türk toplumu çok hızlı bir değişim içerisinde, bugün açık olan dükkan bir bakmışsın 2 ay sonra market bir iki ay sonra süpermarket olmuş. bu hızlı değişim içerisinde doğu kültüründen özüne kattığı br takım değerleri de batıya uyum çabası içerisinde mazide bırakmakta. yalnız henüz hangi değerlerin bırakıldığı veya bırakılmaya çalışıldığı genel çerçevede netlik kazanmış değil. bu nedenlerle türk toplumunun bu geçiş evresi topluma ait hakim kültürel öğeleri de kesin kılmamakta.
araştırmalar gösteriyor ki türk toplumu henüz samimiyetini ve insana verdiği değeri ve saygıyı kaybetmemiş yani dişil unsurlar taşıyan bir yapıda. ayrıca kolektivist yapıya sahip olan toplumumuzda grup olma ve gruba göre var olma anlayışı yer almakta. kişilerin ben merkezli, bireyci davranıştan uzak mensup olduğu aileye, okula vb grupalara göre hareket etme kendi çıkarınını mensup olduğu grubun çıkarının altında tutma eğilimi toplumumuza ait bir tutum.
ayrıca güç mesafesi kavramı bakımından incelendiğinde toplumumuz güç mesafesinin düşük olduğu toplumlar arasında. yani hiyerarşinin önem kazandığı, statüye göre saygı yüklenmesinin normal kabul edildiği bir yapıda. bunun göstergesi şu ki gerek aile büyükleri olsun gerekse iş yerinde hiyerarşik olarak kendimizden büyük ve yüksek statüye sahip kişilere yüklediğimiz saygı güç mesafesimizin düşük olmasıyla açıklanıyor.
ayrıca hakim olan değerler arasında en öne çııkanı belirsizlikten kaçınma anlayışı. gelecekte olacak olanlara karşı bir risk yüklenimi söz konusu değil. tezatla kaderci analyış, yazılıysa olur, allah herkesin rızkını verir gibi duygusal ve dinsel yaklaşımlar ön planda.
öyle ki bizim kendimizi güvende hissetmemiz herşeyin yazılı, kitabına uygun, adım adım ilerlemesi ve atılan adımların önceden tahmin edilebilir sonuçlar doğurmasıyla şekilleniyor. güvensizlik ortamı tamamen gelecek kaygısı, geleceğin neler getireceğini bilmeyişimizle ya da geleceğe adım atmaya cesaretimizin olmayışla ortaya çıkmasının yanında ayrıca yüzyılar süren tarihimize bakılınca daha net görülebilir.. sürekli savaş halide olmuş olan toplumumuz o günlerden kalma alışkanlıklarla her an tehdit altında olma içgüdüsüne sahip. misal türkün türkten başka dostu yoktur anlayışı da bu güvensizlik ortamının, içe kapanma içgüdüsünün bir sonucu değil mi...
hala şu topluma 'delikanlı' sıfatını layık gören cahiller var. dünyanın en riyakar en ahlak erezyonuna uğramış toplumudur türk toplumu. delikanlı olmak erdemli olmaktır, efendi olmaktır, düşünce sahibi olmaktır. sokakta yan baktı diye yoldan geçene adama saldıran, yolunu kesen alenen tehdit eden barzolar var. ucuz kabadayı çünkü, karşıdaki bir sert tepki verse istediği o zaten hemen kavga. tartışmayı bilmeyen düşünemeyen, beyni pastırma gibi olmuş leş bir toplumdur türk toplumu.
