama güzelliğe parça parça olana.
var mıyız böyle. az da olsa evet.
aslında birinci madde çok önemli. şimdi o tuzaklar ya da savaş kazandıracak, üstünlükler, uçaktır, füzedir, teknolijidir. onları kendi aklınla üretemyorsan, atan oğuz, cengiz, fatih, atatürk seni en azından ayıplar.
hele ki cengiz atan görmesin kelleni alır.
bilmişlere not: cengiz han türktür güzel kardeşim. bilmişlere kızmadım. bugünlerde herkesi seviyorum. *
hayata karşı asi bir tavır üstlenmiş , sistemdeki doğruların ve yasakların bilmeden , görmeden , yanlışlıkla ve iyi niyetiyle canını okuyan mizah yönü temel ile başlayan ve hiç bitmeyen şerefli türe Türk denir.örnekler şöyle gelebilir ;
yola geçilmesin diye bi bölgeye taş ve benzeri şeyler konulmuşsa ordan atlamaya çalışan amcalara Türk denir.
Çimlik bölge görünce , çimleyesi gelene Türk denir.
pahalı bir yerin kapsama alanına girip ağzı açık kalınca yerdeki toplu iğneden duvardaki çiviye kadar herşeyin hesabını yapıp , harcamanın miktarını çıkartmaya çalışan , her hesap sonundada "vay anasını herifler yapmış harbi ya " ve türevleri tepkileri veren tipe Türk denir.
Bir bireyi olmaktan gurur duyulası mutlu olunası ulusun adıdır. Tabiki bu gururu duyabilmek için ulusunun yiğitlik, doğrusözlülük gibi erdemlerine sahip olmak gerekir aksi halde boş bir gurur olur.
orta asya da ortaya çıktığı düşünülen yüzyıllar önce anadoluya göç etmiş.her gittiği coğrafyada devlet kurmuş,göçebeliği nedeniyle taşınabilir sanat yapıtlarında ustalaşmış.daha sonra islamı seçince yerleşik hayata geçiş yapmış bununla birlikte islamın baskıcı politikası yüzünden bir süre arap kültürüne maaruz kalmış.hatta alfabesini almıştır.Kurduğu en büyük devlet Osmanlı devletidir.Şuan dünyada 13 tane devlet bulunduran bu milletin en gelişmiş devleti Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
ayrıca an itibariyle taabi olmak durumunda bulunduğum soydur.
Çatalın kenarını bıçak niyetine kullanmaktır .
Nereye giderse gitsin, bir sekilde manzara resmi cekebilmektir .
Güneş gözlüğü takınca yakışıklı olduğunu sanmaktır ...
Arabayi her yere park edebilmektir ...
TV yayının arkasından el sallayıp aynı anda cep telefonu ile yakınlarını arayıp haber vermektir ...
Şampuan bitmek üzereyken içine su doldurmaktır ...
Cihazların uzaktan kumandalarını naylonla kaplamaktır ...
Bütün olayları '' bir arkadaşımın arkadaşının arkadaşı ...'' şeklinde anlatmaktır ...
Telefon çalınca yanına gidip bir kez daha çalmasını beklemektir ...
Çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir ...
Çay bardağı altlığını küllük olarak kullanabilmektir ...
Fazladan verilen ketçap, mayonez ve kolonyalı mendili sonra lazım olur diye çantaya atmaktır ...
Her programda " 70 milyon bizi izliyor " diyebilmektir ...
Düğünlerde " Dom Dom Kurşunu " ile göbek atarak, " bir avcı vurdu beni, bin avcı yedi beni " gibi sözlerle kendinden geçen tek millet olmaktır ...
Araba camlarına " beni yıka " yazarak arabanın duygularına tercüman olmaktır ...
Asgari ücretle çalışıyor bile olsa maaşının 2 katı fiyatlı cep telefonuna sahip olmaktır ...
Rüzgarlı havalarda küller uçmasın diye küllüğe su koymaktır ...
içtikten sonra"nolucak bu memleketin hali"diye sormaktır ...
Sarı işıkta korna calmaktır ...
Sandalyenin oynayan ayağına kağıt sıkıştırmaktır ...
Denizde " suyun altında nefessiz ne kadar kalabiliyorum. " diye deneme yapıp boğulma tehlikesi geçirmektir ...
Her aklına geldiğinde " Google " da kendi ismini aratmaktır ...
Bisküvi vs. çaya batırıp yemektir ...
Papağana önce küfür öğretmektir ....
Kaza yapan aracın etrafında toplanıp , yaklaşık hasar tahmini yapmaktır ...
Yangın merdiveninin basamaklarına saksı saksı çiçek sıralamaktır .. .
