insanı kıl eden bir durum. Ulan devlete verdikleri hiçbir şey yok aq. Olmadığı gibi bir de kanser neyim oluyorlar, sömürüyorlar bütçeyi. emekli olunca her şey bitiyor ya... oturuyorlar tüm gün evde... Bir spor yapayım, gidip bir ülke gezeyim, bir etkinlik yapayım, kendime bir uğraş bulayım... yok! oturup dizi izlerler, tüm gün onun bunun işine salata olurlar, gençlerin normal gördükleri şeyleri kendi eski beyinleriyle yorumlarlar, araya fitne sokarlar filan. her şeyi de ayıplarlar "cık cık cık" diyerek. NE biçim yaşlılarımız var yahu aq.
ama göt kadar maaşla bırakın ülkeyi şehir dışına çıkamıyorlar. yıllarca ülkeye hizmet vermiş çalışamayacak duruma gelmişler bütçe yıllarca onları yemiş, garibimde bırazcık bütceden yesin çok mu efendim ?
çalışma hayatları boyunca açlık sınırının altında maaşla çalışıp
emekli olunca aldıkları ikramiye bir ev parası yapmayan türk yaşlıları
yabancı yaşlılar gibi yaşlandıklarında bırak dünya turunu , türkiye turuna bile çıkamıyor haliyle.
anasına, babasına, dedesine, ninesine saygısı olmayan kişilerin hezeyanlarıdır. şimdi bunu onlar duysa piç kurusu derlerdi. ama bir piçin zaten babası belli değildir, nerede kaldı dedesi, ninesi.
Bi kosu merkür'e gidip gelcek halleri olmadigi gibi evde pinekleme pesindede degilleridir. kahveye cikip 51 oynarlar ve bir tecrübe olarak hep torunlarinin ve ogullarinin önünde durmaktadir. kendileri örnek duyulasi en kral öncüdürler. keske hep varolsalar. tecrübe abidesi. bu tarz söylemlerle nereye varilacagini merak etmekdeyim.
yaşlılarımızın saygısızca saldırılan zaafıdır. evde bir şey yapmadan pineklerler, doğrudur. ama, emekli adam, kuruşu hesaplar ve tek derdi ayın sonunu getirmektir. türkiye'deki zalim çalışma düzeninden ve kötü beslenmeden dolayı, çoğu yaşlının sağlığı bozuktur. terlerim, üşütürüm diye dışarı çıkmaktan bile korkarlar. bunlara bir de entelektüel kapasitenin olmayışını eklersek, yaşlılarımız, örneğin avrupalı veya japon yaşlılar gibi dünyayı gezemez, hobiler geliştiremez ; ev - banka, ev - hastane, hastane - eczahane ve ev - süpermarket arasında gidip gelirler.
hespi evde pineklemez efendim. çoğu hastane de sıra bekler, bir kaç ı hastane de cihaza bağlıdır. belirli bir kısmı vardır ki " banka önün de üç aylık beş kuruş maaş ı alacağım diye kriz geçirir rahmetlik olur.. " bazıları darülaceze de pinekler, cam kenarında " beni buraya atıp giden oğlum / kızım " gelse de yüzünü görsem doya doya, öpsem, koklasam. diye beklemektedir..
asıl pinekleyen onlara hörmet göstermeyen, bir ziyareti çok gören, hayır dua larını almamak uğruna kapılarına bile uğramayan " genç ler " dir.. yazık ki atalarımıza saygı ve sevgide kusur gösteriyoruz.. yazık ki senin gibi zihniyetler var bu ülkede..
Genellemelerin yanlış olduğunu bir kez daha kanıtlar bu başlık; zira 72 yaşındaki dedem hala çalışmaktadır. Hayattan aldığı zevk de cabası. Ayrıca yaşlı ve bok kelimelerinin de aynı cümle içinde kullanılması, başlığı açan arkadaşın yaşlılığının nasıl olacağını deli gibi merak ettirir. Allah elden ayaktan düşürmesin azizim. Altından bokunu başkaları temizleyecek hale gelirsen ne yapacaksın,merak ederim. Hadi bakalım.
emekli ikramiyeleri avrupa ülkelerinde yaşayan yaşıtları gibi türkiye benzeri bir ülkede bir iki ay tam donanımlı bir tatil yapmaya yetmiyordur. yetse de kendilerini düşünüp tatile gitmek yerine o parayı başka şekilde değerlendirmeyi yeğliyorlardır. ne de olsa bir yanımız doğudadır bizim. bireysellik de bir yere kadar avrupa insanı gibi değiliz.haliyle evde pinekliyoruz işte yaşlanınca.