türkiyenin %90 kısmı kendini türk olarak tanımlamaktadır. geriye kalan kürt,ermeni rum ve gayrimüslim nüfus bu günlerde türklüğü silmeye uğraşıyor başlarınada bir gürcü lider alarak7 düvelin bir olup silemediğini çabuk unutmuşlar herhal..
Türk olmak; 40 neferle birlikte Çin'e saldırmaktır Koskoca Çin'e korkudan set inşa ettirmektir. Malazgirt'te korkusuzca savaşıp yeni memleketin kapısını açmaktır. islamiyet'i savaşsız, doğru olduğunu düşünüp kabul etmektir. istanbul'u fethederek Peygamber müjdesini yerine getirmektir. Mısır'a kadar ilerleyerek Kutsal Emanetleri muhafaza altına almaktır. 3 kıtaya hükmederek dünyaya korku salmaktır. Viyana önlerine kadar ilerleyerek Avrupa'yı kıskaca almaktır. Amerika ile ingilizce dışında bir dille sözleşme imzalatan tek devlet omaktır. Ne olursan ol yine gel diyerek herkese kucağını açmaktır. Samsun'a çıkarak ülkeni işgal edenlere karşı birlik olup Kurtuluş Savaşı'nı başlatmaktır. istiklal Marşını yazarak milli uyanışın sesi olmaktır. Ve de Türk olmak Şehit kanlarıyla sulanmış bayrağa sahip çıkmaktır. NE MUTLU TÜRKÜM DiYENE.
mensubu olmakla durur duyduğum, tarihi, kültürü, örf ve adetleri akıl ve mantığa uygun, 3 kıtada ayak izi bulunan, tarihin onsuz yazılamayacağı ırk. bu duygu anlatılmaz yaşanır.
Tanrı dünyada oluşacak kaosu düzenlemek için Türkleri yarattı.Daha sonra ise Türkleri yeryüzünde hakim kıldı.Kağanı cesurdu askeri cenk ederdi.Kadınları vatanseverdi.Oğulları babasının izinden giderdi.Ne zaman ki yabancı hayranlığı başladı işte o zaman Türkler yeryüzündeki hakimliğini elinden kaçırdı.Bizler bir birey değiliz biz bir milletiz.Tek değiliz asla tek kalmayacağız savaşacağız.Gerekirse öleceğiz ama çocuklarımıza biz elimizden geleni yaptık diyeceğiz.Atalarımızın yolundan şaşmayacağız.
Kendi efsanelerine göre Ulu Ay Ataçı ve Ulu Ay Anaçı adlarını taşıyan ilk iki insana; islami inanış ve efsanelere göre Hz. Nûhun oğlu Yâfese; Fars efsanelerine göre ilk insan olan Keyûmersin beşinci göbekten torunu Firîdûnun oğlu Tûra dayanan;
Muhtemelen M.Ö. 8. yüzyıldaki Sakalarla, kesin olarak M.Ö. 318de Hunlarla tarih sahnesine çıkan;
M.Ö. 3. yüzyıl - M.S. 840 arasında Hunlar, Tobalar, Köktürkler ve Uygurlarla Orhun Vadisi merkezli büyük imparatorluklar kuran ve kudretli zamanlarında sınırları doğuda Büyük Okyanusa, batıda Kırım yarımadasına uzanan;
4. yüzyıl ortalarında Akhunlarla Afganistan ve Hindistana hükmeden;
374 yılında Batı Hunlarıyla idil ırmağını geçip Macaristan ovasına yerleşerek neredeyse bütün Avrupaya hâkim olan;
Batı Hunlarıyla başlayan ve asırlarca süren kavimler göçüyle Avrupanın beşerî coğrafyasını belirleyen başlıca âmillerden biri olan;
9. - 12. yüzyıllar arasında Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Bulgar Türkleri ve Selçuklularla Doğu ve Batı Türkistanda, Afganistanda ve Hindistan alt kıtasında, idil-Ural bölgesinde, iran, Anadolu, Irak ve Suriyede hükümranlıklar kuran;
13. - 19. yüzyıllar arasında Çengizliler, Çağataylılar, Altın Ordu, ilhanlılar, Memlükler, Temürlüler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Şibanlılar, Babürlüler, Safeviler ve Osmanlılarla Moğolistan, Türkistan, Avrasya bozkırları, Afganistan, Hindistan, iran, Anadolu, Irak, Suriye, Mısır, Balkanlar ve nihayet bütün Ortadoğu ve Kuzey Afrikaya hükmeden;
19. - 20. yüzyıllarda bağımsız ve bağımlı devlet ve topluluklarla doğuda Yakutistandan, Moğolistan ve Çin içlerinden batıda Kosovaya; kuzeyde Tataristan ve Çuvaşistandan güneyde Irak, Suriye içlerine ve Kıbrıs adasına uzanan coğrafyada yayılmış bulunan;