Günümüzde ilim ve bilim düşmanı millet konumunda olan toplum. Böylesine ilim düşmanı bir toplum olabilir mi? 1 gün boyunca: Karabük Kitap fuarında, Türk Tarih kurumunun yayınlarını satın alan tek adam benim. Ne diyeyim; Olmamış bu toplum...
iki insanın birbirini sevmesini, seks yapmalarıyla eş değer gören, bunu tabu sayan, 2014 yılı itibarıyla hala el ele tutuşan çiftleri sopalarla dövme hakkını kendinde bulan bir toplumdur. evlilik dışı her türlü karşı cins münasebetini yasaklayan ama kapalı kapılar ardında bu tür münasebetleri erkek tarafında övünç sayan çelişkili ruh haline sahip toplumdur. seksi yasaklar, tabu yapar, daha sonrasında ise tek gecelik ilişkiler yaşayan erkekleri "vay koçum" nidalarıyla pohpohlayan toplumdur bu. haa eğer bunu yapan kadınsa, gözlerine gözükmesin. aşağılıktır, orospudur, yolludur. birbirleriyle sevişmiş bir çiftten erkek olan "koç"tur, kadın olan ise orospu. erkeğin elinin kiridir bu işler bu toplumda, ama kadın yapamaz. kadınlara bunu yapma hakkını hiç bir şekilde vermeyen bu toplum, yaptığında "koç" diye nitelendirdiği erkeklerin de bunu birbirleriyle yapmalarına izin vermez. özet şudur; erkek bunu sadece kadınla yapabilir ve yaptığında "koç" olur, kadın hiç bir şekilde yapamaz yaparsa "orospu" olur, kadın-kadın veya erkek-erkek hiç bir şekilde yapamaz. yani durumdan sadece tek bir taraf kazançlıdır, birinin kazancı diğerinin utancıdır. toplum her şekilde bu kazancı desteklemektedir. bu kazanç ise diğer tarafın mutlak kaybıdır, dolayısıyla toplum herhangi bir neden olmadan, bir tarafın mutlak kaybını istemektedir. ve bunu da kendi koyduğu anlamsız kurallar silsilesiyle devam ettirmektedir. bu kuralları da "değer" adı altında kutsallaştırarak, bir nevi ona dokunulmazlık hakkı vermekte ve bu adaletsizliğin değişmesine hiç bir şekilde fırsat vermemektedir. bu toplum, adına "değer" dediği bu anlamsızlıklar silsilesini kabul etmeyen her bireyi (misal ben) dışlamakta aforoz etmektedir, her türlü sözlü tacizi kendinde hak görmekle birlikte, fiziksel şiddet türünden yaptırımlar uygulama hakkını da görmektedir. yani yapmanız gereken tam bir adaletsizlik olan bu durumu, "değer" adı altında kabul edip, kutsallaştırmanızdır. diğer herkes gibi, kimsenin birbirine zarar vermeden özgürce ve insanca yaşamasını reddedip, diğer herkes gibi birbirinize anlamsız kurallar silsilesini dayatıp, birbirinize hayatı zehir etmeniz, şiddet uygulamanız ve hatta kan dökmenizdir. türk toplumu budur.
bu ülkenin mahkemelerinde hukuk ve adalete rastlamamamızın sebebi budur. çünkü bir ülkenin hukuku, o ülkenin toplumsal hukukundan beslenir. ve bu toplumsal hukukta adalet yoksa, bunu mahkemelerde aramanızın hiç bir mantığı yoktur.
Düşman olduğum kavramdır.Tamam, Dünya Küreselleşmeyle kasıp kavruluyor ama türk toplumu kadarda hızlı şekil değiştirebilen, karaktersiz bir toplum daha yoktur dünyada. Türk Toplumuna düşman olmamı sağlayan insan modelleri:
Çağdaş Türk Kadını Modeli: Atatürk ü seven, yok yok tapan.Din Düşmanı özellikle islamiyetten nefret eden.(islamiyeti savunmuyorum yakın zamanda bende Allah inancını kaybettim) 60-70 yaşındada olsa dünyadan el eteğini çekmeyi beceremeyen. Yaşına başına bakmadan yüzüne bir ton boya süren, genç kız gibi giyinen dinazordur. Genellikle gözlük takar, saçlarını topuz yapar.