Misafirliğe gidip saatlerce oturduktan sonra , giderken kapı önünde tekrar muhabbet etmektir ...
Yanındakinin gazetesine göz ucuyla bakıp gazeteyi büyük bir iştahla okumaktır ..
"Nerelisin ?" sorusuna cevap aldıktan sonra " içinden mi ? " diye sormaktır ..
Markete 1 ekmek almak için gidip en az 15 ekmeğe dokunmak , mıncıklamak fakat en sonunda ilk mıncıklanan ekmeği almaktır ...
Kaldırım varken yoldan gitmektir ...
Düğünlerde saçı topuz yapıp, yandan iki bukle bırakıp, bir de saç üstüne sim döktürmektir ...
Asansör beklerken tuşa ne kadar fazla basılırsa asansörün o kadar çabuk geleceğine inanmaktır ...
Kale kilit anahtarıyla kulağını kaşımaktır ...
Bulmacadaki ünlülere kadın erkek farketmeden sakal, bıyık, kaş çizmektir ...
Yemeğin tadına bakmadan tuz atmaktır ...
Her şeyde pazarlık yapabilmektir ...
"inşallah"la bütün işleri hallettiğine inanmaktır...
Her secim zamanı " bir oydan bişe olmaz " diye oy vermemektir ...
Herşeyi bilmese de bilmektir...
Ve de Türk olmak :
istanbul' da Kızkulesi, Anadolu' da buğday, Çukurova' da pamuk, Ege' de
tütün, Karadeniz' de fındık, Trakya' da ayçiçeği olmaktır ....
Kar yağdığında evsizleri düşünmektir...
Balkon köşesine kuşlar için ekmek kırıntısı koymaktır. ..
Yemeği ziyan etmekten korkmaktır, göz hakkına saygıdır ..
Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır ...
Milli maçta ağlamaktır. ..
Hayatın verdiklerine "nasip", vermediklerine "kısmet" demektir...
Her işin "hayırlısına" inanmaktır ve "feleğe" küfretmektir vede
ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.. .
Yunus'u bilmektir, Aşık Veysel'i sevmektir...
Saz çaldığında, ney üflendiğinde, yüreğinin derinlerinde bir sızı
duymaktır, bir de Yemen Türküsü'nde...
Asya'da batılı, Avrupa'da doğulu diye tepki görmektir...
Çanakkale'de ölmektir. ...
Askere davul-zurna ile evlat uğurlamaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek...
Şehidinin tabutuna son kez dokunurken "vatan sağ olsun" demektir...
organizasyon kelimesini lügatlarında barındırmayan ırktır. yumurta gelecek, işler ondan sonra ivedilikle ve en dandik şekilde halledilecektir. hangi eğitim seviyesinden ve sosyal sınıftan olursa olsun "hallederiz abi." diyendir, iş hayatından soğutandır.
tarihiyle övünülemeyecek ancak belki gurur duyulabilecek bir millettir. gelinen şu noktada geçmişle övünmek acizliktir. geçmişle övünmeye hakkınız yoktur çünkü ortada sizin bir katkınız yoktur. miskin, gerzek şebekler gibi ülkenin içine ettik, çalışmayı ve öğrenmeyi değil, okan bayülgen'i izlemeyi tercih ettik. doğru değil mi? o zaman geçmişle övünmek hakkımız değildir. bir de utanmadan moron moron cümleler kurup artistlik yapmayın. siktirin gidin defolun, adam olun öyle gelin. sinirlerim bozuldu.
geçmişiyle övünür bazılarıda bunu eleştirir de eleştirir. e övünülmeyecek bir geçmişmi ki, türk ün geçmişi. olmayan bir konuyla mı övünüyor ? değil tabi.
övünmeye devam. ama hedef torunlara da övünülecek bir geçmiş bırakmak. bunun için de tek yol, bilim, ekonomi ve kültürde ölesiye çalışmak. tıpkı vatan korur gibi, ölesiye.
türk dışı nüfus öğeleri ile kendini zenginleştirmesi faydalı bir olaydır. bu sadece nüfusla ilgili değil kültürle de ilgilidir ki hiç bir ulus sadece kendi ürettiği kültür öğeleri ile kendini geliştiremez. düşünsene biz başka kültürlerden alıntılar yapmasak bugün, hayatımızda neler olmazdı şimdi.
iyi ya da kötü biz hazır olanı almayı iyi bilen ve onu yontup biçimlendirip kendinin yapmayı beceren bir milletiz. bu devam etmeli. ve tabi ki illede üretim üretim. her konuda.
biz bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyeti milliyece mücahedeyi caiz gören bir mesleği takip eden kimseleriz.
