7)sigara içmeye ara verileceği zaman içeri geçip oturmak için.
8)kapıyı gören bi yere geçip içeri giren çıkanları süzmek için.
9)5 dakika ders çalışıp ya da araştırma yapıp 2 saat kütüphanenin kafeteryasında oturarak ülke ekonomisine çaylarla, böreklerle, çizilerle can katmak için.
10) 'acaba götümdeki kurtlarla en fazla kaç dakika insanları rahatsız etmeden, hop oturup hop kalkmadan dersimi çalışırım, araştırmamı yaparım' diye test etmek için.(öngörülen süre max. yarım saat)
11) yan masada oturan arkadaşımın ensesine vurarak, soğuk elimi sırtına sokarak, hapşırmasına bile gülerek absürdlük konusunda sınırları ne kadar zorlayabilirim test etmek için.
son maddedeki mal benim ve hapşırmak bence çok komik ehe!
yasak olduğu halde içeri yiyecek sokup onun ambalajını bir de içeride açan tipler vardır. o biskremin ambalajını hışırdatmadan açma stresini yaşatırlar insana bol bol.
heleki başta teknik bilimlerden biri hasbelkader yolu kütüphaneye düşmüşse görün kepazeliği.
koridorun içinde telefonla bangır bangır konuşanı mı dersin
masalara doluşup sanki evde çalışıyormuş gibi bağıra bağıra birbirine ders anlatanı mı dersin,
ıslık çalanı mı dersina,
topuklu giydiğine aldırmadan taktaktak oraya buraya yürüyen kezbanlar mı dersin...
ne kadar dengesiz varsa görürsünüz yurdum kütüphanelerinde.
ha bir de uyarınca sanki kafasına taşla vurmuş gibi düşman kesilen tipler vardır. sus dersin; sanki yaşam özgürlüğünü elinden almışsın salağın.
açıkçası yiyecek, içecek, hatta kulaklıkla müzik dinleme sesine bile razıyım. yeterki şu dengesizlikleri yapanı görmeyeyim.
peşinedit; teknik bilimleri verdim ama her bölümün ayrı bir dengesizi vardır bunu da ekleyelim.
kimse girişte kendine verilen masa numarasının yazılı olduğu yere oturmaz. mutlaka boş bulunan, göze hoş gelen bir yere oturulur. oranın asıl sahibi gelince de 'size bu numarayı versem de siz de oraya otursanız olmaz mı değişelim yerleri 'pazarlığı yapılır.
mesela şöyledir: her öğrenci kütüphanede sessizlik ve ciddiyet ister ta ki kendi sohbetlerini bitirene kadar. gözlemleyin onları, halbuki az önce siz köşede ders çalışır veya araştırma yaparken kafanızı şişirenler onlardı.
bunları bir araya toplayacaksın ve toplu halde imha edeceksin.
kütüphanedeki tarama bilgisayarlarını facebook için kullanan öğrencileri aklıma getiren olgudur. çaldım kapıyı girdim müdürün odasına. durumun ne kadar saçma ve yanlış olduğunu söylediğimde müdürün cevabı daha ibretlikti. ben facebooka izin vermezsem kimse gelmez dedi. yorumu size bırakıyorum.