Double Layer Dindar Modeli: 5 vakit namazını kılan ve dini vecibelerini yerine getiren, fakat aynı zamanda liseli kızların peşinde dolanan, zina yapan am göt delisi ibnedir. Ayrıca bunun evli ve çocuklu modeli vardır ki o daha beter, kızılcık sopasını götüne sokmak lazımdır.
Popüler Kültür Ürünü Popçu Modeli: Popüler kültürün doğurduğu ibne türüdür. Biraz eli yüzü düzgündür, bunların parçalarıda kayıt cihazlarıyla yapılmaktadır, enstürman kullanmazlar. Parçalar bir birine inanılmaz derecede benzer, müzikal kalitesinin düşük olduğundan bahsetmeye gerek yok sanırım. Ergen türk kızlarının idolleridir bunlar.
Ergen veya Ruhen Ergen Kalmış Türk Kızı Modeli: Saçlarını düzleştiren, aşırı makyaj yapan badanalayan kız türüdür. Yakışıklı erkeklerin facebook sayfalarında yalakalık yapar, zeka oranı 5 yaşındaki çocuktan bile düşüktür.Yazışmalarında mutlaka J,X,W gibi türk alfabesinde bulunmayan harfleri kullanan morondur. Ruhen Ergen Kalmış Türk Kızı modeli iste benzer karakteristikler taşır. Yakışıklı ünlülerin sayfasına yazarlar, içlerinde ufak bir ümit vardır; yazdıkları kişiler o acınacak hayatlarından bunları kurtarır diye fakat genelde sklp ortada kalırlar.
Converse Giyen Komünist Türk Genci Modeli: Kapitalizmden nefret eden, fakat ironik olarak kapitalizmin her yönden sapına kadar kölesi olmuştur. Levis, Converse giyer; Burger Kingde yemek yer. Ortam için(Genellikle karı kız düşürmek için) komünist ayaklarına yatar, toplumdan farklı görünme kompleksine sahiptir. Birde bunun ortam için metalci olan versiyonu vardır o daha beterdir. ikisinide pasifik okyanusunun ortasına atmak lazımdır.
Marjinal sözlük yazarı modeli : genelde ekşide yazan, herkesi ve her şeyi bitmek bilmeyen bir garezle eleştiren, aşağılayan lavuklardır bunlar. Aşırı kibirli, aşırı kendilerine güvenen bir yapıları vardır.starbucksda kahve içer, yeşil adidas eşorfman giyer, piercing yaptırırlar.(Bilkentte okuduğumdan biliyorum bu ibişleri) ironik olarak bu yazım bu lavuklarla benzer tepkiler görebilir, ama ben türk toplumundan nefretimi nedenleriyle yazıyorum.
Haber sitelerindeki IQsu düşük okuyucu modeli: Haber sitelerinde, haberlerin altına alakasız yorum yazıp trolllük veya safdiliklik yapan okuyucu modelidir. Haberin gidişatını değiştirmek için zıt görüşlü kişilerle polemiğe sebep olurlar. Bazen yorumları öyle mallıklarla doludur ki; insanı klavye başında kudurtur, kafalarını koparma isteği uyandırır.
not: bugünlük bu kadar, aklıma geldikçe devam edeceğim.
aşırı toksik bi toplumdur. herkes herkesin işine karışır, yorum yapar. baskı had safhadadır, bireylerin değil ailenin çıkarları güdülür hep. insanlar kendi doğrularına göre değil toplumun doğrularına göre karar verdiği için günün sonunda mutlu insan sayısı çok azdır.
yüzeyselleşen, hedonistleşen, ciddiyetsizleşen, bencilliği anormal seviyelerde olan ve kuşlara dahi köşkler yapan atalarının insani kalitesinden hızla uzaklaşmakta olan deforme toplum...
önedit: hakaret kastı ile yazanın kulakları midasınkiler gibi olsun.