7)sigara içmeye ara verileceği zaman içeri geçip oturmak için.
8)kapıyı gören bi yere geçip içeri giren çıkanları süzmek için.
9)5 dakika ders çalışıp ya da araştırma yapıp 2 saat kütüphanenin kafeteryasında oturarak ülke ekonomisine çaylarla, böreklerle, çizilerle can katmak için.
10) 'acaba götümdeki kurtlarla en fazla kaç dakika insanları rahatsız etmeden, hop oturup hop kalkmadan dersimi çalışırım, araştırmamı yaparım' diye test etmek için.(öngörülen süre max. yarım saat)
11) yan masada oturan arkadaşımın ensesine vurarak, soğuk elimi sırtına sokarak, hapşırmasına bile gülerek absürdlük konusunda sınırları ne kadar zorlayabilirim test etmek için.
son maddedeki mal benim ve hapşırmak bence çok komik ehe!
türk kütüphanelerinde taş gibi kızların ders çalışmaması yüzünden erkeklerin oraya gitmediğini biliyorum.
bu durumda suç taş gibi kızlarda.
ona söyle jojuk bunları.
kütüphanedeki tarama bilgisayarlarını facebook için kullanan öğrencileri aklıma getiren olgudur. çaldım kapıyı girdim müdürün odasına. durumun ne kadar saçma ve yanlış olduğunu söylediğimde müdürün cevabı daha ibretlikti. ben facebooka izin vermezsem kimse gelmez dedi. yorumu size bırakıyorum.
mesela şöyledir: her öğrenci kütüphanede sessizlik ve ciddiyet ister ta ki kendi sohbetlerini bitirene kadar. gözlemleyin onları, halbuki az önce siz köşede ders çalışır veya araştırma yaparken kafanızı şişirenler onlardı.
bunları bir araya toplayacaksın ve toplu halde imha edeceksin.
yasak olduğu halde içeri yiyecek sokup onun ambalajını bir de içeride açan tipler vardır. o biskremin ambalajını hışırdatmadan açma stresini yaşatırlar insana bol bol.
kimse girişte kendine verilen masa numarasının yazılı olduğu yere oturmaz. mutlaka boş bulunan, göze hoş gelen bir yere oturulur. oranın asıl sahibi gelince de 'size bu numarayı versem de siz de oraya otursanız olmaz mı değişelim yerleri 'pazarlığı yapılır.
aptullah kuran kütüphanesinde görülmeyen kültürsüzlük. millet harıl harıl ders çalışıyor yani. bazen yer bulamayıp kantinlerde sürünmek zorunda bile kalabiliyorsunuz.
internet kitapçılığı ile her kitaba ulaşabilme imkanı, e-kitap uygulaması ile el kadar alete bir dünya kitabın sığdırılabilmesi, google, yandex ve benzeri arama motorları ile istenilen bilgiye en kısa sürede ulaşılabilmesi nedenlerinden dolayı mazur görülebilecek olan kültürsüzlüktür.
o kütüphaneye ait kitapların elektronik ortama aktarılmasıyla birer e-kütüphane bölümü oluşturarak kısmen de olsa aşılabilecek bir durumdur.
belki bazı kütüphanelerde vardır, kesin bir bilgim yok.
heleki başta teknik bilimlerden biri hasbelkader yolu kütüphaneye düşmüşse görün kepazeliği.
koridorun içinde telefonla bangır bangır konuşanı mı dersin
masalara doluşup sanki evde çalışıyormuş gibi bağıra bağıra birbirine ders anlatanı mı dersin,
ıslık çalanı mı dersina,
topuklu giydiğine aldırmadan taktaktak oraya buraya yürüyen kezbanlar mı dersin...
ne kadar dengesiz varsa görürsünüz yurdum kütüphanelerinde.
ha bir de uyarınca sanki kafasına taşla vurmuş gibi düşman kesilen tipler vardır. sus dersin; sanki yaşam özgürlüğünü elinden almışsın salağın.
açıkçası yiyecek, içecek, hatta kulaklıkla müzik dinleme sesine bile razıyım. yeterki şu dengesizlikleri yapanı görmeyeyim.
peşinedit; teknik bilimleri verdim ama her bölümün ayrı bir dengesizi vardır bunu da ekleyelim.
2 yıldır üniversite okuyup kütüphaneye sadece 1 kere giden arkadaşlarım var haliyle hiç gitmeyince kütüphane kültürünüde öğrenemiyorlar çoğu yerde böyle.
Çoğu ders kitabından başka bir kitap görmüyor. Akıl desen havada , hayaller umutlar hedefler boş beleş. Böyle ölüp gidecek belki. Ne bekleyebilirsin ki?
Malesef ki Türkiye'de ki eğitim sistemi yüzündendir öğrencilere, gençlere kitap okumayı aşılamak yerine kitabı ezberleyip sınavdan sonra unutması istenir.
Ödevini yaptın mı, onu ezberledin mi bunu ezberledin mi diye sorarlar bir kerede şu kitabı okudun mu diye sormazlar edebiyatta da Özet okuturlar sınavda sorarlar tamamen ezber eğitim sistemi çok yanlış çok yanlış eğitiliyor 20 milyon Türk genci.