Çok tabii olan çatışmadır. Türkler yerinde duran bir millet değildir. Sürekli etkileşilen yeni milletler şiire de yansımıştır.
islam öncesi tamamı hece ve kafiyeyle yazılmış şiirler görülürken islam'ın türkler'de yayılması sonrası yani 1000'li yıllardan 1900'lü yılların başına kadar bir aruz akımı türk şiirinde yer bulmuştur. Aruz vezni varlığnı saray çevresinde sürdürürken hece ise taşradaki türk halkının kullanımıyla sınırlı kalmış ve doğrusu pek gelişme imkanı bulamamıştır.
1860'larda başlayan 1. Tanzimat ile birlikte hece ölçüsü yeniden aruzun yerine getirilmeye çalışılsa da bu akımı savunan asıl sanatçıların bile hece ile yazmaması 2. Tanzimat edebiyatında hece vezninin yeniden dip yapmasına sebep olmuştur. 1920'lere kadar durum aruzun liderliği ile böyle devam etse de yeni yönetimin türkçü uygulamaları heceyi, batıcı uygulamaları ise serbest ölçüyü aruzun yerine geçmeye itmiştir.
1940'lardan sonra ise serbest ölçü hece ölçüsü çatışması başlar. 1. Yeni, 2. Yeni, gibi akımlar serbest ölçüyü hakim kılmaya çalışırken hececilerin de taraftarı azımsanamayacak kadar fazladır. 2000'lere kadar oluşan siyasi ve toplumsal olaylar sebebiyle; maviciler, hisarcılar, toplumcu gerçekçiler gibi pek çok akım edebiyatta türemiş ve etkili olmuşlardır. Maalesef hepsine deyinemeyeceğim.
Bu günlerde ise bu çatışmalar hala devam etse de kafiyesiz serbest biçimciler birazcık önde gibi duruyor. Ancak hala aruzla yazan şairler bile var.