Ahmet Takan 24 Temmuz'da Beyoğlu'nda çöken bina için şunları söylemiş:
"Devletin arazisine gecekondu yap otur. Gün gelir ruhsat verilir. Kaçak kat çık, gün gelir imar affı çıkar. Talan et, yağmala, vergi kaçır... Nasıl olsa o gün gelir af edilir. Af edilmese bile yapılandırılır!.. Çal, çırp, adam öldür, gasp et, tecavüz et nasıl olsa gün gelir biri gelir affettirir... Ahlakı, namusu, helali haramı, vatan sevgisini, tüyü bitmemiş yetim hakkını, kul hakkını, devletin delikli kuruşunu konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayanların ülkesidir Türkiye. Ancaak icraatın içine gelince; devletin arazisini yağmalayıp gecekondu yapmayan, helal parası ile başını sokacak bir yuva için yıllarca taksit ödeyen, vergisini kuruşu kuruşuna zamanında ödeyen, vatan borcu diye askere gidip şehit olan, gazi olan namuslu insanların cezalandırıldığı ülkedir Türkiye... Belediyeye rüşvet verip de kaçak katlar yapmayan müteahhitlerin batırıldığı ülkedir Türkiye... Bakanlıktaki başkana avantasını verip de çürük yollar yapmayan firmaların çökertildiği ülkedir Türkiye... Çalanın çırpanın, yolsuzluk yapanın, kanunların arkasından dolaşanların, rüşvet verenin de alanında mükafatlandırıldığı ülkedir Türkiye... Kısacası, namussuzlar aflarla mükafatlandırılır, namuslulara da inim inim vergi ödettirilerek, hak ettikleri verilmeyerek, devlet kapılarından kovulur. Hele hele o siyaset denen kurumun yanına bile yaklaştırılmaz.. Yanlışlıkla devlet kapısında bir yer edinmişse, fark edilir edilmez mekanizmayı bozmasın kirletmesin(!) diye en kısa zamanda icabına bırakılır.
Zor iştir Türkiye'de namuslu vatandaş olmak... Namuslu, ahlaklı yaşamak... Gayrimeşru mer'i kanundur Türkiye'de. Hukuk kitaplarında yazar mı? Ara bakalım bulabilecek misin?... Amma git bir belediyeye, git bir bakanlığa, git polise, düş bir mahkemeye, siyaset yapıp da bu ülkeye hizmet edeyim hevesine düşüp de çık yola... Gösterirler, anlatırlar sana mer'i kanunları!.. Namuslu müebbet yatar, namussuz hep mükafatlandırılır... Ezkaza ters giden bir şey olmuşsa namussuz, ahlaksız affedilir Türkiye'de..."
Büyük bir ülkeyi işin içine katmak mantıksız olur ama çoğunluğun ahlak anlayışı yoktur. Gelin birkaç örnek verelim:
Anadolu'daki çoğu kasabada aile içi şiddet, taciz/tecavüz olaylarının üstü bizzat aile büyükleri tarafından örtülmekte, kadına bir 'mal' gözüyle bakılmaktadır. Bu şehirlerde, sokakta hacı/hoca takımı olan insanlar, kapalı kapılar ardında her türlü 'ahlaksız' işi yapsalar da ahlak bekçiliğinde başı çekmeyi ihmal etmezler.
Daha lise yıllarımdan itibaren polislik sınavlarına girişte sorulan soruları dağıtan kişiler vardı. Şimdi yargılanıyorlar (bkz: fetö), işin kötüsü bu soruları alıp da polis olan azımsanmayacak çoğunlukta bir insan yığını oldu. Peki bu kişiler, birilerinin hakkını yediklerini bilmiyorlar mıydı? Pek tabii biliyorlardı. Eh, hani nerede ahlak? Türkiye, - mış gibi yapmayı seven insanlardan kurulu bir ülkedir.
Türk toplumunun %60'ında ahlak yoktur. Ahlak kavramını dinle bağdaştırarak bir hataya düşmektedir. insanlarımız birey olamadığı için ahlak kavramı tam olarak oluşmamıştır. Yanar döner şekilde o böyle yapmış tukaka der, iki gün sonra kendisi yapar, vel hasıl balık baştan kokar.
bizim insanımız ahlakı sadece ''cinsellik'' üzerinden tanımlar. ama o bile ikirciklidir. önemli olan kadının cinselliğidir, erkeğin ki ise haktır ve konuşulmazdır. bunun dışında dürüst olmak, adil olmak, haksızlığa susmamak gibi aslında ahlakın tanımı olan mevzularda ise geçmişi gayet kirli bir milletizdir. bakın işte olanan bitene verilen tepkilere ordan ahlakımıza ulaşabilirsiniz.
Bana değmeyen yılan, bin yaşasın ahlağıdır.
Hatta, başkasına verir talkımı, kendi yutar salkımı ahlağıdır.
Anasına, bacısına yapılınca höösst, başkasının anası bacısı ohhhşş olan ahlaktır.
