son yıllarda gitgide rezil bir hal almış sektördür. bunun göze batan birçok sebebi vardır ama ben bi kaç sebebten bahsetmek istiyorum.
Rus, bulgar turistlerin kalitesizliği ve cahilliği.
- Bu konu hakkında bir çok insan şöyle düşünebilir ruslar ya da bulgarlar vs. gelmezse sahil turizmi nasıl devam eder? o zaman bende rus turistlerin sahil kesiminde tatil yapan amerikan ve ingiliz turistleri pislikleri ve çirkeflikleriyle nasıl kaçırdıklarını söylerim. türk turizmcisi rus turistlere peşkeş çekmekten kendi ırkına kazık sokmaktan o kadar memnun du ki kaliteli turistin kaçtığını farkedemediler bile. ayrıca ege ve güneydeki otellerimizde havuza işeyen sabaha kadar barda bi birayla takılan, dükkanlarda hırsızlık yapanlarda bu ülkelere ait turistlerdir.
Çözüm: Benim çözümüm rus vs. turistlere kota konmasıdır. böylelikle rus veya bulgar gelmeyen bi yere daha fazla yabancı paralı turist gelicektir. ve rusların götünü yalamaktansa türk turizmcisinin türklere dönmesi gerekmektedir ki zaten bu yavaş yavaş gerçekleşmeye başlamıştır. benim akıllı turizmcim güzel kuzey karılarının 5 kuruş parasız olduğunu sonunda anlamıştır.
Türk turizmcisinin öküzlüğü
- Ya kardeşim bir meslek adamı mesleğinde bu kadar mı rezil olur bu kadar mı akılsız olur. bu öküzlük konusunda genelleme yapmak tabi ki haksızlık ama bu sektördeki insaların 60% 'ı bilgisizdir. kendi dükkanına gelen bir insana et muamelesi yapan sapık turizmcilerimizin (bunlar yurtdışına kapak atmak isteyenlerdir) varlığı ülkemize büyük prestij kazandırmaktadır. halı sat ardından çak mantığıyla hareket eden insanların bu sektörde yeri olmaması gerekirden malesef çoğunluk bu zavallılardan oluşmaktadır.
Bu turizm sektörü toparlanır mı bilmem ama türk turizmcisinin türk'e kongoludan daha az değer vermesi bu sektörün daha da diplere doğru sürükleneceğinin işaretidir. türk kendi ülkesinde 100 liraya tatil yaparken başka bir ülkenin vatandaşı olan turist bizim ülkemizde 30 milyona bizim nimetlerimizden yararlanmaktadır. ha bu ayrımcılıkta benim akıllı turizmcilerim ısrarcıysa yerin dibine kadar batsınlar o ayrı...
antalyada yaşadığım için fazlasıyla tanık olduğum durumdur. herkesin bildiği üzere burada her yer dükkan ve işletenlerin büyük kısmı doğulu. büyük markaların yan sanayi ürünleri neredeyse orijinal fiyatına satılmakta. öyle çok para peşindeler ki, jigolosundan tut, turistlere esrar satanına kadar insan bulmak zor değil. onlarca kez şahit oldum.
bildiği gibi turizm denilince akla ilk gelen şey hoteller. sırf o çok lezzetli görünen yemeklerin oraya gelene kadar hangi işlemlerden geçtiğini gözlerimle gördüm. hijyen için personel alımı zorunlu olsa da bilinçsiz aşçılar bu durumun farkında değiller. öyle pisler ki. iki haftada bir kontrol amaçlı hijyen şirketlerinden gelenler var fakat ani bir geliş olmuyor. gelecekleri gün herkes işini mükemmel yapıyor her yer en az iki kez temizleniyor.
servis elemanlarından bahsedeyim. bahşiş için yapmadıkları şey yok. günün gecesinde sahile kadın götürebilmek için binbir takla atıp istemeyen kadına zorunlu olduğu halde servis yapmayan tipler, bir kadın olmayınca diğerine sarkıp müşterileri rahatsız eden tipler görmek hiç zor değil. kaba davrananlar zaten gırla.
işini iyi yapıp ekmeğine bakan insan sayısı çok az. gerçekten çok az. bu şartlar altında kimse bu sektörün gelişmesini beklemesin. zira asla düzeleceğini sanmam.
Son zamanalarda muhteşem bir gelişme göstermiş sektördür. Rusya ile gerçekleşen uçak krizi bu olaya çok fazla etki etmemiştir. Gelişen ülkemizin ekonomisine katkısı en çok olan sektördür.