evet efendim toplumun geri kalmasının belki de en büyük nedeni budur.
16 yaşında sosyal medyada gezinip dünyadan gelecekten ilim irfandan bir haber gelecek kaygısı duymayan tek amacı fotoğraflarda güzel/yakışıklı çıkıp karşı cinsin ilgisini çekmeye çalışan gençlerde
50 sine çıkmış hayatı gündüz kuşağındaki izdivaç programları pembe dizileri olmuş olan teyzelerde
kahvede veya dükkanınında x partisi şöyle y partisi böyle diyip kendini ve partisini haklı çıkarmaya çalışıp partinin yaptığı yolsuzlukları ve hataları görmezden gelen şakşakçı amcalarda
bu at gözlüğü vardır.
bu at gözlüğü öyle bir illettir ki sadece aklını başına getirecek bir şey yaşadığında çıkarırsın.
x partisinin sayesinde ayakta olan imam hatip lisesinde çocuklara tecavüz ederler. çıldırırsın. sonra bilmem ney vergisinde indirim var. rahatlarsın.
şehit haberi gelir bir kısmının gözlüğü biraz açılır. der ki ülkenin durumu ortada bizim yaptığımıza bak. nasıl bir yolda gidiyoruz der. sonra instagrama bir bayrak fotosu koyar. biter gider. gözlük tekrar takılır. neden. çünkü biz bir değiliz. o acı bize uğramadığı sürece görmezden geliriz.
bir ailenin ocağı söner ama at gözlükleridir asıl görmemize engel olan.
çok çabuk unutuyoruz. bir şey oluyor hemen kendimize geliyoruz. sonra hemen gündem değişiyor. at gibi gündemden gündeme koşuyoruz. ve o arada bırak toplumu kendi geleceğimizi bile görmezden geliyoruz.
en büyük problemlerden biri; şu an için suriyelilerle bir arada yaşamaya maruz bırakılmamızdır.
mülteciler egitilmeden, topluma karıştı.kamplarda kalan sayısı az.bunun sebebinin ucuz iş gücü olduğu kanısındayım. firmaların işine geliyor, devlet ses çıkarmıyor..
en büyük sorunu aramaktır. onlarca problemi içinde en büyüğü bana kalırsa kutuplaşma, ekonomi ve ahlak olmakla beraber. hayatı polyanna gibi yaşayan kısım için sözlükte yazılmış problemlerin önemli kısmıdır.
kabullenmek.
ben kabul edemiyorum. maaşı alırken ayrı, harcama yaparken ayrı şekilde, dünyadaki en yüksek vergilerin kesilip, gördüğümüz karşılığın orta düzey yaşam olmasını kabullenemiyorum. bu verdiğin vergilerle üst düzey bir yaşam sürmemiz lazım biraz ekonomi öğren (lafım memnun kesime).
devlet adamlarının, birkaç farkeden yurttaşa, ya hu aç değilsin ya, hem müslüman zengin olmaz aza kanaat etmesini bilir diyip dini beceriksizliğine alet etmesini kabullenemiyorum. bu açıklamaya hak verip sinesine çekilen halka da tahammül edemiyorum.
hala daha yol yaptı diyen adama da para kullanmamasını, ulaşımını hayvanlarla sağlayıp ticareti pirinç, buğday takası şeklinde sürdürmesini teklif ediyorum. çünkü yol yapmak ancak o zamanların seçim vaadi olabilir, yıl 2017 ve burası turizm ülkesi.
Sonuna kadar gidecek istikrarı kendinde bulamamasıdır yerine göre herkesten cesur ve girişimci olan bizler nedense bir süre sonra ilk pes eden, mevcut durumdan ilk sıkılan ve yanılmışız diyen insanlar olabiliyoruz.
fazla ellenmemiş karı bulamamak. bu büyük bir sıkıntı.
pazara gidip bütün domatesleri tek tek elleyen kezbanlar
ayar vermek için birazdan buraya üşüşecek. işte sorun bu.
Anlamak için değil cevap vermek için dinliyor olmasıdır. Daha doğrusu dinlemiyor olması. Sadece türk toplumuna özel bir şey de değil bu. Genel olarak böyle. O yüzden insanlar birbirinden uzak, anlayışsız.
Yarım bilmek. En tehlikelisidir. Karşısındakini bildiğine inandıracak kadar öğrenir herşeyi.
Bizde bilgi batı toplumlarındaki gibi hayatı sorgulamak için değil bu ne işime yarar bana nasıl hizmet eder sorusu için öğrenilir. ihtiyacen fazlasına gerek yok.
bilgiyle insanlığa nasıl hizmet ederim sorusunun bizdeki karşılığı bilgim bana ne kazandırır. Kaba tabiriyle Şark kurnazlığı.
Etik bilgiden uzak Bu zihniyet yenilmeye mahkumdur.