21. yüzyıl başlarında yedi bağımsız devlet ile birçok federe ve özerk devlet içinde, üst paragrafta belirtilen coğrafyada 200 milyonu aşan bir sosyolojik varlık olarak yaşayan;
6. yüzyıldaki Köktürklerden itibaren yerli ve yabancı on binlerce eser ve belgede adları TÜRK olarak geçen;
Son yüzyıllarda bu adlandırmanın siyasi ve hukuki bir anlam da kazanmasıyla, bağımsız devletimizin bütün tebasını kapsayan;
Bilge Kağana göre yukarıda gök çökse, aşağıda yer delinse devlet ve yasasını bozdurmama azminde olan, dürüst ve âdil; fakat aynı zamanda bir doyunca bir daha aç kalacağını düşünmeyen, düşman hilelerine çabuk aldanan ve birbirine çabuk düşen;
Kâşgarlı Mahmuda göre adları Allah tarafından verilen ve güzellik, tatlılık, aydın yüzlülük, edep, yaşlılara hürmet ve riayet, ahde vefa, alçakgönüllülük, yiğitlik hasletlerine sahip bulunan;
Ali Şir Nevâyîye göre ilim, marifet ve tefekkürde fazla derinlik sahibi olmama; buna karşılık pratik düşünceli ve yüksek kavrayışlı olma, yaradılış bakımından saflık ve temiz yüreklilik gibi özellikleri olan
Biyolojik, sosyolojik, siyasi, hukuki bir varlık, bir MiLLET' tir.
Türkler deriden kıyafetler giyen, kalabalık, çehresi sanki örsle dövülmüş gibi olan çekik gözlü , kırmızı yüzlü bir kavim olarakta tasvir edilmiş hadislerde peygamber efendimiz S. A. V. H . z Muhammedde bir hadisinde Türkler sizle savaşmadıkça sizlerde onlarla savaşmayın şeklinde ümmetine buyurmuş.
islam peygamberinin bunun yanında çoğu zaman Türklerin otağında namaz kıldığı bilinen bir gerçek
Tabi çeşitli kaynaklarda TÜRK kelimesinin anlamına dair çeşitli fikirler , tezler ortaya konulmuş bunlar arasında güçlü , kuvvetli, töre sahibi , gibi vesaire.
rahatını bozmayı sevmeyen ulus. allah esirgesin, rahatının bozulduğunu ve güç kullanmadan yerine gelmeyeceğine hissederse tükürüğü ile düşman boğar.
inanmayan ya da atmış diyenler tarihe baksın atlarının rahatı bozulduğunda bile neler yapmış.
(bkz: atlara otlak bulayım derken dünyayı fethetmek)
ister ki, huzur olsun sükun olsun. herkes yesin içsin.
dinle uyutulmadığı sürece en büyük başarılara imza atabilecek millettir.
en üstün olduğumuzu falan iddia edemem ama kaliteli bir gen yapımız olduğu gerçek.
şanşlı, şerefli ırk. ama tayyip erdoğan ve yandaşları sayesinde türklük artık silinmeye çalışılıyor. sayın tayyip erdoğan (!) miliyetçiliği ayaklar altına almıştır. tıpkı alparslan türkeş'in dediği gibi:
"bi ülkede milliyetçilik suçsa o ülke işgal altındadır."
araplaştırılmaya çalışılan tam araplaşamayan,avrupalılaşmaya çalıştırılan tam avrupalılaşamayan,ortada kalmış kaldırılmış ama ne hikmetse "ulan benim türk'lük diye geleneğim göreneğim kendi tarihim var" deyip kendi tarihine bile sahip çıkamayan insan ırkı.
yapıp bozmada üstüne yoktur. tarihte o kadar devlet kurdu ve yıktı. nedense kendi milletiyle de savaşmıştır. hani bazen derler ya "türkün türkten başka dostu yoktur" tamam ama aynı zamanda "türkün türkten başka düşmanı da yoktur" dememek için sebep var mı bilemiyorum?. bunun asıl nedeni iktidar savaşı ve güç dengeleridir. bu güç ve dengeler çok değişikliğe uğradı ve sabit bir tarihe sahip olamadı. kendi tarihini bile çin tarihinden araştırıyor avrupalı türkologlar sayesinde tarihi öğrenmeye çalışıyor. elbette ki halil inalcık gibi tarihçileri çıkarabilmiştir. fakat bu milletin tarihini iyi öğrenmesi için yeterli değildir. kendi kültürünü bir başkasından ne kadar doğru ve sağlıklı öğrenebilirsin?