"herşeyin taklidini yapmakta çinlileri geçtik, bir kere de orjinal birşey yapalım da alem bizden alsın kopyalasın" dememe sebep, saç baş yoldurtan hadisedir.
diziyi ülkemize getirerek bizi aptal yerine koymaya çalışacak olan yapımcılar ve senaristler Lost'un asıl senaryosunu birebir kopyalamadıkça sıçsalar da lost kadar iyi bir dizi asla ortaya koyamayacaklardır.
akşamları rakı- balık yapılan, içinde kahvehane flashbackleri olan, domuz yerine koyun yenilen bir ada ve ahalisi olacaktır. göreceğiz ve öyle tahmin ediyorumki güleceğiz.
Dokuz günlük Kurban Bayramı tatilini fırsat bilip, "Şöyle bir Amarika'ya gidelim de görelim neymiş, hem ucuz bilet de bulduk, ne duruyoruz o zaman!" düşüncesiyle "Okyanus Havayolları"na ait "831 nolu" uçuşa doluşan Türkler, uçağın Atlantik Okyanusu üzerinde infilak etmesiyle kendilerini bir anda ıssız bir adada bulurlar.
SSK Okmeydanı Acil Servis doktorlarından Jack de (N. işler) bu yolcular arasındadır ve gözlerini adada açması ile gaipten gelen "Doktor Jack, Doktor Jack acilen sahile bekleniyorsunuz." sesini duyması bir olur. Hızla sahile koşan (ve dizinin ilerleyen bölümlerindeki geri-dönüşlerde Aliye isimli eski aşkıyla hüzünlü ayrılışını izleyeceğimiz) Dr. Jack, "anam anam" feryatlarıyla inleyen yolcularla karşılaşır ve olaylar gelişir.
Dizi ilerledikçe adanın hiç de öyle ıssız bir yer olmadığı ve bu adada zamanında (Sorosçu olmakla suçlanan) Dharma Vakfı ile TUBiTAK'ın ortak çalışmalar yürüttüğü ortaya çıkar. Bu çalışmalar adanın manyetik dengesini bozmuş ve yönlerin tespit edilemez hale gelmiştir. Bu da başta ada imamı Mr. Eko (Nouma) olmak üzere, çoğunluğun moralini feci halde bozar. (Bkz. Bölüm 8 Kıble Nerede Be Hacım?)
Sayısal'da gizemli sayılar "3 5 8 31 40 41" rakamlarına oynayıp paranın gözüne koyan Hurley'in (A.Demirer) ada hakkında sürekli söylediği "Abi ben burayı biliyorum, Acun'un adası burası, Survivor Türkiye Yunanistan da burada çekildiydi." cümlesi ve John Locke'un (M. Alanson) burnuna sürekli gelen kaşarlı tost kokusu da adanın gizemini arttırır. Nitekim yolcular bu adada yalnız olmadıklarını anlayacaklar ve olaylar gelişecektir.
küçük emrah'lı bölümler kesin reyting rekorları kırar.
-anne jack abinin evde ne işi var?
ya da
-Bak burası ambar emrah şu verdiğim sayıları 108 dakikada bir bilgisayarra gireceksin
-Sağol kate abla. demek burası ambar, ne güzel sıcacık.
Yıllar önce bir Türk filminde bu konu işlenmiştir.Ancak ne büyük talihsizlik ki adını hatırlamıyorum.Ferdi Tayfur ıssız bir adaya sürgüne yollanır ve adada garip güçler tarafından çalıştırılır falan.Harbiden vardı böyle bir film.
Ayrıca; Süper bi senaryo ve iyi bir cast ile bence güzel bir yapım kotarılabilir.Ancak renkler bakımından kanal seçimi ve filmde kullanılacak renk filtresi ve görsel efektler çok önemli.Mesela Asmalı Konak gibi pastel renkli olmamalı ve kesinlikle ya Show Tv ya da cnbc-e de yayınlanmalı çünkü Kurtlar vadisi kanal d de yayınlandığında renkler olarak kasvetli havasını kaybetmişti.Ama şimdi yuvaya döndü ve tam kendisine göre renk olarak koyu ve kasvetli olan kanalına kavuştu.