doğada, güç, çeviklik, denge, akıl vs vs. belirli koşullarda hayatta kalmayı ne sağlıyorsa avantajlılık odur. yani bir t-rex, güçlü olduğu, yiyebildiği, besin zincirinin üstünde olduğu için kücücük bir dinozordan üstündür denemez. şudur ki, meteor faciasında, ve akabinde gelen apokaliptik kışta o alay dilen, t-rexler tarafından dövülen küçük otçul dinozor, mağaralara, yerin altına sığınarak hayatta kalmış, lakin t-rexler mefta olmuştur. şimdi buradan ne anladık ? bir ekolojideki hakimiyetin, yada belirli bir zincirin(besin, teknoloji, hatta harun yahyasal bir laf olaraktan fıtrat vs) belirli bir zamanda tepesinde olmak bir cinsin, türün, ırkın, milletin vs üstünlüğünü belirleyemez. buradan daha detaylı anladığımız şudur ki, mutlak üstünlük nedir? yoktur aslında öyle bir kavram. lakin ne değildir, işte o apaçık ortadadır.
"osmanlılar zamanında dünyayı titretti hülen! herkeşi yönetti! biz üstünüz üleyn" -peki ya şimdi?
"amerika dünyayı yönetiyor uleyn biz üstünüz uleeynn nası yönetir uleyn" - çelişki yok mu sence de?
dediğimiz gibi, bir beşyüz yıl sonra ne olur, kim bu "yönetimm-hükümranlık" zincirinin tepesinde durur, bilinmez. lakin şunu da anlamakta fayda vardır, üstünlük tek bir kıstasla ölçülemez. evrende sonsuz kıstas vardır, sonsuzunda da üstünlük diye bir şey olamayacaktır. ne bir ırk, ne bir tür, ne de br millet, ne de bir devlet. kısacası mutlak üstünlük yoktur. olamaz da.
ha tanım mı?
tanım: dünya üzerinde bir millet. üstün, aşağı falan değildir, velakin mensuplarının varlığının devamı için çalışması gereken insanlardır.
bir araştırma göstermiştir ki anadolu'da yaşayan türklerin ancak %30ü orta asya göçmenidir. bu da demek oluyor ki türkiye'de yaşayan bir çok türk'ün atası daha önceden anadolu'da yaşamış milletlerdir.
ey iman edenler! sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (bunlar) allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). bu, allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. allah'ın lütfu ve ilmi geniştir! (maide suresi, 54. ayet)
ayetinde bahsedilen kavmin (toplumun, milletin) türkler olduğu pek çok alimin ortak görüşüdür. [bu alimlerin başında bediüzzaman gelir.]
Türkler, dünyanın en eski, asil, büyük devletler kurup, pek çok ünlü şahsiyetler yetiştiren medenî milletlerinden biridir. Türkler, Nuh peygamberin oğullarından Yâfes'in Türk adlı oğlunun neslindendir.
Tarihî şahıs, boy ve millet adlarının oluşumuna göre, Türk kelimesinin aslı "türümek" fiilinden gelmektedir. Bu fiilden türetilmiş, kişi ve insan anlamında "türük" ve nihayet hece düşmesiyle "Türk" kelimesi ortaya çıkmıştır. Nitekim Anadolu'da bir kısım göçebeler de yürümekten "yürük" adını almışlardır. Türk kelimesi, ayrıca, çeşitli kaynaklarda; "töreli, töre sahibi, olgun kimse, güçlü, terk edilmiş, usta demirci ve deniz kıyısında oturan adam" manâlarında kullanılmaktadır.
Coğrafî ad olarak Turkhia (Türkiye) tabiri ise altıncı yüzyıldaki Bizans kaynaklarında, Orta Asya için kullanılmıştır. Dokuzuncu ve onuncu asırlarda, Volga'dan Orta Asya'ya kadar olan sahaya denilirdi. Bu da Doğu ve Batı Türkiye olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Doğu Türkiye, Hazarlar'ın; Batı Türkiye ise Türk asıllı Macarların ülkesiydi. Memluklar'ın ilk zamanlarında, Mısır'a da Türkiye deniliyordu. Selçuklular zamanında, onikinci yüzyıldan itibaren Anadolu'ya Türkiye denilmeye başlandı. Türk kelimesini, Türk devletinin resmî adı olarak ilk defa kullanan, yedi ve sekizinci yüzyıllarda hüküm süren (681-745) Göktürk Devleti'ydi.
Bilinen en eski Türk kavmi, Çinlilerin Hiung-nu dedikleri, M.Ö. 3. asrın başından itibaren tarih sahnesinde görülen Hunlardır. Bu kavmin anayurdu, Tienşan'ın kuzey kesimiyle batıdaki Altay Dağları, Orta Urallar ve Hazar Denizi'nin kuzey hudutları içinde kalan vadideydi. Şenyu denilen hükümdarlarının ordugâhı, Orhun Irmağı kıyısında bulunuyordu. Nüfus çoğalması ve fetih isteği gibi iki büyük sebeple yayılmaya başladılar ve Çin hudutlarına kadar olan bölgeyi ele geçirdiler *
edit: allah allah. kötü birşey mi dedim bana mı öyle geliyor? bardak filan diyorum, dolu taraf diyorum. sazanlamayın diyorum. ortada olan gerçek bir şeyi yazıyorum.
sizin dilinizde yazalım da iyice kavrayabilirin cümleyi;
ne mesleğim, ne sosyal statüm, ne malım, ne seçtiklerim ve onların başarısı, nede ellerimle inşaa ettiklerim hiçbirisi seçmediğim halde sahip olduğum, ait olduğum bu sıfat kadar beni gururlandırmaz, gururlandıramaz. her sabah şükür ederek uyandığım ait olmaktan sonsuz gurur duyduğum milletimin adı.
irk, dil, din ayirmayandir. o degil midir pascal noumayi aile ferdi olarak goren, o degil midir kurdu, cerkezi, ermenisi, lazi, cerkezi, musevis,i hristiyani ile ayni ekmegi bolusen, yine o degil midir k,i ulkesinden kopup gelmis, masum natasalara evini, ocagini acan onunla ayni yatagi paylasan ,iste boyleyiz biz hem severiz hem ...
Türkler dediğimde göndermelerim
Süprüntüleri şırfıntıları hamamoğlanlarını
Kapsadı kapsayacak
Sanıyorsan yanılırsın
Türklük şiir
Türkün eni Türkün boyu
Müslümanlığı kadar
Baksan bulacak mısın
Koskoca istanbul'da
Nef'î diye bir semt
Ama Bayram Paşa var.
en çok türkiye sınırları içerisinde birtakım maymunlar tarafından eleştirilen ırk. yani benim görebildiğim uludağ sözlük maymunları biz türkleri ırkçı ve barbar olmakla suçlarken kendi ırklarının faşistliğini yapıyorlar, biz de yiyoruz. bu tip evrimini tamamlayamamış maymunlara karşı dikkatli olmak lazım, kendi barbarlıklarını biz türklere yıkmaya çalışıyorlar çünkü.