bugün

bir türk çocuğu yaşı başı ne olursa olsun anne baba ne diyorsa o yapılmalıdır, onlar haklıdır, doğruyu en doğru şekilde onlar bilirler, siz hep çocuksunuzdur. Siz bir girişim yapamazsınız onlar peşine takıp yaptırırlar, bir iş beceremezsiniz onlar sizin yerinize yaparlar, evleneceksizdir siz beceremezsiniz eşinizi sizin yerinize kendileri seçerler, bir ev idaresini beceremiceksinizdir aynı evde oturtup geline nasıl gelin-anne olacağını, babaya nasıl baba-ev erkeği olunacağını ömür boyu öğretirler. anneler evlendikten sonra kızıyla göbek bağını keserken, oğluyla ömür boyu öyle yaşamayı tercih ederler. bir de hayırlı evlat olayımız var ki bu sıfata vakıf olabilmek çok zordur fakat bunu tartışmak çok su götüreceğinden ayrıntıya girilmeyecektir.
aşırı pohpohlama ya da aşırı disiplin. ama illa ki aşırı.
çocuğa önce anne ve baba demeyi öğretiriz, akabinde eş, dost, akrabaya küfür etmeyi.
" hadi amcaya pezevenk de "
çocuk dışarıda dayak yerse, "niye dayak yedin lan?" diye bir de baba tarafından dövülür. yok eğer mahallede birkaç çocuğun dudağını falan patlattıysa, "hayta mı olucan lan başıma?" diye yine dövülür...
sustur be kadın şu çocuğu.
- senin elin armut mu topluyordu olum?
+ sen bir de onların halini gör baba/anne.
"sağlıklı çocuk tombul olur" diyerek ekmeği evladın ağzına daldırın,
evladın eni boyu bir olunca, "yeme artık" diye saldırın,
manken görünce, evladın yanında "ilik gibi vallahi" diye yardırın.

evladın spor yapmasını isteyin,
top oynadığını görünce "terlersin" diye azarlayın,
sporcu olmak istediğinde "dersine çalış" diye kalaylayın,
başarılı bir sporcu görünce de, evladın yanında "helâl olsun kerataya" diye onaylayın.

evladın müzikle ilgilenmesini isteyin,
gitar çalarken odasına dalın, "dersine çalışsana" diye zevkinin içine edin,
müzisyen olmak istediğini söyleyince, verdiğiniz emekleri haram edin,
başarılı bir sanatçı görünce, evladın yanında "ailecek izliyoruz" diye elin adamına bütün haklarınızı helâl edin.

evladın vatana millete hayırlı olmasını isteyin,
evlat vatan millet mevzularına kafa yorunca, "başımıza vekil vükelâ mı olucan" diye evladı tepin,
bir milletvekili görünce, evladın yanında "sekiz milyar mayiş alıyollar" diye tepinin.
çocuğun hem yalnız bırakılması hem de her hareketinden eleştirilmesi üzerine kurulu bir teknik hakimdir.
ne yaparsanız yapın haklı olmaya ve hakkınızı savunmaya hakkınızın olmadığı, sus lan benden iyi mi bileceksin, hem suçlu hem güçlü tekniği.
çocuk yıkadığında ağlıyorsa kafasına eşşek kadar hacı şakirle vurmak, daha da ağlıyorsa sıcak suyla yumuşamasını sağlamak, yine de ağlıyorsa ne ağlıyorsun ömür törpüsü deyip terlikle vurmak...
boş çay bardağı hızla doldurulmalıdır, misafir geldi mi evin kızının gözleri radar gibi tarar bardakları, muhabbete katılamaz bu yüzden, küçükken ne yaptılarsa artık,

erkek çocukları ne yapsa koçtur aslandır.
çocuk düşünce ilgilenmezsen ağlamaz, çocuk düşer herkes bir şeyle oyalanamaya başlar,
erkek çocuğunun çıplak fotoğrafı çekilir, sanki çükünü görmesek inanmayacağız.
efendime söyliyim bardak, çanak kırınca bas köteği. ama ulu orta küfür edince taktir etmeyi unutma.
annesi, yaramazlık yapan çocuğuna, eline aldığı terlikle, söylediği her şeyi heceleyerek ve hece başına da bir tane patlatarak vurur. haa caydırıcı mıdır? tabiki hayır!
ayakta sallamak suretiyle beyin amcıklamasına neden olma türklere özgü bir tekniktir.
6-7 yaşındaki kızı türbana sokmak, ardından ilkokula da bu şekilde gitmesi için zorlamak. sonra da kılık kıyafet özgürlüğü, inanç özgürlüğü diye kameralar önünde atıp tutmak.
ebeveynin, çocuğun sahibi gibi davranması. çocuk yetiştirmenin, o çocuğu hayata hazırlamak olduğunu unutup, evcil hayvan beslemekle karıştırmak.
kendi düşüncesini çocuğa ezberletmek gibi son derece yaygın teknikler de vardır. sadece o düşünce çevresinde hafif sapmalar gösterir bireyler; ama temelde aynı şeyi savunurlar. baba tarafının çoğunun aynı partiye oy vermesi, dindarlık katsayısı, topluma bakış açısı... gibi durumlarda aynı düşünceye sahip olması da bu durumun sonuçlarındandır.
-her düştüğünde '-ayy düştü vallahi düştü' deyip çocuğu yerden kaldırmak.(bırak kendi kalksın, yoksa bu belirli bir süre sonra özgüvensizlik yaratabilir.)

-sırf çocuk kızıyor, bu da ebeveynin hoşuna gidiyor diye çocuğa 'kız arkadaşın var mı bakıyım hı? kehkeh' falan deyip*, aklınca çocukla eğlenmek.(ileride ilişkiler konusunda sıkıntı yaratabilir.)

-çocuğu aman derslerden geri kalmasın deyip, hiçbir sanat, spor faaliyetine yönlendirmemek.

-çocuğu, başka çocuklarla kıyaslamak.

-çocuk hata yapınca sinirlenmek, zamanla çocuğun hata yapmaktan korkmaya ve risk alamamaya başlaması.

psikolog değilim, kendimden ve etrafımdan edindiğim gözlemleri paylaşmaya çabaladım.
eğer çocuk erkekse cinsel olarak her türlü eğitilir. küfretmekten, çük göstermeye, leğende yıkanırken teşhir edilmeye kadar bir çok yöntem vardır. ve genellikle iş allah'a bırakılmıştır. gayet sağlıklıdır.
çoğunluğu çocukları ile hiç bir sosyal aktivite'de bulunmazlar.
yemeği döküyor, ağzını şapırdatıyor diye büyük masada değil de başka bir masada yemek yedirmek.
türk örf ve adetlerine göre cocuk yetiştirme teknikleridir.
küçükken "hele bi küfret amcan görsün"
ergenken "aa çok ayıp küfredilmez!"
sonraki yaşlarda herhalükarda küfretme yetisini kendinde görme,
ve sonrasında "baba" olunduğunda baştan sarıp devam eden kısır döngü...
sokağa salmak.
sen erkek adamsın diyerek çocuğa ağır sıfatlar yükleyen,akşam eve geç geldiğinde ise"nerdeydin lan bu saate kadar" demektir.
geleneklerimizdendir.
(bkz: ağlamayana meme yok)