Rezildir yani...
hayvana, çocuklara hallenen ama el ele tutuşan çifte dayılanan ahlak anlayışı! aslında türk değil orta doğulu anlayışı bu zira gerçek türk toplumlarında kadının yeri ve gücü yadsınamaz, aynı zamanda doğaya ve hayvanlara saygı esas... ne bok varsa orta doğu çöplüğünden geliyor!
riyakarlık tanımın altına imzamı atarım. tam olarak budur. trafikte saysan matematiğinin yetmeyeceği kadar hata, barzoluk, magandalık yapan cahiller fırsatını bulduğunda sana akıl vermeye, laf söylemeye kalkar. sen kimsin amk. aklı sıra bilinçli vatandaş imajı çizecek allahın ayısı..
türk toplumu riyakardır. işine nasıl geliyorsa öyle davranır. sürü psikolojisine sorgulamadan adapte olur. ama lafa geşince şöyleyiz, böyleyiz. ulan ülkenin haline bak!
Asla tasvip edilecek bir ahlak değildir. Her şey dışarıya karşıdır. Ahlak falan hep laftadır. Bir kere küfürler sürekli anne ile ilgilidir varın siz karar verin. Kıyafete kızar ama çocuk pornosunda, hayvan tecavüzünde dereceye girmiştir. Şu atasözü son derece muhteşem özetler; içerde çorba içer dışarıya kürdanla çıkar. Anlayana.
sikilmemiş her kız ahlaklı, sikilmiş her kız ahlaksızdır.
-insanların hayvanlıkları,
-her bebenin cebindeki bıçak ve buna güvenmesi ve kullanmaktanda hiç çekinmemesi,
-magandalıkları,
-ne bakıyorsun lan demeleri,
-kornaya bastı diye adam öldürenleri,
-mahallenin ortasında annesi yaşında kadınlar geçerken am göt küfür etmeleri,
-5 kişi bir şahine doluşup bir kıza laf atması,
-tayt giyen bir kızın götüne bakmaları,
-tecavüz,
-hırsızlık..... bunlar hiç önemli değil bizim için.
bu kadar hayvan bu kadar pislik iğrenç bir milletiz.
MAHALLE KÖŞELERiNDE DELiKANLILAR KOLONiSi KURUP GÖRDÜKLERi TANIDIK BiR KIZ iÇiN BiRBiRLERiNE" LAN OLUM BUNA LAF ATMA BU EMRE ABiMiZiN BACISIR" DEMELERiNE KARŞIN ( SÖZDE MAHALLENiN NAMUSUNU KORURLAR KENDiLERi) DiĞER KIZLARA iŞ ATAN BiR GARiPLiKTiR.
Dekolteyi veya kisa etegi oruspuluk olarak gören anlayışmış, ikinci levelde artik kulaklarini veya burnunu gösterende kaltak diye yaftalayacak anlayıştır.
bacak arasındadır, etek boyundadır. evet, ben buna katılıyorum.
ahlakı bacak arasında aramayacaksak nerede arayacağız? tabi burada kişi bakire veya bakir değil diye ahlaksız demiyorum. ama şöyle de bir sorun var; her "sevgilim" dediğinizle yatarsanız bunun ahlaksızlıktan ne farkı kalır? o kişinin sevgiliniz olması bunu meşrulaştırmaz.
ahlakı etek boyunda aramayacaksak nerede arayacağız? birisi sokakta anadan üryan dolaşsa ama kimseye bulaşmasa bu onun ahlaklı olduğunu mu gösterir? demek ki kıyafet konusunda da bazı sınırların olması gerekiyor.
isteyen mini eteğini de giysin, göğüs dekolteli de giyinsin. ama vücudunu pazarlamaya çalışanlardan görüntüsel olarak bir farklarının kalmadığını da bilsinler.
Deniz fenerini unutur, sike yapan baskani yeniden secer, yolsuzluk yapan partiye canini verir.
Ama buyugunun yaninda saygidan cocugunu sevmez.
Ahlak anlayisimiz ufak tefek detaylarda kendini gosterme cabasindan, cahillikten baska bir sey degildir.
- kalabalıkta kendini göstermek için; "bas! önündekinin omzuna".
- vicdan azabı duyulduğunda; "alemin enayisi sen misin?"
- makam mevki sahibi olmak için; "elense çek, tırpan at, çangalı tak, kaydır ayağını!"
- kolay yoldan köşe dönmeler için; "her yol mübah!"
- elde edilmiş kazanımlar için; "üzümü ye bağını sorma!"
- insanlık damarı depreşince; "dünyayı sen mi kurtaracaksın?"
- kız arkadaş için; "daha atamadın mı yatağa!"
- evlenilecek kız için; "bakire değil mi?"
- erkek, seks için; "seni nasıl özledim bilemezsin!"
- kadın, seks için; "başım çok ağrıyor nejat."
nihayetinde; ibneyiz, ibne! fakat ibneliğimiz; götverenlikle değil her gün biraz daha bozulan, erozyona uğrayan ahlaki değer yargılarımızla alakalı.
- gerçekçi olalım!
ayakkabı kutularından çıkan milyonları görünce kızıyor ve sinirleniyoruz. kızmasına kızıyoruz da kızgınlığımızın gerçek sebebi; onların yasadışı yollardan elde edilmiş kara paralar olması mı, yoksa başkalarında olup da bizde olmaması mı?
- dürüst olalım!
kaçımız, milyonlar dolu ayakkabı kutularını elinin tersiyle iterdi. iki elin parmaklarını geçer mi dersiniz toplamda bu sayı?
